MUTLULUK DETAYLARDA GİZLİDİR

Bretz Mobilya’nın bayrağını 45 senedir dalgalandıran Özcan Ata’nın Kemerburgaz’daki evindeyiz. Heyecanlı bir çekim çünkü bir mobilya ve dekorasyon gurusunun evini çok merak ediyoruz. Yılların birikmiş tecrübesinin ilmek ilmek işlendiği 4 katlı villa, 1300 metrekare alan üzerine oturtulmuş 800 metrekare alana sahip. Villanın girişi dışarıdan görenlere gizemli bir hava yaratıyor. Koyu antrasit renge boyanan villanın tüm hatları beyaz detaylarla çerçevelenmiş.

Yaklaşık 8 ayda biten evi için “Taşından toprağına her şey benim ve profesyonel ekibimin emeği” diyor Ata. Evin hemen hemen tüm iç ve dış mimarisi tamamen kendi zevkine göre Bretz mobilya, perde, aydınlatma ve aksesuarlarla yapılmış. Villanın genelinde duvar kağıdı ve halı kullanılmış.

Klasik öğelerle bezeli villanın kurgusu, saraylar gibi odadan odaya renk ve karakterle değişiyor. Evin giriş katında ufak bir misafir banyosu, mutfak, ana salon, yemek odası ve Ata’nın “keyif alanım” dediği şömineli oturma odası bulunuyor. Bu kat aynı zamanda kış bahçesindeki büyük verandaya açılıyor ve evi bir anda kocaman ve yemyeşil bir bahçeye bağlıyor.

Ana salona girdiğinizde cumbalı bölüm Ata’nın yemek sonrası misafirleriyle oturup bahçesiyle iç içe sohbet edip çayını yudumladığı alan. Tek kelimeyle şiir gibi işlenmiş perdelerle çevrelenen bu oturma alanı mücevher kutusu etkisi yaratıyor. Ortada tüm asaletiyle duran üzeri mermerli ceviz center table, hazeranlı koltuklara ve Bretz el işçiliğinin örneği ortası oymalı kanepeye eşlik ediyor. Oymalı kanepenin yanlarında da koltuklarla uyum yakalamak için hazeran kullanılmış. Yan sehpaların aynı center table’da olduğu gibi üzeri mermer. Gümüş aksesuarlar ve çiçekler, orkideler ve mumlar ise Ata’nın vazgeçilmezleri.

Salonun üç ayrı bölümünü birbiriyle birleştiren geçiş kendi başına ayrı bir karakter sergiliyor. Marküteri sanatının eli açık bir şekilde kullanıldığı salonun duvarındaki bahülerde de yine aynı masalsı işçilik görülüyor. Duvardaki natürmort tablo, Ottoman aydınlatma ve aksesuarlar Ata’nın özel koleksiyonundan.

Salona geçiş holünde ayrı bir sanatla karşı karşıyayız. Ata için derin ilmi bir mesaj içeren tablo, cam üzeri ebru sanatının aplike edildiği dresuarın üzerinde görenleri merak ettiriyor. “Bu tablo başlı başlına bir sohbet konusu ayak üstü anlatılmaz” diyor ve bizi evinin sıcacık oturma odasına davet ediyor.

Ana salonun oturma bölümüne geldiğimizde bizi bu sefer farklı karakterde bir alan karşılıyor. Duvarında Bretz özel koleksiyonuna ait Arapça cam üzeri ebru çalışması tabloların asılı olduğu salona parlak java cilalı klasik mobilyalar hakim. Koyu kahveler ve siyah şömine bembeyaz tavanın altında yumuşak bir etki yaratıyor ve bej kumaşlarla dengeleniyor. Şöminenin yanında heykelsi bir şekilde duran bahüler üzerindeki marküteri ve varak detaylarıyla adeta içimizi açıyor, arkasındaki eskitme aynayla da maskülen bir hava yaratıyor.

