Kanada yapımı "Last Night" filminde dünyanın sonu geliyor ve insanların tek bir günleri kalmış durumda. Film, dünyanın sonunun neden geldiğinden ziyade "Yaşamak için son bir günümüz kalsaydı onu nasıl ve kimlerle geçirirdik?" sorusuyla ilgileniyor. Don McKellar'ın yazıp yönettiği filmin başrollerinde "Grey's Anatomy" ve "Killing Eve" dizilerinden tanıdığımız Sandra Oh ve Don McKellar yer alıyor.
Lars Von Trier'in yönetmenliğini yaptığı "Melancholia", yönetmenin tarzını bilenlerin kolaylıkla hayal edebileceği karanlık bir film. Depresyondaki genç bir gelinin, son anda evlilikten vazgeçerek ablası ve onun ailesinin yanında kalarak, dünyayı yok etmek üzere gelen Melancholia isimli gezegeni beklemelerini izliyoruz. Hayli sembolik "Melancholia"nın başrolündeki Kirsten Dunst'ın oyunculuğu ve filmin görsel başarısı muazzam da olsa belki psikolojik olarak düşük bir döneminizde izlememenizi tavsiye edebiliriz.
"Hustlers" filminin yazar ve yönetmeni Lorene Scafaria'nın ilk işlerinden olan "Seeking a Friend for the End of the World"de hikaye, bir meteorun dünyayı yok edeceği haberiyle başlıyor. Dünyanın sonunun kesin olarak geldiğini öğrenen insanların, karısının bir anda terk ettiği orta yaşlı bir adam ve ailesiyle bir araya gelmeye çalışan genç bir kadının yolculuğu üzerinden, bu gerçekle yüzleşirken sevgi ve ilişkilerle ilgili ne düşündüklerini izliyoruz.
Nükleer savaşın ardından Avusturalya'daki bir grup insanın birkaç ay içinde herkesin öleceğini kabullenmesini anlatan "On the Beach", gerçek savaştan ziyade ölümle baş başa kalındığında yaşanan psikolojik savaşı anlatıyor. Stanley Kramer'ın yönettiği ve senaryosunu John Paxton'ın kaleme aldığı "On the Beach", Nevil Shute'ün romanından uyarlanmış.
Üç tanrısal varlık, bir tür deney yapmak için dünyadaki sıradan bir adama hayal ettiği her şeyi gerçekleştirebilme gücü verir. H.G. Wells'in aynı adlı kısa hikayesinden uyarlanan film, gücün en düzgün insanı bile yozlaştırabileceğini konu alıyor.
Başarılı yönetmen Edgar Wright'ın yönettiği ve senaryosunu Simon Pegg ile yazdığı "The World's End", kara komedi türünde bir film. "The World's End", uzun bir süre sonra bir araya gelen beş arkadaşın tek amacı barda içip sohbet etmekken bir anda dünyanın tek umudu haline gelmelerini anlatıyor. Filmin başrollerinde Simon Pegg'in yanı sıra Martin Freeman, Nick Frost ve Rosamund Pike gibi sevilen oyuncular yer alıyor.
Genç bir adam, nükleer savaşın başladığına ve yaşadığı şehrin 70 dakika içinde yok olacağına dair bir telefon alır. Steve De Jarnatt'ın yazıp yönettiği "Miracle Mile", zaman dolmadan sevdiği kadını bulup şehri terk etmeye çalışan Harry'nin gözünden ilerliyor.
Dünyanın sonu konulu filmler dendiğinde bu türün atası diyebileceğimiz "Dr. Strangelove"dan bahsetmemek olmaz. Efsanevi yönetmen Stanley Kubrick'in her geçen gün daha bağ kurulabilir hale gelen satirik filmi "Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb"u, Amerikalı bir generalin Sovyet Rusya'yı bombalama emri vermesinin nükleer yok oluşu tetiklemesi üstüne savaş odasında bir araya gelen politikacı ve generallerin dünyanın sonunun gelmesini engellemeye çalışmasını anlatıyor.