Cabas serisi kapsamında daha önce Meksika, Portekiz, Manila ve Afrika'dan yetenekli zanaatkarlarla yaratıcı iş birlikleri gerçekleştiren Christian Louboutin, serinin beşinci iş birliğini Paris ile yapıyor. Sene boyunca Paris ile yakın ilişki kuran marka, Porte Dorée Sarayı'nda kapılarını açan retrospektif sergisinde yaratıcı dünyasını gözler önüne sererken, Paris’in ışıltısını da selamlıyor.
Christian Louboutin CABARAPARIS koleksiyonuyla yeni bir ilke imza atarak, model tasarımında aşık olduğu şehrin ruhunu yakalayabilmek üzere yakın arkadaşı yetenekli illüstratör Hélène Tran ile güçlerini birleştiriyor. Christian Louboutin iş birliği ile ilgili, “Helene ile 30 yıl önce Vogue Fransa için çalıştığı dönemde tanıştım. Tabiri caizse aynı kulvarda olduğumuzu söyleyebilirim. Bu işbirliği için konuştuğumuzda, sohbetimizin ardından konuyu tamamen ona bıraktım. O bir sanatçı olduğu kadar bir zanaatkar, zira teknik onun için çok önemli. Paris’in düşsel görünümünü, şehrin adeta fantezi versiyonunu paylaşıyoruz. Onun tüm zamanlara hitap eden Parizyen karakterleri nasıl canlandıracağını ve birkaç fırça darbesiyle Paris’in ruhunu nasıl yansıtacağını biliyor olmasına bayılıyorum” diyor.
Şehrin iki ayrı yüzüne odaklanan CABARAPARIS hem geceyi hem gündüzü yansıtıyor. Christian Louboutin koleksiyon ile ilgili, “Paris benim en büyük ilham perim. Görkemli mimarisi ile dünyanın en çok ziyaret edilen şehirlerinden biri. CABARAPARIS’i yaratırken asıl amacım Paris’in fantezi unsurunu yakalamak” diyor. Parlak taşlarla bezeli iki değerli stilde sunulan CABARAPARIS koleksiyonu, seçili lokasyonlarda Paris imzalı beş kadın ve üç erkek stiliyle sunuluyor.