Kot farkıyla birkaç basamakla indiğimiz oturma odası pek de öyle alışık olduklarımızdan değil. Evin ön cephesine bakan camın önüne hakiki vatoz balığı derisinden Ata tasarımı çalışma masası ve sandalye yerleştirilmiş. Geniş ve uzun kanepe özellikle soğuk kış gecelerinde şöminenin karşısında oturan Ata’nın keyif yeri. “Bakmayın öyle her yerde mobilyalarım olmasına, şöminemin önüne yere attığım iki minder üzerinde kıvrılır otururum akşamları, fıtratım böyle, bu bana yeter” diyor Ata. İç içe geçen orta sehpa kapladığı alan olarak kullanım kolaylığı sağlıyor. Cam raflı ahşap country vitrinde ise yurt dışı seyahatlerinden toparladığı aksesuarlar mevcut. Bu odada mor renk hakim. Perdelerde ise bej tonlar kullanılmış. Kanepenin iki yanındaki sandıklı sehpalar aynı zamanda sandık gibi açılarak depolama alanı sağlıyor. Duvarda asılı oymalı dikdörtgen ayna ise mekanı büyük göstermiş. Ottoman aydınlatma ve minik kaftanların arkasında duvarda gördüğümüz fotoğraflar Ata’nın Milano seyahatinden hatıra. “Tam fotoğraf çektirirken arkamdan geçen trenin üzerinde doğum yılım yazıyordu, çok güzel yakaladık, tabii biz buna tesadüf değil ‘tevafuk’ diyoruz” diyor Ata.

Bahçeyle iç içe ana salon içerisindeki klasik detaylı İngiliz yemek masası 4 metre boyu, yekpare tablası ve çok özel marküterisiyle dikkat çekiyor. Bretz’in yıllanmış ve tecrübeli marküteri ustaları bu masa için büyük bir titizlikle çalışmışlar. Masaya İngiliz sandalyeler eşlik ediyor. Yemek masasının düz kumaşlı bej sandalyelerinin hepsinin kolçaklı olması dikkatimizi çekiyor. “Dostlarımın rahatı benim için çok önemlidir, bu masada kurulan güzel sofralar eşliğinde edilecek uzun sohbetler kesinlikle konforlu olmalı” diye açıklıyor Ata. Mekanı aydınlatmak ve yumuşatmak için duvarda sedefli duvar kağıdı kullanılmış, tavanda ise detay içerisinde detaylar var. İlk dikkati çeken cam kubbeli açık tavan ve onu çevreleyen kartonpiyer oluyor. Duvardaki işçilikli pasaları kucaklayan eskitme gümüş varaklı el oyması ayna heykelsi bir şekilde tüm salonu kucaklıyor. Aynanın yanındaki gümüş varak eskitme aplikler zarif şapkalarıyla ve uyumuyla Bretz’in aydınlatma ve aksesuar konusunda da titiz olduğunu kanıtlıyor. Masanın üzerinde sunulan gümüş karaflar ve jardinyer antikacıdan alınmış çok değerli parçalar. Moser altın detaylı kadehler ise atmosferin zenginliğinin bir kez daha altını çiziyor. Tavandaki zincirli aydınlatma mekana özel olarak 2,5 metre yapılmış. Duvardaki cam tırnağın ayakları Ata’nın kendi tasarımı. Üzerinde yine Bretz aksesuarlara yer verilmiş.

Giriş kattaki oturma odasından arka bahçeye açılan kış bahçesi oldukça spor döşenmiş. Zeminde mermer kullanılan mekan sürgülü bir kapı ve ipek şantuk perdelerle oturma odasından usulca ayrılmış. Country masanın sandalyeleri spor çizgili kumaşla döşenmiş. Sol tarafta duran metal dolaplar mekanı daha da modernleştirmiş. Odadaki Bleu Blanc küpler ve antika ham oymalı bahü odanın en dikkat çeken parçaları. Dışarıdan görünen bahçe bizde büyük merak uyandırıyor ve kendimizi dışarı atıyoruz.

Ata’nın “Burası benim gizli bahçem, cennetim” dediği bahçe rengarenk çiçeklerle, çeşit çeşit meyve ağaçlarıyla dolu. “Güllerin içinde yaşıyorum dikenlerle işimiz olmaz bizim” diyor tüm renkli kişiliğiyle Ata. Evin içindeki göz alıcı dekorasyon profesyonel peyzajla birlikte evin dışına da taşınmış. Evin tüm yapısını tam da bu noktadan görebiliyorsunuz. Verandada özenle kurulmuş masa ise oldukça cezbedici. Minik kaktüslerin, ham saksıların arasındaki eskitme country masa rengarenk haliyle bahçeye çok yakışmış. Üzerindeki ahşap aksesuarlar ve kristal Moser kadehler mekana uygun olarak seçilmiş.

