Bilinçaltı Uzmanı ve İlişki Koçu Seda Diker New York’ta Klinik Hipnoz Eğitim programına katılarak orada Türk ve diğer yabancı kanser hastalarına, ağrı kontrolü, stres yönetimi, uyku bozuklukları ve kemoterapi sırasında özel meditasyon ve rahatlama seansları uygulamış Türkiye’ye döndüğünde “Lotus Kadınları” adıyla ofisini açan Seda Diker’le ilişkiler ve kitapları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Sizi tanıyabilir miyiz? Nerede büyüdünüz, nerede okudunuz?
İstanbul doğumluyum. Robert College’ın ardından Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde okudum. Mezun olur olmaz Eşim Ömer ile evlendik. Garanti Bankası’nda 9 yıl üst düzey görevlerde bulundum. Hayatım çok güzel ve başarılı gibi görünse de çocuğum olmadığı için benim için öyle değildi. 6 kere tüp bebek denemiş ve başarısız olmuştum. Hayatı kendime ve eşime zehir etmiştim. Arkadaşlarımın çocuklarını sevemiyordum, düğünlere “ne zaman çocuğun olacak” sorularını duymamak için gitmez olmuştum. Kendimi tek kelimeyle “eksik” bir kadın olarak görüyordum. Bu noktada enerji şifacılığı, yönlendirmeli meditasyon ve hipnoz terapilerine katıldım. Tıbbi yardımın yanı sıra, ruhsal ve duygusal denge noktasına gelebilmenin de aynı ölçüde önemli olduğunu keşfettim. Stres, üzüntü, kadınlığımı sorgulama ve ailevi problemlerimi yenmeyi başardım ve 1 yıl sonunda 7. tüp bebek tedavisi sonucunda bugün 14 yaşında olan oğlum Burak’ı kucağıma aldım.
Meditasyon ve şifa eğitimlerini bu dönemde mi aldınız?
Kendi hayatımdaki kısır döngüleri kırmayı başardıktan sonra, konuya özel ilgi duyarak İstanbul’da meditasyon ve enerji şifacılığı eğitimleri aldım. Benim gibi çocuk sahibi olamayan ve bunun yan etkilerinden şikayetçi olan hanımlarla çalışmaya başladım. Daha sonra yurt dışına taşınarak, 2 yıl Brüksel’de, yine hanımlarla, yönlendirmeli meditasyon üzerine grup çalışmaları yaptım, eğitimler verdim. Daha sonra New York’a taşındım. New York’ta çalışma lisansı alabilmek için, hipnoterapi eğitimi aldım ve ardından Klinik Hipnoz Eğitim programına katıldım. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Ulusal Hipnozcular Derneği’ne bölüm ile temas ederek, New York’taki Türk ve diğer yabancı kanser hastalarına, ağrı kontrolü, stres yönetimi, uyku bozuklukları ve kemoterapi sırasında özel meditasyon ve rahatlama seansları uyguladım. Kısırlık tedavisi gören hanımlar için workshoplar, toplu ve bireysel seanslar düzenledim. 2006 yılının Ağustos ayında yeniden İstanbul’a yerleştim ve “Lotus Kadınları” adı altında ofis kurdum ve 18000 ilişki üzerine çalıştım. Yaklaşık yüzde 85’lik bir başarıyla hem hanımlarla hem de beylerle çalışmaya devam ediyorum.
Ekonomi Bölümü’nde eğitimini aldıktan sonra hipnoterapi ve klinik hipnoz eğitimleri almaya nasıl karar verdiniz?
Ekonomist değil psikolog olmalıymışım gerçekten… Çocuk sahibi olamamam beni yeni arayışlara sürükledi ve önce kendimi keşfetmeye çalıştım. Yararlandığım yöntemler sayesinde çocuğuma kovuştum ve yepyeni bir “ben” oldum. İnanın herşey mümkün bu hayatta, yeter ki isteyin… Kendinizle yüzleşin… Korkularınızı hasıraltı yapmak yerine, onlarla baş etmeyi öğrenin… Belki de hayattaki en zor şey “aynaya bakmak”tır. Ben baktım, gerçek “beni” gördüm ve şimdi çok mutluyum. Kendimde elde ettiğim başarıyı herkesle paylaşmak istedim. Bu amaç uğruna gerekli eğitimleri aldım ve şimdi her bana gelen danışanımın yüzünün gülmesi ve hayatla flört etmesi beni çok mutlu ediyor.
