Uzun soluklu tarihi boyunca görsel sanatlar; belirli konseptleri, biçimleri, estetikleri, teknikleri ve anlamları değiştirmekte. Taş Devri'nden günümüze insanlığın tarihi, sayısız sanatçının sonsuz sayıdaki eserine yansıyor. Bir kısmını sanat tarihi kitaplarımızdan biliyoruz. Adı bilinmeyen pek çok sanatçı ise gizliden gizliye kültürümüzü şekillendiriyor. Her şeye rağmen, ister bir müzede eserleri sergilenen dünyaca ünlü bir heykeltıraş, isterse de stüdyosunda çalışan isimsiz bir ressam olsun, sanat eserleri sanatçıların dünyayla olan ilişkilerini yansıtıyor. Sanatçıların bireysel, toplumsal, siyasal ve biçimsel meseleler üzerine düşünce ve duygularını içeriyor ve izleyici ile paylaşılmak için varlıklarını sürdürüyorlar. Bu nedenle sanatın kendisi bir iletişim aracı. Sanat hiçbir zaman özerk bir alan olmamakla birlikte; üretim şartı, paylaşım, sergileme, ve koleksiyon bağlamında ele alındığında anlaşılabilir. Karmaşık bir sosyal sistemi işaret eden sanatsal üretim, toplum bireyleri olarak nasıl düşündüğümüze, hareket ettiğimize ve yaşadığımıza ışık tutuyor. Sanat, varlığımızın kültürel yapısının bir parçası kısacası.
Sanatın evrim sürecini harekete geçiren, sanat ve koleksiyon arasındaki ilişki. Sanatçı ve koleksiyoner arasındaki ittifak, Rönesans'tan günümüze güç kazanmaya devam ediyor. Sanat üretimi tarihi, güçlü sanatçıların bilinçli koleksiyonerlerle nesillerdir süregelen yakın ilişkileri neticesiyle, sanat koleksiyonerliği tarihi ile iç içe geçmiş durumda. Medici'den Guggenheim ve Saatchi'ye... Büyük ve küçük çaplı muhtelif koleksiyonerler, sanat sahnesine önemi yadsınamaz katkılarda bulunmaya devam ediyorlar. Türkiye'de ise Dinçkök, Koç, Eczacıbaşı, Sabancı, Elgiz, Kocabeyoğlu, Çarmıklı, Kocabıyık ve Tabanca gibi koleksiyonerler, sanat tarihine izlerini çoktandır bıraktılar. Bugün koleksiyonerler, sanat ortamımızın ayrılmaz parçaları. Söyleşilerde ve dergilerde yer alıyor; müzelerde, sanat kurumlarında ve yarışmaların jürilerinde söz sahibi oluyorlar. Bazıları tutkularını sergilerde izleyicilerle paylaşıyor, bazıları koleksiyonları için mekanlar, hatta müze açıyorlar. Bütün bu projelerde, koleksiyonerlerin çoğu ellerinde bulundurdukları eserlerin sanatçıları ile kişisel ilişkiler sürdürüyorlar. Sanatçı – koleksiyoner ilişkisi, çoğu zaman herhangi bir iş ilişkisinin ötesine geçiyor ve ortak sanat tutkusunun neticesi oluyor.
Yosun Güreli, Azade Köker - "Doll"
"Teyzem Azade Köker'in öğrenci olarak gittiği Almanya'da yıllar sonra profesör olarak öğrencilere ders verir konuma gelmesinden ve dünya çapında sanata verdiği katkılarından dolayı onunla gurur duyuyoruz."