Evin en alt katında bulunan spor odası Ata’nın sporcu kişiliğini kanıtlıyor. Özel ağırlık ve aletleriyle ayrıca pilates makinesiyle haftanın her günü sabah altıda sporla güne başlayan Ata bu esnada aynı zamanda sinema odası olarak da kullandığı odasındaki sinema perdesine bir film yansıtmayı da unutmuyor.

Yoğun iş temposuna hakim Ata, kıyafetlerinin ancak bir düzen içerisinde olduğu zaman hayatının pratikleştiğini söylüyor. Kombinlerine ve renklerine göre ayrılan kıyafetler Bretz’in ölçüye ve mekana özel tasarımıyla üretilmiş açık sistem giyinme odasında sergileniyor. Ortada duran çizgili kumaşlı spor puf ve stor perdelerde aynı kumaş kullanılarak uyum sağlanmış. Tavandan sarkan Swarovskili püsküle Ata her gün giyeceği kıyafeti kombinleyip asıyor. Giyim ve moda konusunda çok titiz olduğu her detaydan anlaşılıyor. Ayakkabılar, çantalar ve valizler büyük bir düzen içerisinde özel üretim raflara dizilmiş.

Evin 2. katına çıktığımızda Ata’nın siyah mobilyalarını ledli ışık oyunlarıyla aydınlattığı yatak odasıyla karşılaşıyoruz. Siyah yatak büstümsü heybetiyle odayı kucaklıyor. Mekanın rengine uygun perdeler, yatak örtüsü ve tüm tekstiller yine Bretz imzalı. Siyah şifonyer ve komodinler geniş ebatlarıyla şık ve kullanışlı bir depolama alanı sağlıyor. Abajurlar ise tavan aydınlatmasıyla adeta dans ediyor. Siyah yatak odasında aykırı olarak tek renk kırmızı kullanılmış. Aynadan yansıyan Swarovski taşlı ahşap duvar kaplaması odanın en büyük sürprizi.

Evin çatı katına çıktığımızda karşımızda yine ferah bir oda buluyoruz. Odanın adını “Hürrem Sultan” koymuş Ata. Kızları ve kendi annesi için onların sevdiği renklerde özel dekore edilen bu oda adeta rüya gibi. Çift kişilik bir yatak başıyla uzun bir sedirin birleşiminden ortaya çıkan yatak boncuk işlemeleri ve özel nakışlı yastıklarla hareketlendirilmiş. Bu mor odada iki farklı fonda perde kullanılmış. Ahşap oymalı servis sehpası ise iki koltuğun arasında yan sehpa görevini almış.

Dış cepheye bakan banyoya siyah renk hakim. Bahçenin içeriye taşındığı banyo adeta rahatlama alanı. Duvarlarda antrasit mozaik kullanılmış. Oymalı dresuarın yine siyah lavabo altı olarak kullanıldığı duvardaki ayna esprili formuyla Ata’nın kendi tasarımı. Duvardaki kavukluklar mum ve aksesuarlar için düşünülmüş.

Ata’nın oğluna özel dekore ettiği erkek odası ise gayet spor ve kullanışlı bir genç odası. İndigo renginin hakim olduğu odada oğlunun zevkine uygun Bretz metal dolaplar aynı zamanda depolama alanı olarak kullanılıyor. Kobalt mavi tonlarındaki halı ve perdeler odaya büyük bir uyum kazandırıyor. Yatak örtüsü ve yastıklar sade ve bir o kadar da şık seçilmiş.

Evin giriş katında bulunan mutfak oturma köşesi lilovi kanepe ve üzeri mermer masa ve oymalı iki koltuktan oluşuyor. Mekana özel dikilmiş Bretz perdeler burada da göz alıyor. Ata mutfak da bile şıklıktan ödün vermemiş.

Maskülen detaylarla dekore edilmiş çalışma odası çok kullanışlı. Duvarlarda çizgili antrasit duvar kağıdının kullanıldığı odaya yine siyah hakim. “Bu kat bana özel ve benim siyah katım” diyor Ata. Zebra kumaşlı siyah sandalyeler ve mermerli metal sehpa ile bir tasarım ofisi yaratılmış. Varaklı siyah çalışma masası adeta şiir gibi. Metal raflı kütüphanede ise Ata’nın kitap koleksiyonuna ait senelerdir takip ettiği dekorasyon ve mimari tasarım kitaplarının sadece ufak bir kısmı bulunuyor. Kendisine özel ayırdığı kumaşları ise burada gözü gibi saklıyor.