Bilinçaltı Uzmanı ve İlişki Koçu olarak neler yapıyorsunuz?
Öncelikle tüm gün süren bir eğitimim var. Danışanlarımın önce bu eğitime katılmalarını istiyorum. Yönlendirmeli meditasyona başlamadan önce, nerede durduğumuzu anlamak ve “dişilik ve flört” bilgilerini anlatmak istiyorum. Eğitimimdeki en önemli bölümlerden biri de “topraklama” zira temizlenmeye önce “topraklama” ile başlıyoruz. Bilinçaltımızı “topraklama” ile temizliyoruz. Ardından temiz bir levha gibi bilinçaltımıza gerçekten hayatımızda nelerin olmasını istediğimizi söylüyoruz. Ve mucizeler o andan itibaren başlıyor. İlişkilerimizi beynimiz değil, bilinçaltımız yönetiyor. Hangi erkeği ya da kadını seçeceğinize bilinçaltımız karar veriyor. Dolayısıyla ilişkilerde istediğimiz mutluluğu yakalayabilmek için önce bilinçaltımızı temizlememiz ve net bir şekilde ne istediğimizi söylememiz gerekiyor. Bunu keşfetmek bireyler için hayati önem taşıyor. Bunu başardığınız anda sadece eşiniz ya da partnerinizle değil çevrenizdeki herkesle ilişkilerinizin farklı boyut kazandığını göreceksiniz. Single kişiler de bu çalışmalar sayesinden hayatlarına istedikleri kişileri çekebildiklerini görecekler.
Kimler sizi buluyor, gelenlerin ortak talepleri neler?
Genellikle hanımlarla çalışıyorum ancak özellikle “Haz” kitabım ve “Yasak Elma” DVD çalışmamım ardından beylerle de çalışmaya başladım. Genelde herkesin talebi aynı. Kadınlar “Doğru düzgün adam gibi adam yok.” diyor; erkeklerse “Evlenilecek kadın yok.” diyor. Peki nerede bu adamlar, nerede bu kadınlar? Her iki cinsin iletişiminin giderek kaybolduğu ve flörtü maalesef unuttuğu bir dönemden geçiyoruz. İlişkisi olanlar, ilişkilerini istedikleri gibi yürütememekten ve aldatılmaktan şikayetçi… İlişkisi olmayanlar, doğru kişiyi bulamamaktan şikayetçi… Hepsinin tek bir ortak noktası var; o da çözüm süreci… Tüm ekibimle beraber, danışanlarımıza istedikleri hayata nasıl ulaşacaklarını yönlendirmeli meditasyon yöntemi ile öğretmeye çalışıyoruz.
“Kadınlara dişi olmayı öğretiyorum” demişsiniz, nasıl bir yol izliyorsunuz?
Maalesef yanlış yetiştirildik. Baskılarla bastırılarak büyütüldük. Ne yazik ki “flört etmek” hafif meşrep bir tavır olarak öğretildi. Bu noktada bildiklerimizi unutup gerçek benliğimizi hatırlatmak istiyorum. Amacım, kadınlara “kadın olma”nın güzelliğini ve özelliğini yaşatmak. Allah’ın sadece kadınlara bahşettiği “dönüştürücü gücü” hatırlatmak. Bir kadının içinde 7 ayrı alt kimlik vardır: Bakire, orospu, özgür kadın, cadı, lolita, bilge kadın ve anne. Bu kimliklerin hepsine ihtiyacımız var. Ne zaman hangi benliği ne şekilde kullanmamız gerektiğini öğretiyorum.
İlişkide mutlu olmanın ipuçlarını mı veriyorsunuz?
