Mutlu ve gururlu... Kendime, markama, ekibime, birikimimize ve hayallerimize çok inanıyordum, inancım bu başarıyla taçlandı! İlk günden itibaren tüm gücümüzü kadınlardan aldık. Çünkü bizim önceliğimiz, kişisel bakımına özen gösteren şehirli kadının, yoğun yaşam içerisinde kullanabileceği pratik ve etkili çözümleri sunabilmekti. 10 yıl boyunca bu amacımız doğrultusunda durmadan çalıştık. İnsanı odağımıza alırken, aynı zamanda doğaya, hayvana saygılı ve vegan olmasıyla dikkatleri üzerine çeken bir marka olduk. Bunun karşılığını da şimdilik Türkiye'nin en çok satan saç bakım markası ve tüketicilerin çok sevdiği bir marka olarak aldığımızı düşünüyorum. Ayrıca 10 yıl önce markamızı bir ürünle anlatmaya çalışırken geldiğimiz noktada sektöre öncülük eden ürün serilerimiz global markalarla yarışır hale geldi. Bu da çok gurur verici.
Babam Bülent Yorgun'un kurduğu Selen Kozmetik, 1997 yılından bu yana sektörde ithalatçı kimliğiyle faaliyet gösteriyor. Yıllar geçtikçe bu alandaki deneyimlerimiz de arttı ve Selen Kozmetik ailemizle beraber yeni bir hikaye başlatabilmeyi hedefledik. Kanada'da aldığım pazarlama ve iş geliştirme eğitimlerim sırasında içimi kıpır kıpır eden planlar kafamda canlanmaya başladı. Türkiye'ye döndüğümde pazardaki ürünleri, özellikle de saç bakım ürünlerini inceledim. Genelde klasik ambalajlarda, tekdüze görünen ve pek de fazla çeşitliliğe sahip olmayan ürünler olduğunu gördüm. Onlarla rekabet edebilecek, günün birinde onların yerine geçecek, sıkıcı ambalajlar yerine ruhu olan bir marka yaratmaya karar verdim. Girişimci ruhum ve deneyimlerimizin gücünü harmanlayarak 10 yıl önce URBAN Care yolculuğuna çıktık.
Uzun vadeli yatırım planları, strateji ve de sabırla, kendi markamızı inşa ettik ve hem Türkiye'de hem yurt dışında çok büyük ve ünlü markalarla rekabet ediyoruz. Başarımızla kafa tutuyoruz. 40'a yakın ülkede raftayız. Örneğin, geçen yıl ihracatımız tam üç kat arttı. Bu yıl ihracatta döviz bazında 7-8 kat büyüme planlıyoruz. Bu, bir Türk markasının dünyaya kendini kabul ettirmesi adına çok önemli bir gelişme. Fakat alacağımız daha uzunca bir yolumuz var.
Saç bakım markası olarak çıktığımız bu yolda kişisel bakım markasına evriliyoruz. Dolayısıyla ürün ailemiz de büyüyor. Bugün saç ve vücut bakım kategorilerinde 90'ı aşkın ürün çeşidine sahibiz. Ben tüm ürünlerimizi ilgiyle ve severek kullanıyorum. URBAN Care, bakımı odağına almış bir marka... Pratik ve etkili bakım ürünleri benim de olmazsa olmazım. SOS onarıcı bakım maskelerimizi çok seviyorum. Aynı zamanda günlük yaşantımda ve seyahatlerde elimden düşürmediğim bir ürün, URBAN Care Kuru Şampuan. Gün içinde kendimi tazelemek ve saçlarıma hacim katmak için sık sık elim bu ürüne gidiyor. Zaten Türkiye'nin en çok satan kuru şampuan markası olması da başarısını gösteriyor. Son olarak tüketicilerimizle buluşturduğumuz duş serisi de günlük rutinimin bir parçası haline geldi. Bu seride de Lavanta ve Seaweed Citrus favorim...
Global saç bakım ve güzellik trendlerini takip etmeyi çok önemsiyoruz. Bu yılın verileri gösteriyor ki saçlarda artık görselliğin yanı sıra sağlık, saç ve saç derisi bakımını, kökten uca sağlıklı saçları konuşacağız. Aynı zamanda cilt bakımında duymaya alışkın olduğumuz içerikleri saç bakımında da daha sık göreceğiz. Bu konuda tüketicilerimizle buluşturduğumuz en yeni ürün serimiz, içeriğindeki özel formülasyonla saç derisini yenileyerek kepek oluşumunu etkili bir şekilde önleyen URBAN Care Apple Cider serisi. Bu serimizde cilt bakımında sıkça adını duyduğumuz salisilik asit de yer alıyor. Saç tellerini güçlendiriyor ve parlaklık kazandırıyor. Üstelik tamamen vegan; paraben ve sülfat da içermiyor.
