Toprak burcu Boğa'da Uranüs geri giderken, Dolunay da Boğa burcunda gerçekleşti. Uranüs'le kavuşum yaptı. Değişik ve beklenmedik olayların tetikçisi olan bu tutulmaya, tabiatın baş kaldırması diyebiliriz. Sert bir Mars ve Plüton, Jüpiter ile Satürn etkisi son depremi körükledi. 'Mavi ay' deprem haberciliğinden çok, gökyüzünü gerginleştirdi. Mars ve Venüs zıtlaşarak, insanların birbirlerine olan sevgi kavramlarının gerçek nedenlerini ortaya çıkardı. Buna bir çeşit yüzleşme de diyebiliriz. Ancak bu gezegen yüzleşmeleri daha da sürecek. Özellikle Kasım ayında bu etki daha da artacak. 30 Kasım'da İkizler'de bir ay tutulması, gerçekleri daha çok ortaya çıkaracak. Bu tür tutulmanın iyi yönü; insanlar birbirlerini daha iyi tanırlar ve karşılıklı yardımlaşmaların ne kadar önemli olduğunu görürler. Geçmişe baktığımız zaman ay ve güneş tutulmalarının benzerlerinde hep insanlık savaşları çıkmış ve ülkeler arası misyonerlik çalışmaları ön planda olmuştur. Dolunayın etkileri, iki gün önce ve daha sonraki iki hafta içinde ortaya çıkar ve doğal afetlerin de habercisi olan ay tutulmalarını tetikler. Sakin olmalıyız. Güdümlü deprem yaratmak, fay katmanlarını zorlamak, iklimleri değiştirmek ve insanları yaşadıkları yerden uzaklaştırmak gibi farklı yöntemlerle; Dünya'nın yeni savaş ve oluşumların sınırında olduğunu ve bu tutulmanın dünya savaşlarını körükleyebileceğini; Kasım ayı ve 2021 yılındaki olayların başlangıcı olduğunu söyleyebilirim. İzmir bir Başak burcu ve 'yöneticisi' Merkür geri giderken; bu depremin olasılığını tetiklerken, 'Mavi ay'ın çok fonksiyonu olmadığını; tutulmaların sabit toprak burcu olan Boğa'daki Uranüs'ün beklenmeyen etkilerini tetiklediğini ve özellikle toprak unsurlarının bunu yarattığını ve Oğlak'taki Plüton, Jübiter, Satürn bir arada yeryüzüne bomba gibi düşerek; yıl bitmeden daha birçok afeti ortaya çıkaracağını hatırlatırım. Sakin olmaktan başka yapacağımız bir şey yok. Dünya gezegeni karmaşık ve insanlıktan çok, onların kendi matematiği içinde yaptığı hareketler önemli.