Yeni DVD’miz Yasak Elma’da, iş arkadaşım Edip Uras ile beraber hem kadınlara hem de erkeklere yönelik pratik bilgiler içeren çok yararlı bir çalışma gerçekleştirdik. İlişkiyi kurmak önemli ama sürdürebilmek daha da önemli. İşte size flörtün birkaç ipucu: Partnerinizin beğendiniz yönlerine odaklanın. Bunları partnerinize ifade edin. Beğenmediğiniz ya da rahatsız olduğunuz yönlerini ise yargılamadan sevgiyle ifade edin. Flört ederek cinsel enerjinizi artırın. Bir an evvel boşalmak gibi ajandalarla yatağa girmeyin; hazza odaklanın.
Ön yargılarınızı geride bırakıp flörte başlayın. İlk soyunma, önyargılarınızı çıkarmakla başlasın.
Acele etmeyin, partnerinizin nelerden hoşlandığını ya da hoşlanmadığını keşfetmeye zaman ayırın. Her seferinde yeni şeyler keşfettiğinizi göreceksiniz. Kıyaslama yapmayın. Partnerinize karşı maskelerinizi çıkartın. Aile ve arkadaş yargılamalarına müsaade etmeyin; kendi sınırınızı çizin. Kadının hası, duygularına kapılmadan huzurda kalabilen olgun kadındır. Erkeğin hası, kendi kadınıyla derinleşebilecek kadar doygun olandır.
Bilinçaltımız bizi nasıl yönetiyor ve onu nasıl temizleyebiliriz?
Metodumuz daha öncede bahsettiğim gibi “topraklanma”. Topraklanmada asıl amaç içimizdeki negatif duyguları nötralize etmektir; seansın sonunda mutlaka toprakladığımız negatif duyguların yerine olumlamaları yerleştiririz. Yeni seanstan boşluk içinde değil mutlulukla çıkarsınız. Normalde günlük konuşmamız esnasından beyin alpha frekansındadır. Seans sırasında üçüncü göze odaklanıp yönlendirmeli nefes sayesinde beyin dalgalarını yavaşlatarak beta seviyesine ineriz. Bu seviye hipnoz değildir. Örneğin çok heyecanlı bir filme odaklandığınız anı düşünün, etrafınızda birçok olay olmaya devam eder ama siz onları hiç duymazsınız, odağınız hep aynı yerdedir. İşte seansta da asıl amacım odağınızı kendinize yönlendirmeniz. Bu da beta seviyesinde gerçekleşebiliyor. Bu seviyeye geldikten sonra, asıl amaca doğru ilerleriz. Sizi rahatsız hissettiren, üzen olayla sorularıma cevap ararsınız. Fark edemediklerinizi fark edersiniz. Duygu boşalımı yaşarsınız. Mesela, karşınıza aşırı öfke duyduğunuz eşinizi getiririm ve onunla içinizden geldiği gibi hiçbir kısıtlama yapmaksızın konuşmanızı, içinizi dökmenizi sağlarım. Onun tepkilerini de görürsünüz. Kendinize bir üst seviyeden bakarsınız. Burada ağlamak, bağırmak, küfretmek, yastıkları yumruklamak serbest… Sonra sizi o kişiyle isteklerinizi net bir şekilde ifade etmeniz yönünde konuştururum ve duygularınızın pozitife dönmesini sağlayacak birkaç meditasyon yaptırırım. Ve işte güzel bir başlangıca hazırsınız! Bu çalışmaları duyguların yoğunluğuna göre tekrarlamak gerekebilir. Nötr olduğunuza emin olduktan sonra ve ne istediğinize gerçekten karar verdikten sonra problem yaşadığınız kişiyle iletişime geçebilir ve çözüm sürecini başlatabilirsiniz.
En çok satanlar listesine girdi bütün kitaplarınız, “Beni Ararken”, “Aslında Giden Erkek Yoktur”, “Aslında Ayrılık Da Yoktur”, “Haz” ,”Duygu Simyacısı kitaplarınızdan ve yeni DVD çalışmanız “Yasak Elma”dan kısaca bahseder misiniz?
