Nobel ödüllü Alman romancı Günter Grass, 1989 sonrası Avrupa’sında, iki Almanya’nın birleşmesi, Körfez Savaşı gibi olayların ortasında geçen son derece ilginç bir aşk hikâyesi anlatıyor. Olağanüstü bir düşgücüyle yazılmış bu ironi başyapıtı, Polonyalı dul gotik melek uzmanı Bayan Piatkowska ile Alman dul sanat tarihçisi Bay Reschke’nin tuhaf karşılaşmalarıyla ortaya çıkıveren “Alman-Polonya Mezarlık Şirketi” fikri etrafında dönüyor.
Polonya’dan göçmüş Almanların “yurtlarında” gömülmesinin barışa katkı sağlayacağını düşünen iki geçkin âşığın projeyi hayata geçirmeleriyle birlikte “tekerrür eden tarih” adeta zincirlerinden boşalıveriyor. İyi niyetle hayata geçirilen ‘mezarlık’ fikri, liberal kapitalizmin çarkları arasında bir felakete doğru yol alıyor. Postmodern tabut tasarımlarına, toplu mezar fasilitelerine, arsa talanına, hatta golf turizmine varan çılgın bir projeye dönüşüyor.