Elif ÖKSÜZ TAŞKIN – [email protected] / Fotoğraflar: Burak ELMALI
Anıl Tiryaki’nin evi gibi sevdiğini söylediği Lazzoni Hotel’de buluştuğumuzda, hoparlöre bağlı cep telefonundan Eylül ayında piyasaya çıkmasını beklediği yeni albümünün klip şarkısı çalıyor. Haliyle, sohbetimizin konusu hızla modadan müziğe kayıyor. Kliple ilgili sürpriz detaylar takipçilerine sürpriz olsun, gelin biz stil ve modadan konuşalım.
Stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Ben sıcak renklere olan düşkünlüğümle, tam bir ilkbahar-yaz erkeğiyim. Aslan burcu olduğum için, iddialı parçalar giymeyi seviyorum. Bu sebeple deneysel trendleri de takip edip, kendime uyarlıyorum. Stilim; rahat ama iddialıdır diyebilirim.
Gardırobunuzda en sevdiğiniz parçayı sorsak?
Bu aralar Erkan Demiroğlu’nun AW18 koleksiyonundan göğüs kafesi baskılı ve el işi payetlerle süslü sweatshirt’ünü her giydiğimde kendimi çok iyi hissediyorum.
Şimdiye kadar aldığınız en iyi stil tavsiyesi neydi?
“ Hissettiğin gibi giyin “
Bize en son satın aldığınız üç parçayı söyler misiniz?
Beyaz bir spor ayakkabı, beyaz bir gömlek ve pembe renk şort aldım.
Gardırobunuzdan en sık giydiğiniz parça nedir?
Beyaz gömlek delisiyim. Gardırobumda 30 adetin üstünde beyaz gömleğim olabilir.
“Moda felaketi” olarak tanımlayabileceğiniz bir akım var mı size göre?
2000’li yıllardaki yapay görüntü sanırım felaketti. Ben 80’ler ve 90’lı yıllara aşığım. Genelde felaket gibi görünen bir dönemdir ancak ben o dönemin ruhuna bayılıyorum. Keşke o yıllarda yaşayabilseydim.
Blogger dünyasına girişiniz nasıl oldu?
Üniversite bittikten sonra dört yıl kadar moda sektöründe kurumsal iş hayatımı sürdürdüm.
Beş yıl önce Türkiye’nin önemli moda tasarımcılarından Arzu Kaprol ile çalışırken, bir moda blogu açmaya karar verdim. Instagram o zaman yeni yeni trend oluyordu. Doğru yer, doğru zamanda sosyal medyayı profesyonel kullanmaya başladığımı düşünüyorum.
Müzik albümü ile blogger dünyasıyla aranıza mesafe koyuyor musunuz?
Türkiye’de bunu ilk yapan blogger benim sanırım. Modaya olan düşkünlüğüm hiçbir zaman geçmeyecek. Tiryaki İstanbul adında bir markam var; onunla ilgili yeni planlarım da var ama 2019 yılında müziğe biraz daha yoğunlaşmayı hedefliyorum. Çünkü çıkan projeden çok keyif aldım. Şarkım çok yaşanmışlık barındırıyor ve biraz duygularımı da yansıtmak istiyorum.
Albüm fikri nasıl ortaya çıktı?
Türk Dili ve Edebiyatı mezunu olduğum için yazmayı çok seviyorum. Yazılarımı şarkılara çevirmeye başladım ve yakın bir müzisyen arkadaşımın isteğiyle, ona yeni albümü için şarkılar yazdım. Bir stüdyo akşamı kendimi, kendi şarkımın okumasında buldum. Hiç planlı bir proje değildi. İşin ciddiyet boyutunu iki ayda idrak ettim. Farklı ve çetrefilli bir sektör olduğunun farkındayım; bu yüzden yaptığım projenin sonuçlarını hayal etmeden bir iş çıkardım. İçime sindiği sürece devam edebilirim.