ECCE, Ece Şenyıldız
Markanızın oluşum hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?
Takıya olan merakım çok küçük yaşlarda başladı. Annemin mücevhere olan ilgisi sebebiyle
Kapalıçarşı'da hanların içinde küçücük atölyelere giderdik. Ben de her seferinde o atmosfer ve takılar karşısında büyülenirdim. Oradaki ustalarla konuşur, hep sorular sorardım. Bir gün kendimin de tezgahın karşı tarafında olacağı zamanları hayal ederdim. Yıllar geçti, Saint Pulcherie Fransız Lisesi'nden mezun olduktan sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde dört yıl boyunca Reklamcılık üzerine okudum. Uluslararası reklam ajanslarında global markalarla çalıştıktan sonra masanın öbür tarafına geçtim ve İngiliz aksesuar devi Accessorize'da uzun yıllar pazarlama yöneticiliği yaptım. Çok keyifle çalıştığım o günlerden sonra bir gün geldi ve çocukluğumda hayalini kurduğum markayı kurmaya karar verdim. 2017 senesinin son aylarında ECCE markasını kurdum. Markamın aynı zamanda da tasarımcısıyım. Ece, 'kraliçe' demek ve her kadın kendini kraliçe gibi hissetmekten mutluluk duyar düşüncesiyle daha da baskın okunsun diye +1 'C' harfi ile 'ECCE' kelimesini ortaya çıkardım. ECCE mücevher markası minimal, gece ve gündüz rahatlıkla kullanılabilecek, işçilik ve pırlanta kalitesi açısından üst sınıf, size kendinizi özel hissettirecek mücevherlerden oluşuyor. Uluslararası üst sınıf markaların kullandığı pırlanta kalitesini tercih ediyorum böylelikle piyasadaki standartları da yükselttiğimi düşünüyorum. ECCE tasarımlarımda F VS kalite pırlanta kullanarak pırlanta kalitesine verdiğim önemi vurgulamaya özen gösteriyorum. ECCE, bugüne kadar Türkiye'nin bir sürü noktasında satış kanalına sahip oldu. Şimdi Amerika'da ve çok yakında duyuracağımız farklı lokasyonlarda da yerini alacak. Dünyanın birçok ülkesinde ECCE tasarımını ve çizgisini seven kadınların zevkle kullandığı bir marka haline gelerek büyümeye ve hedeflerini gerçekleştirmeye devam etti ve edecek.
Tasarım sürecinde size en çok ne ilham verir?
Oluşturduğum tüm koleksiyonlar benim hayatımın içinde yer alan değerlerden oluşuyor. Özellikle kalbime dokunan, bana mutluluk veren duyguları koleksiyona çevirdiğimi söyleyebilirim. Örneğin; ECCE Harf Koleksiyonu. Evimde, kırtasiye aksesuarlarımda, çantalarımda, kıyafetlerimde harfler oldum olası yer alır ve bana kendimi çok özel, iyi hissettirir. Kişiselleştirilmiş takıların verdiği mutluluk ve his muhteşem. İster kendi harfin ister sevdiğin insanın baş harfi olsun, üzerinde taşımak yıllarca süren mutluluk gibi. ECCE harflerinde ise kendine özgü tipografi ve font çok beğenilerek tercih ediliyor. Tasarım sürecinde de özellikle seyahatler çok büyük rol oynuyor. Mesela bu soruları Hawaii seyahatim esnasında cevaplıyorum. Muhteşem duygular tattığım bu geziden yola çıkarak şahane tasarımların yolda olduğunu söyleyebilirim. Bunların yanı sıra doğa ve ilişkiler başta olmak üzere kısaca kalbime dokunan her şeyden ilham aldığımı söyleyebilirim.
Aksesuar ve mücevher kullanımı adına hem şık hem de gösterişli olmak için sizce nelere dikkat edilmeli?
Öncelikle aksesuar kelimesi söylendi mi, benim aklıma ilk gelen seçim mücevherdir. Mücevher tutkumun sebebi ise ışıltısıyla uzun yıllardan bu yana beni büyülemesi. Değerli maden altın ve kıymetli taşların bir ömrü yok. Nesilden nesile manevi değerleriyle birlikte kullanılabilen çok özel ve değeri gün geçtikçe artan kıymetli parçalar. Arkasında öyle bir emek ve öyle bir işçilik var ki hayran olmamak elde değil. Değer verilerek, kıymetle yapılan özgün çoğu mücevherin kendine özgü bir gösterişi olduğunu düşünüyorum, bunu belirtmek isterim. Hayatta her şeyde olduğu gibi denge çok önemli. Takıların seçimi ve yoğunluğu da bunlardan biri. Doğru parçaları, doğru şekilde kombinlemek gerekir. "Less is More" felsefesi benim hayat felsefem diyebilirim, her zaman az olsun ama kaliteli olsun kavramı hayattaki tüm alanlarda tercihim. Dolayısıyla sade olan her zaman asildir. Ve asil olanın gücü çok başkadır. Bu duruşta seçim yapan tüm kadınlar zaten gösterişlidir, mücevheri de güzel taşıyacaktır.
