Mamut Art Project, ulaşılabilir sanat alternatifi olarak yola çıkan ve her yıl yeni sanatçıların üretimleriyle gelişen bir proje. Tüm bu süreçte altını çizdiğimiz en önemli unsurlardan biri, hem sanatçılar hem de ziyaretçilerimiz için ulaşılabilir olmak. Bu da sadece fiyatlarımız sebebiyle değil; samimi, insanların soru sormaya çekinmeden, bir mail ya da telefonla her zaman ulaşabileceği bir mesafede olmamızdan kaynaklanıyor. Projenin, 10'uncu senesine girmiş olmakla da beraber Türkiye'deki sanatçı potansiyelini anlamak ve göstermek konusunda farklı katkı sağladığımıza inanıyorum, bu bizim için değerli. Türkiye'de sanatçı, sanat profesyonelleri ve sanatseverler dahil olmak üzere, güncel sanat alanında ilerleyen ciddi ve yetenekli bir kitle var ve bu konuda nasıl daha fazla farkındalık yaratabiliriz ve tüm bu kitleyi nasıl bir araya getirebiliriz, onun peşine düşüyorum. Bir yandan da birçok kişinin ilk sanat eserini Mamut'tan aldığını görüyoruz. Bu da yeni nesil koleksiyonerlik anlayışını ya da sanatseverlikten koleksiyonerliğe geçme sürecini izleme fırsatı verdi bize. 10 yılda toplam 500'e yakın sanatçı ile çalışma fırsatı bulduk ve bu bizim için çok değerli. Geçmiş senelerde Mamut'a katılan sanatçılara bakıldığında şu anda birçok karma sergide yer aldıklarını, kişisel sergiler açtıklarını, galeriler ile anlaşmış olduklarını ve hatta bazı isimlerin bienallere katıldıklarını görebilirsiniz. Dokuzuncu senemize geldiğimizde, şu an sanat dünyasında yükseldiğini gördüğümüz pek çok sanatçının yolunun Mamut ile kesiştiğini görüyoruz. 10'uncu senemizde yine, bu yıla kadar gördüğümüz gelişmelerle söyleyebiliriz ki sanat dünyasında yükseldiğini gördüğünüz birçok sanatçı ile Mamut'un yolları kesişmiş. Yaptığımız işin sürekliliği ve sağlayacağı fayda bizler için kıymetli, o nedenle ilk edisyonumuzdan beri Mamut'ta yer alan sanatçılarla iletişimimizi sürdürüyoruz ve onlara destek sağlıyoruz. Seneler içinde oluşan ve büyüyen Mamut ailesi olarak, bundan sonra da aynı şekilde devam edebilmek için çalışmaya devam edeceğiz.
10 senelik deneyimlerimizle öğrendik, olgunlaştık. Ancak sloganımız çok değişmedi. Başlangıçtan beri samimi olmayı ve bunu izleyici ve sanatçılarımıza yansıtabilmeyi amaçlamıştık. Bu sloganı daha büyük bir aile olarak taşıyor olduk diyebiliriz belki... Bu da samimi ve ulaşılabilir olmamızdan kaynaklanıyor. Bu sıcaklığın, sanatçı ve sanat profesyonelleri, sanatçı ile koleksiyoner gibi tüm iletişimlere yansıdığını düşünüyorum. Bu da bizim başarımızın en önemli unsurlarından biri.
Mamut'ta sanatçı seçimleri, her sene alanında uzman isimlerden oluşan bir jüri ekibi tarafından yapılıyor. Yaş ve eğitim sınırı olmaksızın, bağımsız olmak kaydı ile gelen her başvuru değerlendiriliyor. Bu seneki jürimizde Amira Akbıyıkoğlu Arzık, Burçak Bingöl, Jessica Cerasi, Haro Cümbüşyan ve Adnan Yerebakan yer alıyor. Başvurularımızı dijital olarak alıyoruz. Gelen başvuruları sınırlı bir ön elemeden geçirdikten sonra, dosyaları önce her bir jürimiz ile tek tek oturup değerlendiriyoruz. Sonrasında tüm jürilerle toplu olarak görüşüp çok detaylı bir çalışma yaparak son seçki oluşturuluyor.
Bireyin toplumsal rolleri, ben arayışı, varoluş, aidiyet, ortak yaşam, bireyselleşme, farkındalık, cesaret, mekan ile özdeşleşme, hayata dair gözden kaçan anlar, detaylar ve eşyalar üzerinden anılar, kişisel deneyimler, toplumsal dinamikler ve insan dürtüleri, mimari yapıların mekan ve beden etkileşimleri, zihin ve bedenin teknoloji ile buluşması gibi birçok konuyu irdeleyen eserler yer alıyor.