Yoğun koşturmalı bir tempoda saç bakımımı hızlı etki eden pratik ürünlerle yapmak tercihim. URBAN Care SOS onarıcı bakım maskelerimiz ve kuru şampuan vazgeçemediklerimden.
İlk günden bu yana doğaya ve hayvana saygı felsefesini benimsedik. Ürünlerimizin hayvansal DNA içermediğini gösteren vegan testlerine ve aynı zamanda uluslararası düzeyde kabul görmüş bir tescil olan V-Label sertifikalarına sahibiz. Hayvanlar üzerinde test edilmediğimizi belgeleyen uluslararası PETA sertifikası da ürün ambalajlarımızda yer alıyor. Hayvanları seviyoruz, bu konuda bilinçli tüketimi destekliyoruz.
Biz, kuruluşundan bu yana tüm gücünü gençlerden ve kadınlardan alan bir markayız. Onların hayallerini gerçekleştirmelerine destek olmak için yola çıktık. Bu platformla her yıl farklı bir konu başlığı seçerek gençlere fon kaynağı sunacağız. İlk yılımızda dansa odaklanıyoruz ve Türkiye'de dans kültürünün yaygınlaştırılmasına katkı sağlamak istiyoruz. Odak noktası olarak dansın seçilmesinde, geçen yılki "Bağlarımızla Güçlüyüz" kampanyamız için özel bir dans koreografisi hazırlayan Ekin Bernay ve ekibi ilham kaynağı oldu. URBAN Care Bond Plex Onarıcı Bakım serisinin etiketleri de yine URBAN Care Young Talent'ın etkisiyle sanatçı Gökçe İrten'in dans eden kadın figürleriyle yenilendi. Çağdaş-Modern Dans, Bale ve Sokak Dansı kategorilerinde kariyer yapmak isteyen profesyonel ve amatör dansçılara yurt dışı eğitim imkanı sağlıyoruz. Sanat Yönetmeni, Koreograf, Eğitmen Beyhan Murphy'nin başkanlığını yaptığı danışma kurulumuzla ve Sanatçı, Dans ve Hareket Terapisti Ekin Bernay'ın koordinatörlüğünde keyifli bir süreç yaşıyoruz. Ön ve fiziki elemeler sonucunda seçilen dansçılar, Avrupa'nın önde gelen okullarında 2024 yaz döneminde ulaşım, eğitim, konaklama ve sosyal hayatın da dahil olduğu bir dans eğitim hakkı kazandı.
Saç bakımında hızlı, pratik ve etkili ürünleri severim. Makyaj, günlük hayatta kendimi iyi hissettiriyor. Yoğun makyajdan ziyade birkaç ufak dokunuşla cildimi daha sağlıklı gösterecek ürünler tercihim. Bunun dışında düzenli cilt bakımı da olmazsa olmazım. Bir de parfümümü kesinlikle yanımdan ayırmam.
Hayalinizdeki markayı yaratmak elbette kolay bir yolculuk değil. Pek çok parametrenin doğru eksende bir araya gelmesi gerekiyor. Doğru fikir, doğru zaman, doğru yer gibi. Bunun üzerine çok çalışmayı da eklemelisiniz. Zira çalışmadan başaramazsınız. Hayatın sadece pembelerden ibaret olmadığının farkına varmalısınız. Siyah da var, gri de... Hatta marka yolculuğunun ilk başlarında bunlar çok daha ağır basıyor. Her zaman karşınıza sınırlar ve zorluklar çıkıyor, bunlara kulak asmadan kendinize ve markanıza inanarak yolunuza devam etmeniz gerekiyor. Ben, korku ve endişelerim olduğunda da vazgeçmemeyi seçtim. Hayallerime odaklandım ve daha çok çalıştım. Kısa dönemli hedeflerden ziyade uzun vadeli strateji ve planlara ağırlık verdim. Ünlü iş adamı Scott Cook'un şu sözünü çok seviyorum: "Marka artık tüketiciye söylediğimiz şey değil, tüketicilerin birbirlerine söylediği şeydir."
Şunu söylemek isterim: Eğer gerçekten yaptığınız işte iyiyseniz ve çok çalışırsanız her şey olabilirsiniz! Güçlü yönlerinizin, becerilerinizin, sınırlarınızın ve bunlardan nasıl yararlanabileceğinizin farkında olun. Sevdiğiniz işi yapın, yaptığınız işe tutkuyla bağlanın. Konfor alanınızın dışına çıkın, bu ilk başta rahatsız edici gelebilir. Ancak yeni şeyler denediğinizde otomatik olarak kendinizi bir sonraki rolünüze de hazırlarsınız. Kariyerinizin hangi aşamasında olursanız olun öğrenmeye devam edebilirsiniz. Hayat boyu öğrenme çağında kendini geliştirmeye devam etmek, yeni beceri ve yetenekler kazanmak çok önemli.