DÜNYACA ÜNLÜ PEYZAJ MİMARI ERMANNO CASASCO BİTKİLERLE ŞİİR YAZIYOR

Ermanno Casasco, imza attığı muhteşem bahçelerle tanınıyor. New York’tan Moskova’ya, Fas’tan Mayorka’ya farklı birçok ülkede yaratıcılığını konuşturan Casasco, Türkiye’de de birçok projede yer aldı. Ermanno Casasco ile ilham kaynaklarını, çalışma tarzını ve hayalindeki bahçeyi konuştuk.

25 Mayıs 2016 Çarşamba 15:40 | Son Güncellenme:
9 dakika okunma süresi

Kariyerinde 40 yılı geride bırakan Ermanno Casasco, imza attığı muhteşem bahçelerle tüm dünyada övgü topluyor. Bitkilerle adeta şiir yazan Casasco, New York’tan Moskova’ya, Fas’tan Mayorka’ya farklı birçok ülkede yaratıcılığı konuşturdu. Türkiye’de Sakıp Sabancı Müzesi’nin, Komili Ailesi’nin Ayvalık’taki evinin ve son dönemde özellikle Bodrum’da birçok evin bahçesine imza atan Ermanno Casasco ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.


Bahçe tasarlarken nelerden ilham alıyorsunuz?
Binanın mimarisi ve konumu projeyi etkiliyor; yani deniz manzaralı bir villa, kırlarda tarihi bir villa ya da dağlarda bir ev olmasına göre yaklaşımım değişiyor. İlham kaynaklarından ziyade çalışacağım yer için anında bir bahçe hayal etme ve gözümde canlandırma yeteneğimden bahsedebilirim.


Bahçesini tasarlayacağınız insanların işinize müdahale etmesine izin veriyor musunuz?
Her zaman müşterinin bana aktardığı arzularını ve hayallerini yorumlamaya çalışırım. Bazen gerçekleştirilmesi imkansız ya da zamanla idaresi güç hayaller söz konusu oluyor. O zaman orta yolu bulmaya çalışıyorum ve onlara daha uygun seçenekleri sunuyorum.


Tüm dünyada çok sayıda muhteşem bahçeye imza attınız. Çalışmalarınızın arasında favoriniz olan var mı?
Tasarlamakta olduğum bahçe ve bina her zaman favorim oluyor, ama yaklaşık 30 yıldır takip ettiğim iki bahçe var ki artık onları kendi bahçemmiş gibi benimsedim. Bir tanesi Milano yakınlarında 1 hektarlık küçük bir bahçe, diğeri de yine İtalya’da Ischia’da Termale Negombo Park.

 


İşinizdeki  önceliklerinizden bahsedebilir misiniz?
Müşteri ve yer. Güzel bir bahçe yaratmanın sırrı müşteriyi anlamakta ve uyum sağlayabilmekte. Bazen bir yerin büyüsüne kapılıyorum ve bazı şeylerden fedakarlık ederek iletişim kurmakta zorlandığım bir müşteriyle çalışmayı kabul ediyorum.


Trendlerden etkileniyor musunuz yoksa sadece içgüdülerinizle mi hareket ediyorsunuz?
Tabii ki. Bir profesyonel olarak bazı sınırlar çerçevesinde her zaman zamanın modasını takip eden müşterimi memnun etmeye çalışıyorum. Ama bunu yaparken benim bahçe konseptimi etkilemesine ve çok fark edilir olmamasına özen gösteriyorum.


Tasarımlarınız çalıştığınız ülkeye göre değişiklik gösteriyor mu?
İklim ya da arazinin özelliklerine bağlı olarak ağaçlar her zaman farklılık gösteriyor; ama bir araya getirme, aralık, hacim, manzara ya da bahçe düzenlemesinin başlangıcı konusundaki yaklaşımım her zaman aynı kalıyor.