“Beni Ararken”, aslında kendimi anlattığım ilk kitabım. Ekim başında bu kitabımın yenisi çıkacak: “Beni Ararken- İtiraflar”. Yeni kitapta geçirdiğim dönüşüm sürecini en ince detayına kadar okurlarımla paylaşacağım. Dönüşüm çok kolay olmuyor ama sonuç ortada!
“Aslında Giden Erkek Yoktur” kitabımda her şeyin kendi elimizde olduğunu; bir ilişkinin bitmesini bile bilinçaltımızın nasıl sağladığını anlatmaya çalıştım. Unutmayalım ki bilinçaltımızda ne varsa, o gerçekleşiyor.
“Aslında Ayrılık da Yoktur” kitabım bir önceki kitabımın devamı niteliğinde. Okurlarım tarafından çok sevildi, çok beğenildi. “Haz” cinselliği ilk kez bu kadar açık ve net yazdığım kitabım. Erkek okurlarıma da seslenmek istedim ve gerçekten çok güzel tepkiler aldım. Cinselliği bilmiyoruz maalesef. Anlatmamız ve doğru uygulamamız lazım. Hayat enerjimiz buradan geliyor. “Duygu Simyacısı” bir başyapıt oldu benim için. Kullandığım tüm metodları çok detaylı bir şekilde okuyucularımla paylaştım. Kimseden yardım almadan da metodlarımızı nasıl uygulayacaklarını anlattım. Herkes bu bilgileri öğrenmeli diye düşünüyorum. Ve “Yasak Elma”, onun yeri benim için ayrı zira Türkiye’nin ilk cinsellik dvd’si. Kadın ve erkeğin hazzı artırma metodlarını anlattığım, içinde sizi ilişkiye hazırlayacak meditasyonların bulunduğu çok özel bir DVD. Tam 130 dakika. Tantra’yı da az da olsa keşfedebileceğiniz çok özel bilgiler içeren bir DVD. Partnerinizle izlemenizi öneririm.
Giden erkek yok mu gerçekten, kadınlar mı gönderiyor?
Gerçekten yok… Yeter ki ne istediğimizi bilelim… Kendimizin farkında olalım… Kendi irademizle “hayır” diyelim…
İlişkilerde genel olarak hangi hataları yapıyoruz?
Öncelikle kendimizi olduğumuz gibi göstermiyoruz. Maske takıyoruz. Artık maskeleri düşürmenin zamanı geldi. Ancak yüreğimizi açarsak, karşımızdaki da bize yüreğini açar. Diğer yandan hep varsayımlarla hareket ediyoruz. İletişim hatası yapıyoruz. Tek taraflı ve tepkisel davranıyoruz. Bu ilişkilerin yıpranmasına neden oluyor. Başka bir hata, tutuk davranıyoruz. Özgüven sorunu yaşıyorsak, hep korkak bir davranış sergiliyoruz. İlişki akacağı yerde tıkanıyor. Burada özgüven sorununu deşmek lazım. Neden kaynaklandığını bulmak ve çözmek gerekiyor. En önemli başka bir sorun karşımızdakilerin negatiflerine bakıyoruz. Olumlu yönlerine odaklanacağımıza, negatif yönlerini sürekli vurguluyoruz. Unutmayın ki kimse sürekli eleştiren bir kişinin yanında kalmak istemez. Üstelik eleştirirken çok kötü bir dil kullanıyoruz. Karşımızdaki ise kabullenmek yerine direk savunmaya ya da “ama sen de şöylesin…” diyerek saldırmaya geçiyor. Son olarak, karşımızdakini olduğu gibi kabullenmeyip değiştirmeye çalışıyoruz. Kimse başkasının isteği ile değişmez. Ne zaman kendi değişime karar verir, o zaman değişir. Eğer karşınızdakini olduğu gibi kabullenemiyorsanız, sizin için doğru kişi değildir.
Çiftler birlikte sizden yardım alabiliyor mu?
Çiftler bizden yardım alıyor ancak beraber terapiyi uygun bulmuyoruz. Bireyleri tek tek ele alıp iyileştirme yöntemini daha doğru buluyoruz.
Röportaj: Petek KIRBOĞA