Cunda’da hayat nasıl, günleriniz nasıl geçiyor?
Cunda Adası çocukluğumdan beri derin bağım olan bir yer. Burada olmak Atölye Patika ile birlikte benim için daha da güzel anlamlar kazandı. Cunda, atölyemde çalışarak geçirdiğim saatler sonrası birkaç adımda zeytin ağaçlarının veya çam ormanlarının içinde olabilmeyi mümkün kılıyor. Genelde sabah erkenden atölyede oluyoruz, atölyede günler bitkilerle harmanlar yaparak, sabun üreterek, bitki mürekkepleri ve taş boyalarıyla renk harmanlayıp resim ve seramik yaparak, zaman zaman da bolca yazıp çizerek geçiyor. Atölye çıkışında da zeytin ağaçlarının arasında, patikalarda buluyoruz kendimizi kızım Şira ile veya ailece vakit geçiriyoruz. Atölye Patika nasıl ortaya çıktı? Bu ismi seçmenizin özel bir sebebi var mı? Atölyeye isim konusunda çok düşündüm. Herkesten de çok güzel isim tavsiyeleri geliyordu. Fakat anlam genelde dar veya fazla somuttu. Atölyem ile ilgili hayalim aslında üzerine çalıştığım farklı alanların birbiriyle evrilmesine ev sahipliği yapacak, ucu açık ve doğal gidişatını sınırlamayacak bir kelime ile adlandırılmasıydı. Oldum olası patikaları çok severim. Doğada olmak, yürümek kadar beni o anda tutan, içimi huzur ve ilhamla dolduran başka bir şey yoktur sanırım. Patikalar kurgusuzdur. Hesap kitap ile değil de içgüdüsel bir yön duygusuyla, farklı canlıların bir yöne yürümek için seçtikleri en uygun rotanın oradan gidip gelmeleriyle oluşuvermesidir. Benim için doğanın türlü armağanlarıyla, dostlukla ve muhabbetle doludurlar aynı zamanda. Ben de yapacağım işler her ne ise o doğallıkla var olmalarını diledim. Doğadan ilhamla ve tıpkı patikalar gibi, doğanın rehberliğinde kıvrıla büküle ilerlesin, evrilsin istedim. Hakikaten de öyle oldu. Hani derler ya insanlar taşıdıkları ismin anlamını da taşırlar. Bence yerler için de aynı şey geçerli. Atölye Patika da doğanın rehberliğinde ve doğanın armağanlarıyla şekil buluyor.
Bitkileri keşfetme yolculuğunuz ne zamana dayanıyor?
Bitkilerle dostluğum çocukluğuma dayanıyor. Çok küçük yaştan beri bitkilerle, doğada türlü canlılarla olmayı çok sevdim. Üniversiteden sonra ise bitkisel şifa alanına odaklanma ve bu alanda eğitimler alma imkanı buldum. Pek çok kıymetli hocam ve bu alanda rehberim var. Bitkilerden çok şey öğreniyorum. Onlar hem dostum, hem rehberim. Bu alanda uzmanlaşmanın da mümkün olduğunu düşünmüyorum, dolayısıyla onların her daim öğrencileri olacağımı hissediyorum.
Sizin gibi bu yolda ilerlemek isteyen gençlere tavsiyeleriniz ne olur, nereden başlamalılar?
Sanırım tavsiyem önce yanı başlarındaki yabani bitkileri tanımaları, araştırmaları olur. Bir de bitkiler konusunda uzman olduğunu iddia edenlerden kaçın derim. Mütevazı bilge kişileri öğretmen veya rehber olarak seçmelerini ve daima da bitkilerle vakit geçirerek öğrenme süreçlerini desteklemelerini öneririm. Bitkilere birer birey ve bütün olarak bakmak gerektiğini düşünüyorum. İndirgemeci bir anlayışta bitkilere yönelik bilgiler aslında bitkilerin esasıyla ilgili çok yanıltıcı olabiliyor. Tek bir kişiden değil de farklı kişilerden eğitimler, farklı kaynaklardan okumalar ve farklı alanlardaki bitkileri gözlemlemelerini tavsiye ederim.