Çalışmayı en çok sevdiğiniz bitkiler hangileri?
O kadar çok var ki! Uygun bir şekilde bir araya getirilmiş ağaçlar, çalılar ve çiçekler her zaman güzel durur. Eğer müşterinin özellikle istediği bir bitki, çalı ya da çiçek türü varsa, kullanmak istediğim diğer bitkilerle uyum sağlamasına çalışırım. Tabii ki favori bitkilerim var. 25 yıl önce Türkiye’ye geldiğimde normalde bahçelerimde kullandığım birçok bitkiyi bulamamıştım ve dil sorunu yüzünden fidanlıklarda çalışanlarla iletişim kurmakta zorlanmıştım. Uzun yıllar sonra İngilizce konuşan Muharrem Yıldız ile tanıştım ve benim için her şey daha kolay oldu. Projelerimde kullandığım bitkileri bulmaya başladım ve bulamadıklarımı İtalya’dan getirttim.  

 

Zeytin ağaçları, Quercus suber, Cinnamomum camphora, Metrosideros, Callistemon, Chamaerops humilis, Arbutus unedo, Cupressus, en çok sevdiklerimden birkaçı. Ayrıca çalılıkları ve Jasmine rhyncospermum , Osmanthus ve Olea, Wisteria, Elaeagnus, Pittorporum tobira, Citrus aurantium, Sarcococca, Gardenia e Cestrum nocturnum gibi kokulu çiçekli sarmaşıkları seviyorum. Koku bahçeye kişilik katan, kimlik kazandıran temel bir öğe. Bir ağacı ya da çiçeği unutabiliriz, ama o yerin kokusunu her zaman hatırlarız.

 


Türkiye ile olan bağlantınız nasıl başladı?
İtalyan mimar Piero Pinto, Büyükada’da korkunç bir durumda olan bir bahçeyi renove edip edemeyeceğimi sordu. İki-üç yıl boyunca bu iş için gidip geldim. Daha sonra evin sahibi oğlunun bahçesini ve Rumelihisarı’ndaki yeni evini yapmamı istedi. Piero Pinto, daha sonra beni Ayvalık’taki bahçelerini yapmam için Alev ve Halis Komili ile tanıştırdı. Evleri yapılmaya devam ediyordu ve gördüğüm en güzel evlerden biri olacaktı, tabii bahçesi de öyle.

 

Türkiye’de ilk zeytin ağacını onların evinde kullandım. Türkiye’de çalışmalarımın geleceğinin olduğunu hiç düşünmediğim için sadece yerel işçilerle iletişim kurmamı sağlayacak birkaç Türkçe sözcük öğrendim. Sakıp Sabancı kızı için tasarladığım bahçeyi gördükten sonra Sabancı Müzesi’nin bahçesini düzenlememi istedi. Onunla tanışmam onun ne kadar harika bir karaktere sahip olduğunu ve Türkiye’de çalışmanın ne kadar harika olduğunu fark etmemi sağladı. Hala Türkiye’de çalışmaya devam ediyorum.


Şu anda hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
Zeynep Fadıllıoğlu ile tanışmam ve kurduğumuz dostluk ilişkisi, birçok projede birlikte çalışmamıza netice oldu. Aynı zamanda İtalya’da, Akdeniz bölgesinde ve başka ülkelerde de projeler alıyorum. Ilık ve ılıman iklimleri tercih ediyorum. Moskova’daki tecrübem pek iyi olmamıştı, kısa ve çok sıcak bir yaz ile dondurucu uzun bir kış.