Türkiye'de oyuncak sanatı alanındaki üretimlerin yaygınlaşması için kurulan TOYART.İST'in üçüncü sergisi "Toykontakt", Bülent Gültek ve MRE küratörlüğünde etkinlik alanımızda sergilenecek. Sergide yer alan tüm sanatçılarla birlikte olacağımızdan dolayı çok mutluyuz. Trendyol Sanat'ın desteğiyle Mamut Art Project'de görülebilecek sergide 26 farklı sanatçının, oyuncak tasarımını sanata dönüştüren işleri yer alıyor. Sergiye paralel olarak Mamut Art Project'in oluşumu Mamut Limited tarafından oluşturulan özel seçki, Trendyol üzerinden satışa sunuluyor. Aynı zamanda, vitruta, "responsibly curated for good people" yaklaşımı ışığında, sürdürülebilirlik ve inovasyon konusundaki bağlılığının altını çizen sunumu ile etkinlik alanında yer alacak.
"Mamut Art Project'e 'Sites of Further Becomings' adını verdiğim projemle katılıyorum. 'Sites of Further Becomings', mimari unsurları rüyaların sezgi, rastlantı ve içgüdülere alan açan yapısı doğrultusunda yeniden yorumlayarak, mekan ve beden etkileşiminin olasılıklarını araştırıyor. Mekansal algıyı farklı medya biçimleri ve çoklu temsillerle genişletiyor; mekana cephesel bir yaklaşım yerine, çevrenin bir arka plan olmaktan çıkıp mimarlıkla neredeyse özdeşleşen bir biçimde bir araya geldiği spekülasyonlar geliştiriyor. Hem 'Sites of Further Becomings' hem de genel olarak pratiğim özelinde, yaratım sürecimin çok genel anlamda kişisel olarak, ilgi ve merak alanıma giren rüyalar üzerinden şekillendiğini söyleyebilirim. Bilincimize görünür vaziyette olan gündelik hayatın aşina olduğumuz katmanlarının derininde; kendi kişisel dünyalarımızı sihirli denebilecek bir gizemlilikte, oldukça uçucu ve kendine özgü biçimde ortaya çıkaran rüyalar, yapısal, imgesel ve deneyimsel olarak hem kişisel hayatım hem de üretimlerim için bir ilham alanı oluşturuyor. Mamut Art Project'i uzun zamandır takip ediyorum. Bu anlamda bu sene bir parçası olmaktan dolayı çok gurur duyuyorum. Mamut Art Project'in sanat anlamında oldukça birleştirici bir kuvvet olduğuna inanıyorum. Bu anlamda böyle bir kolektifin içinde olmak, sadece tüketim üzerinden değil aynı zamanda üretim etrafında da birçok insanla buluşabilme olanağı yakalamak, benim için çok kıymetli. Bir alandaki kabiliyet ve beceriye, en başında burada hissedilen bir yetersizlik ve eksiklik üzerinden gelişen bir arzu durumunun önayak olduğuna inanıyorum. Kendimi oldukça analog bir insan olarak tanımlasam da, hayal ettiğim dünyaları çizgisel olarak aktarma sürecinde hissettiğim yetersizlik, bu dünyaları daha iyi aktarabilmek adına, beni dijital araçların görselleştirme kapasitesini kullanmaya doğru sürükledi. Şimdilerde ise, kurduğum bu mekansal rüyaları deneyimleyebilme kapısını açabilmek adına, VR bazlı deneyim ve bu deneyimin kendine özgü kurguları üzerine kafa yoruyorum."
"Aslında psikoloji mezunuyum ve daha çok kantitatif araştırma pratiği odaklı bir eğitimden geliyorum. Bu yüzden de disiplinlerarası bir anlayış benim için oldukça önemli. İşlerimde de bunun sık sık hissedildiğini düşünüyorum. Mamut Art Project'e 'Otonomik İroni' adlı işimle katılıyorum. 'Otonomik İroni', günümüzde çok sık karşımıza çıkan yapay zeka kavramını, yaratıcılık miti üzerinden sorguluyor. Metinden görsel ve görselden metin oluşturma özelliklerini arka arkaya ve sürekli kullanan bu sistem; sistemin kendisini yasaklamasıyla sona eriyor. 'Eğer bir yazılım kendi kapasitesinin el vermediği bir görseli üretmeyi başarabiliyorsa, yaratıcılığını ve otonomluğunu tamamlayabilmiş midir; yoksa onu bağlayan algoritmaların düzgün çalışmaması üzerine ortaya çıkan bir otosansür mekanizması olarak mı değerlendirilmesi gerekir?' sorusuyla izleyiciyi baş başa bırakıyor. Yapay zeka araçları ve özellikle görsel üretimi yapan yazılımlar, günümüz çağının en sık karşımıza çıkan tartışma konularından biri. Bu eser tam olarak da bu konular üstüne; Kadir Has Üniversitesi'ndeki yüksek lisansım sırasında İnci Eviner tarafından yürütülen bir stüdyo kapsamında başladığım bir sanatsal araştırmanın çıktısı aslında. Yaratıcılığı tekrar tanımlayıp, çıktının kendisinin değil de sürecinin aslında bir işe dönüştüğü bir düzenek de diyebiliriz. Mamut Art Project'i çoğu sanat kariyerinin başında olan sanatçı gibi oldukça uzun zamandır takip ediyorum. Yeni sanatçıları destekleyen bu projenin ve platformun bir parçası olduğum için oldukça mutlu hissediyorum."