GÜNEŞİN HİÇ BATMADIĞI FİLMLER

16-28 Haziran tarihleri arasında Pera Filmde Beyaz Gecelerin Alacakaranlığında film programı gerçekleşiyor. Programda, İskandinav sinemasının güneşin batmak bilmediği beyaz yaz gecelerinde geçen, dünya çapında öne çıkan filmleri bir araya geliyor.

Gu?mundsson’ın yönetmenliğini yaptığı, Gençlik Başımda Duman, İzlanda’nın ulusal film ödülleri Edda Ödülleri’nde En İyi Film dahil 8 dalda ödülün sahibi. Büyüme sancılarını beyaz gecelere taşıyan filmde İzlanda’nın muhteşem doğasıyla çevrili küçük bir kasabada yaşayan Thór ve Kristján bir yaz mevsimi boyunca dostluk ve aşkı, karşılık bekleyen ve beklemeyen duyguları birlikte keşfediyorlar. Biri kasabadaki kızlardan birinin kalbini fethetmeye, diğeri ise en yakın arkadaşına karşı hissettiği, sınırları aşan duyguları bastırmaya çalışıyor. İkisi de duygularını kontrol etmenin, kendilerini keşfetmenin ve hatta nefes almanın zorluklarıyla yüzleşiyor.

Ünlü oyuncu Stellan Skarsgård’ın başrolünde yer aldığı polisiye-gerilim filmi Uykusuz’da, İsveçli polis dedektifi Jonas Engström, kendini aydınlık bir gökyüzünün altında, karanlık bir hikâyenin ortasında buluyor. Bir cinayeti soruşturması için gittiği Norveç kasabasında hiç batmayan güneş, ter içinde bırakan buhranlı gecelere ve uykusuzluğa neden oluyor. Dedektifin psikolojik ve fiziksel olarak zayıf düşmesi, üstüne üstlük bir de korkunç bir hata yapması, peşinde olduğu katilin oldukça işine yarıyor. Uykusuz, 2002 yılında Christopher Nolan’ın yönettiği bir uyarlama olarak Hollywood’a taşınmıştı.

Kuzey’in serin yaz günlerinde, capcanlı doğanın ortasında geçen bir kendini bulma hikâyesini anlatan Doğada Tek Başına’da, orta yaş krizinin eşiğindeki Martin, garip ve komik bir yolculuğa çıkıyor. Tek istediği doğayla baş başa kalmak, biraz huzur bulmak, biraz maceraya atılmak. İnsan olduğunu hissetmek, varoluşunun farkına varmak, fantezilerini hatırlamak için bunun harika bir fikir olduğunu düşünüyor. Ole Giæver’in başrolünü oynadığı, yazdığı ve yönetmenlerinden biri olduğu Doğada Tek Başına, Kuzey Avrupa sinemasından yeni bir keşif sunuyor.

Küçük bir erkek çocuğunun gözünden anlatılan Bir Yaz Masalı, kahkaha ve gözyaşını beraberinde sunuyor. Ulf Malmros imzası taşıyan filmde, Yngve Johansson adındaki sert mizaçlı adam, yazı onunla geçirmeleri için iki çocuğu, Mårten ve Annika’yı evine kabul ediyor ve bakımlarını üstleniyor. Yıllardan 1958, İsveç’in neredeyse Brezilya’yı yenip Dünya Kupası’nı kazandığı yıl. Yngve önceleri çocukların gözünde bir diktatörden farksız gözükse de, çocukların öğretmenine aşık olmasıyla işler değişiyor; iki çocuk, iki yetişkini bir araya getirmek için ellerinden geleni yapmaya çalışıyor.

Baltasar Kormákur Çehovun İvanovundan bir serbest uyarlama olan, 2008 yapımı Belalı Düğün’de, orta yaş sendromlarıyla cebelleşen profesör Jon (Hilmir Snær Gu?nason), gökyüzünün hiç kararmadığı beyaz gecelerde, öğrencisi Thora (Laufey Elíasdóttir) ile ikinci evliliğini yapmaya hazırlanıyor. Fakat tüm kültürlerde insanları buluşturan, mutlu eden ve eğlendiren o çok özel gece, düğün gecesi, bu filmde biraz farklı. Nedeni ne somurtkan ve şikayetçi akrabalar, ne sarhoş olup geceyi renklendiren yakın arkadaşlar ne de gelinle damat arasındaki dikkat çekici yaş farkı. Evet, bunlar da var ama Belalı Düğün’ün alametifarikası, düğünün İzlanda’da güneşin hiç batmadığı o aydınlık gecede, 21 Haziran’da gerçekleşiyor olması...