Başkaları için tasarladığınız bahçelerden bahsettik. Peki ya sizin kendi bahçeniz? Kendi bahçeniz için de aynı tutkuyu besliyor musunuz?
10 yıl önce Göltürkbükü’nde küçük bir bahçesi olan bir ev aldım. Yeni bir dünya keşfettim! Yıllardır çalışmalarımda bana yardım eden ve daha uzun yıllar birlikte çalışmayı arzu ettiğim asistanlarım Marcello, Daniele ve Andrea yeni bahçeme karşı garip bir yaklaşımım olduğunu fark ettiler. Onlara öğrettiğim kuralları izlemeden kendimi tamamen özgür bırakmıştım. Tüm bitkileri, çalılıkları ve çiçekleri yeni bir şekilde, bir profesyonelden ziyade bir amatör gibi diktim. Yazları tatilimi bahçeye bakarak ve sulayarak geçiriyorum. Suyun kıt olduğu zamanlarda önceliğim bahçeme su getirecek tankeri ayarlamak oluyordu.  Suyun bol olduğu gecelerde, sabaha karşı kendimi bahçe sularken buluyordum. Şimdi bitkiler büyüdüğü için rahat edebilirim. Ama her gelişimde eve girmeden önce mutlaka bahçeyi kontrol ederim.


Hayalinizdeki bahçeyi nasıl tarif edersiniz?
İki hayalim var. Yoğun bir ahşap bulup onu temizlemek, patikalar yaratıp her şeyin kendiliğinden, sulama olmadan büyümesini sağlamak. Bir diğeri de çölde bir vaha yaratmak.

EN ÇOK OKUNANLAR

Dries Van Noten'ın Yeni Kreatif Direktörü: Julian Klausner

Dries Van Noten'ın Yeni Kreatif Direktörü: Julian Klausner

4 dakika okunma süresi
"Mufasa: Aslan Kral" Galası'nda Beyonce ve Blue Ivy'den Metalik Uyum

"Mufasa: Aslan Kral" Galası'nda Beyonce ve Blue Ivy'den Metalik Uyum

1 dakika okunma süresi
2025 Altın Küre Adayları Açıklandı

2025 Altın Küre Adayları Açıklandı

16 dakika okunma süresi
Melis Goral Yeni Elements Koleksiyonu'nu Tanıttı

Melis Goral Yeni Elements Koleksiyonu'nu Tanıttı

1 dakika okunma süresi
Moda Tutkusu X Love My Body: Moda Dünyasında 10. Yıl

Moda Tutkusu X Love My Body: Moda Dünyasında 10. Yıl

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

ŞAMPİYON BABALAR

ŞAMPİYON BABALAR

İLHAMINI RENKLERDEN ALIYOR

İLHAMINI RENKLERDEN ALIYOR

BU YAZ KİM, NE OKUYOR?

BU YAZ KİM, NE OKUYOR?

İDİL FIRAT ALEM ÖZEL RÖPORTAJI

İDİL FIRAT ALEM ÖZEL RÖPORTAJI

EN ROMANTİK GÜNÜN MİMARI VİOLA CHAN

EN ROMANTİK GÜNÜN MİMARI VİOLA CHAN

EMMA SHAPPLIN İLE KAPADOKYADA

EMMA SHAPPLIN İLE KAPADOKYADA

ASLI PEHLİVANLARIN LÜKSLERİ

ASLI PEHLİVANLARIN LÜKSLERİ

YONCA EBUZZİYA İLE KAPALIÇARŞI'DA BİR GÜN

YONCA EBUZZİYA İLE KAPALIÇARŞI'DA BİR GÜN

AURELIE BIDERMANN’IN LÜKSLERİ

AURELIE BIDERMANN’IN LÜKSLERİ

BERRİN OKÇU İLE GEÇMİŞE YOLCULUK

BERRİN OKÇU İLE GEÇMİŞE YOLCULUK

GELİNLİK TASARIMCISI GALIA LAHAV: “SOPHIA LOREN’İ GİYDİRMEK İSTERDİM”

GELİNLİK TASARIMCISI GALIA LAHAV: “SOPHIA LOREN’İ GİYDİRMEK İSTERDİM”

GÜL AĞIŞIN LUG VON SIGA HİKAYESİ

GÜL AĞIŞIN LUG VON SIGA HİKAYESİ