İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 25. İstanbul Tiyatro Festivali, 22 Ekim'de perdelerini açıyor. "Bu Zamanda Tiyatro" sloganıyla festivalin 25'inci edisyonu, yeni bir normal arayışındaki dünyaya tiyatronun gözünden bakan yapımlarla geliyor. Festivale bir ay boyunca konuk olacak 24 yerli ve uluslararası yapımın bir bölümü çevrimiçi gösterimlerle tüm Türkiye'den izlenebilirken bir bölümüyse Alan Kadıköy, Atlas 1948 Sineması, Profilo Kültür Merkezi Batı Ana Sahne, Duru Ataşehir, Moda Sahnesi, DasDas, Caddebostan Kültür Merkezi, Müze Gazhane, Yapı Kredi bomontiada ve Zorlu PSM'de fiziksel olarak izleyicileriyle buluşacak. Çevrimiçi gösterimler festival boyunca passostudio.com adresinden izlenebilecek.
Yurt dışından 11 fiziki ve çevrimiçi yapımı tiyatroseverlerle buluşturacak festival, 13 yerli yapımın ise Türkiye prömiyerine sahne olacak. Her yıl olduğu gibi festivalin Öğrenme ve Gelişim Programı kapsamındaki paneller, atölye çalışmaları, söyleşiler, okuma tiyatroları gibi ücretsiz yan etkinlikler de festivale eşlik edecek.
25. İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülleri bu yıl yazar ve akademisyen Prof. Dr. Ayşegül Yüksel ile İtalyan yönetmen Pippo Delbono'ya sunulacak.
Festivalde, Hollanda, Fransa ve İtalya'dan büyük övgü toplayan üç uluslararası prodüksiyonun yanı sıra çevrimiçi izlenebilecek yedi yabancı yapım yer alıyor. Festivale Fransa'dan konuk olan dans gösterisi "Waterfloor", Müze Gazhane'de ücretsiz izlenebilecek. İngiliz yönetmen Robert Icke'nin imzasını taşıyan "Oedipus" ise Atlas 1948 Sineması perdesinden yapılacak özel bir gösterim ile gerçekleştirilecek.
İstanbul Tiyatro Festivali Hollanda Konsolosluğu'yla 2020 yılında başlattığı iş birliğine bu yıl da devam ediyor ve Hollanda'dan üç yapımlık bir seçki sunuyor. Festivalde sahnelenecek sahnelenecek "Medea", "Oedipus" ve "Alice" oyunlarına Hollanda Performans Sanatları Fonu katkı sunuyor.
The Guardian'ın "Kusursuz bir topluluktan dokunaklı bir sanat yapıtı" sözleriyle övdüğü ödüllü oyun "Medea", başarılı genç yazar ve yönetmen Simon Stone'un imzasını taşıyor. Sahnelediği her oyunu heyecanla beklenen Stone, antik tragedya yazarı Euripides'in ünlü "Medea"sını gerçek bir olaydan yola çıkarak yeniden yazıyor ve güncel bir rejiyle sahneliyor. "Medea", fiziksel olarak 17 ve 18 Kasım Çarşamba ve Perşembe günleri Zorlu PSM'de olacak.
Seçkide izlenebilecek bir diğer oyun ise klasik eserlere getirdiği yorumlarla dikkat çeken İngiliz tiyatrosunun yetenekli yazar ve yönetmeni, Olivier Ödülü'nün en genç yaştaki sahibi Robert Icke'ye ait. Icke, The Times'ın "Zamandan bağımsız bir hikayenin kolay kolay unutulmayacak bir uyarlaması" sözleriyle övdüğü bir 21. yüzyıl "Oedipus"u ile festivale konuk oluyor. Yönetmen, Sofokles'in eserini 21. yüzyıla uyarlıyor ve Oedipus'u hayatının en büyük sırrını keşfeden bir politikacıya dönüştürüyor. Oedipus rolünde Hans Kesting'in harikalar yarattığı oyunun gösterimi 6 Kasım Cumartesi günü Atlas 1948 Sineması perdesinde yapılacak.
Kendine özgü bir tiyatro dünyasına sahip İtalyan yönetmen ve oyuncu Pippo Delbono'nun, sirk estetiği ve büyüsünü harmanlayarak mutluluktan daha da derin bir duygu olan "neşe" duygusunu merkeze alan gösterisinde dans, müzik ve tiyatro iç içe geçiyor. Oyunun merkezinde, 82 yaşındaki ölümüne kadar, 20 yılı aşkın bir süre Delbono'nun bütün çalışmalarında yer alan, okuma-yazma bilmeyen, sağır ve dilsiz başkahraman Bobo'nun kaybı üzerine duyduğu üzüntü var. Pippo Delbono'nun yası, yer yer efkar, mutluluk, coşku duygularıyla karışarak izleyiciyi sarıp sarmalıyor. Her birimizin ölüm karşısında duyduğu acıyı, deliliğini, yaşam yolculuğunu sahneye taşıyor Delbono. "Neşe" 4 ve 5 Kasım'da Zorlu PSM'de izlenebilecek.
Festivalin açılış oyunu olan "Toz", baş karakter Handan'ın ve onun hafızasından çıkıp gelen annesi Feri'nin 1960'lardan bugüne uzanan hikayesini anlatıyor. Murat Mahmutyazıoğlu'nun kaleme aldığı, Hira Tekindor'un yönetmenliğindeki oyun, Zerrin Tekindor'un performansıyla, 22 ve 23 Ekim tarihlerinde Alan Kadıköy'de festival seyircisiyle buluşacak.
Son yıllarda yeni medya üzerinden yaratılan "iptal kültürü"ne mizahçı olmayı deneyen iki insanın gözünden bakan "Beni Sakın Yumruklardan", yeni medyanın adalet ve değişim üzerinden vaat ettiklerini, "söz"ün bugün içine sıkıştırıldığı farklı dinamiklerle birlikte tartışmaya açıyor. Bir "açık mikrofon" akşamında yolları kesişen farklı kuşaktan iki kişi; kişisel olanın hikayeleştirilmesi ve mizahın sınırları üzerine düşünmeye başlıyor. Ceren Ercan'ın yazdığı, Yelda Baskın'ın yönettiği, Yiğit Sertdemir ve Ecem Uzun'un rol aldığı oyun; linç kültürünün sosyal medya yoluyla var olmayı sürdürdüğü bugünlerde, çok az insanın uğradığı bir bardan, koca ülkeye soruyor: Özgürlük ne ve özgürlük kimin için? "Beni Sakın Yumruklardan" 19 ve 20 Kasım'da Alan Kadıköy'de izlenebilir.
Festivalin bu yılki yeniliklerinden biri de tamamı kadınlar tarafından yönetilen oyunların bir araya geldiği, sanat alanında kadın üretimini daha da görünür kılmayı amaçlayan "Bu İşte Bir Kadın Var" başlıklı bölüm. Tema başlığı altında yer alan Zehra İpşiroğlu'nun romanından uyarlanan "Yüzleşme", Aslı Ceren Bozatlı'nın kaleme aldığı ve Özge Erdem'in yönettiği "Birazdan Gideriz Şimdi Yağmur Yağıyor", Wirginia Woolf imzalı "Kendine Ait Bir Oda" ve bir çocuk oyunu olarak sahneye taşınan "Eşit Masallar" seyirciye sunuluyor.
Festival programının tüm ayrıntıları https://tiyatro.iksv.org/tr/program adresinde.
Festival biletleri passo.com.tr adresinde ve İKSV ana gişede satışta.