Lumiere & Co. , Sıla Civelek
Markanızın oluşum hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?
Tasarım sürecinde size en çok ne ilham verir?
Aksesuar ve mücevher kullanımı adına hem şık hem de gösterişli olmak için sizce nelere dikkat edilmeli?
Şık ve gösterişli bir görünüm elde etmek için aksesuar ve mücevher kullanımı söz konusu olduğunda dikkat edilmesi gereken birkaç önemli nokta var. Öncelikle, takıların bir kişinin tarzını ve enerjisini yansıtması gerektiğine inanıyorum. Her insanın aurası farklı. Bu yüzden, ilk adım kişinin kendi stiline ve kişisel enerjisine uygun parçaları bulması. Takı seçiminde ten alt tonu da büyük bir etken. Cilt alt tonuna göre altın veya gümüş gibi metal renklerini seçmek, kişinin genel görünümünü tamamlayan en önemli detaylardan biri. Örneğin, sıcak alt tonlara sahip biri için altın takılar daha sıcak ve uyumlu bir görünüm sağlarken, soğuk alt tonlu bir ciltte gümüş takılar daha zarif ve doğal bir duruş sergiler. Bir diğer önemli husus da dengeyi sağlamak. Stilinize uygun takıları seçerken kıyafet ve ortam faktörlerini de göz önünde bulundurmalısınız. Gündelik bir ortamda çok abartılı takılar kullanmak yerine daha sade ve sofistike parçalar tercih etmek, şıklığı göz yormadan yakalamanızı sağlar. Özel bir davette ise daha iddialı, taşlı ve büyük parçalarla şıklığınızı öne çıkarabilirsiniz. Sonuç olarak, aksesuar ve mücevher seçiminde dengeyi sağlamak, ten alt tonunuza uygun renkler tercih etmek ve kişisel tarzınıza sadık kalmak hem şık hem de gösterişli bir görünüm elde etmenin anahtarı.
Projebir, Zeynep Mursaloğlu Şekeralp
Markanızın oluşum hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?
Tekstil ve moda sektöründe eğitim alıp, uzunca bir süre çalıştıktan sonra, kalıcı ürünler tasarladığım bir marka kurmaya karar verdim. Altının zamansız değeri ve kendi takacağım takıyı bulamamam, kalıcı ürünler yapmak için altın mücevherler tasarlamaya karar vermemin nedeni oldu. Hayatı birlikte yaşayacağım, özel veya sıradan günlerde sıkılmadan kullanabileceğim parçalardan oluşan ilk koleksiyonumuzu hayata geçirerek Projebir markasını kurdum.
Tasarım sürecinde size en çok ne ilham verir?
Markanın kuruluşunda en çok ilham aldığım şeylerden biri babamın 60 yıllık saati ve onu kullanış şekliydi. Bahçeyle uğraşırken, yemek yaparken veya şık bir partiye giderken onu takardı. Yarım yüzyıl sonra bile, sağlam tasarımı ve kalıcı malzemesiyle mükemmel bir zamansız aksesuar örneğiydi. Üzerindeki çizikler benim gözümdeki değerini arttırırdı. Koleksiyon tasarımları ise her parça için çok kişisel ve duygusal bir hikayeyle başlıyor. Dinlediğim müzik, okuduğum karakterler, etkilendiğim insanları; 'Günlük hayatımda ne beni iyi hissettirirdi?' sorusuyla birleştirip, bu küçük alanlarda estetik olarak anlamlı formlar yaratmaya çalışıyorum.
Aksesuar ve mücevher kullanımı adına hem şık hem de gösterişli olmak için sizce nelere dikkat edilmeli?
Kalabalık ve gösteriş kavramları genelde benim şıklıkla bağdaştırabildiğim kavramlar değil. Mümkün olduğunca sade ve güçlü tercihlerin en etkileyici kullanım olduğunu düşünüyorum. Ben de kendi tercihlerimi ve tasarımlarımı bu yaklaşımımı temsil edecek şekilde yapıyorum.
BONNJERRA, Özge Tatlısu, Ahmet Mert Tatlısu
Markanızın oluşum hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?