Bu sanat ve yaşam tutkusu, ALEM Dergisi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen "What Collectors Collect?" sergisinin çerçevesini oluşturuyor. Sergi, sanatçı ve koleksiyoner arasındaki hassas ve çekici ilişkiye odaklanıyor. Uzun soluklu bir fotoğraf projesi olan "What Collectors Collect?", ilk olarak geçtiğimiz yıl Contemporary Istanbul'da izleyici ile buluştu. Bu yıl, arkadaşlıkları özel yaşamlarında ve koleksiyonlarında son derece önemli olan sanatçı ve koleksiyonerleri resmeden altı yeni fotoğraf ile devam eden sergi, sanatın öneminin altını çizmesinin yanında, sanatçı ve koleksiyonerler arasındaki bireysel ilişkiyi dışa vuruyor. Bu bağlamda "What Collectors Collect?", çağdaş sanatın anlaşılmasına değerli bir katkı sunuyor. ALEM Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Gözde Yörükoğlu Ersu, projenin temellerini attı ve fotoğrafçı Mehmet Erzincan ve stil danışmanı Bengisu Gürel'in etrafında profesyonel bir ekip topladı. Contemporary Istanbul'da sergilenen her bir fotoğraf; bir koleksiyoner, koleksiyonerin bir eseri ve eserin sanatçısını resmediyor. Fotoğraflara yapılan son görsel dokunuş, dramatik ve şiirsel bir atmosfer yaratıyor. Fotoğraflar; koleksiyoner, sanatçı ve sanat eseri üçgeninin temsil ettiği samimi ilişkiyi dışa vururken, başarılı bir koleksiyon yaratmanın sırlarını açık ediyor.
Ayşegül Dinçkök, Koray Erkaya - "Tooless"
"Koray'ı tanıdıkça daha fazla eserine sahip olmak istedim. Koleksiyonerliğin yanı sıra geçen yıl beni kırmayarak Contemporary Istanbul'daki sergimde birlikte bir eser yaptık. İki sanatçı olarak iş birliklerimiz devam ediyor. Bu yıl da sürprizlerimiz var."
Türkiye'de çağdaş sanat genç, dinamik ve emin adımlarla ilerliyor. Sonbahar bunu; 16. İstanbul Bienali, Contemporary Istanbul'un 14. edisyonu, yeni çağdaş sanatlar müzesi Arter'in açılışı, Resim ve Heykel Müzesi'nin yeniden hayata geçirilişi ve Odunpazarı Modern Müze'nin Eskişehir'de kapılarını açması ile kanıtlıyor. Bu sürecin merkezinde sanatçı ve kavalyesi koleksiyoner var. Biri sanat yaratırken, diğeri eser için uygun ortamlar ve kurumlar hayata geçirerek sanatı yok olmaktan kurtarıyor. İkisi birlikte, sanat ortamımızın ayakları üzerinde durduğu temeli atıyorlar. "What Collectors Collect" bu ilişkinin önemini anlamlı ve güzel bir biçimde ifade ediyor.
Canda Elgiz Dayıgil, Sarp Kerem Yavuz - "Sigaralı"
"Sarp ile dostluğumuz yıllar öncesine dayanıyor. Sanat dünyasındaki adımlarını birebir izleme fırsatımız oldu. Bu kadar başarılı olması hepimizi gururlandırıyor ve mutlu ediyor."
Ahu Serter Büyükkuşoğlu, Miguel Rodriguez - "Rockin' Around the Christmas Tree"
"Tanıştığımızdan beri hiç ayrılmadık. Miguel tuttuğunu altına dönüştüren bir adam."
Erol Tabanca, Ahmet Doğu İpek - "Konstrüksiyon Rejimi XV"
"Hem sanatı hem de kişiliği beni çok etkiledi. Eserleri hayatın çok emek verilmesi gereken bir şey olduğunu hissettiriyor."
Mustafa Taviloğlu, Komet - "Keçiler"
"Komet ile 40 yılı aşkın bir süredir dostluğumuz var. Birçok eserine sahibim ve hepsinin bendeki yeri ayrı."
Yazı: Marcus Graf
Proje direktörü: Gözde Yörükoğlu Ersu
Fotoğraf: Mehmet Erzincan
Styling: Bengisu Gürel
Prodüksiyon: Ceylan Yeniacun
Styling asistanı: Gözde Ekici
Fotoğraf asistanı: Emre Karataş
Video: Fatih Er