İki genç girişimci ve hayat arkadaşı olarak bu yola çıktık ve markamızı 2013 yılında kurmaya karar verdik. Bu dönemde ikimiz de özel sektörde bambaşka mesleklerdeydik. Markamızı kurmaya karar verirken en önemli motivasyonumuz özgürce çalışmak ve yaratıcılığımızı onay beklemeden bağımsız bir şekilde insanlara sunabilmekti. Aslında bu sektörü seçmemiz tamamen gözlemlerimize dayanıyor. Başladığımız dönemde online sektörde çok fazla tekstile dönük yeni ve özgün sunumlar mevcuttu ancak takı aksesuar grubuna dair gerek eski usul satış teknikleri gerekse demode sunumların varlığı çok belirgindi. Halbuki takı bir kadının efsunudur. Bu mottoyu esas alarak BONNJERRA'yı kurduk. Kadınlarımızın rahatlıkla kombinleyerek kullanabileceği ve kendilerini özel hissedeceği tasarımlar oluşturarak hayatlarına dokunmak istiyoruz.
Tasarım sürecinde size en çok ne ilham verir?
Aslında her şeyden ilham alabiliyoruz doğadan, anılardan, geçmişten. Doğa, tek başına bile tüm renkleriyle, iç içe geçen dengeli dokunuşları ile her zaman ilham merkezimiz oldu. Bu iş gerçekten dipsiz bir kuyu. Bu kuyuda yüzmek heyecanımızı sürekli canlı tutabilmemizi sağlıyor. Bir kere kendi ürettiğiniz ve sıfırdan yarattığınız bir ürünün insanlar tarafından beğenilmesi inanılmaz bir haz veriyor. Üretme isteğini sürekli canlı tutuyor. Tasarımlarımızda bize ilham veren en önemli duygulardan biri de yaptığımız işten aldığımız haz diyebilirim. Bunun haricinde ise müşterilerimizin yaşadığı şaşkınlık. En çok aldığımız sorulardan biri "Ürünleri nerede yaptırıyorsunuz veya nereden alıyorsunuz?" oluyor. Çoğu insan Türkiye'de tasarlanıp üretildiğini duyduğunda büyük şaşkınlık yaşıyor. Açıkçası bu da bizi gururlandırıyor. Tasarımlarımızın kendi içinde bir dengesi ve uyumu mevcut, tıpkı bir imza gibi. Bu uyumun bir ayağı da şüphesiz ki en kaliteli malzeme kullanımı ve üretim. Ürünlerimizde en iyi kalite altın kaplama materyal ve doğal taş kullanıyoruz çünkü kadınlarımız en iyisini hak ediyor. Tasarımlarımızda birbirinden farklı dokunuşlar bulunuyor. Her seferinde daha güzeli ve daha özelini arayarak başladığımız bu yolda şimdi 30'dan fazla ülkeye satış yapan bir firma olarak devam ediyoruz. Moda bir bütündür; kıyafetiyle, ayakkabısıyla ve aksesuarıyla. Biz bu bütünlüğe kendi dokunuşlarımızla değer katmak istiyoruz.
Aksesuar ve mücevher kullanımı adına hem şık hem de gösterişli olmak için sizce nelere dikkat edilmeli?
Öncelikle en önemlisi özgün olmak. Ayrıca küçük detaylara da çok dikkat etmek gerekiyor. Kolyelerin uzunlukları, boyutları, yüzüklerin parmaktaki geçişleri, hatta ten renginizin kolye tonlarıyla uyumu bile çok önemli. Bence şık ve gösteriş kavramı göreceli bir kavram. Burada kilit nokta ürünü taşıyabilmek ve ona göre giyinip kombin oluşturabilmek. Sade parçalar kullanarak da hem şık hem de gösterişli olunabilir. Bu biraz daha kişinin kendini keşfetmesiyle doğru orantılı. Biz de farklı kombinler üreterek elimizden geldiğince insanlara ilham vermeye gayret gösteriyoruz. Bu konuda dikkat etmemiz gereken önemli bir husus da kıyafet ve aksesuarlarımız arasındaki denge ve uyumu yakalamak. Mesela çok sevdiğimiz kıyafet ve aksesuarı aynı anda kullanmak bazen aradaki denge ve uyumu bozabilir. Her sevilen şey bir araya geldiğinde bütünlük oluşturmak zorunda değil. Bunu sağlamak için kendimize özenmek o uyumu yakaladığımıza inanmamız gerekiyor. Çıktığımız bu yolda kimsenin bir araya gelmez dediği parçaları eşsiz bir uyumla müşterilerimizin deneyimine sunduk, sunmaya devam ediyoruz.