Netflix’in sevilen yapımı “The Crown” her sezon oyuncu kadrosu ve odaklanacağı olayların yanı sıra dramanın gerçek sahipleri yani İngiliz Kraliyet Ailesi tarafından izlenip izlenmediği konusunda da merak ediliyor. Özellikle de Kraliçe II. Elizabeth tarafından. Kraliyet ailesine yakın bir isme göre Kraliçe, “The Crown”ın ilk sezonunu Wessex Kontu oğlu Prens Edward ve Wessex Kontesi eşi Sophie’nin ısrarları sonucu izlemiş ve oldukça da keyif almış. Ancak Kraliçe II. Elizabeth, keyif almasına rağmen bazı olay tasvirlerini oldukça dramatize bulmuş. “The Crown”ın olay örgüsü ilerledikçe kraliyet tarihindeki hassas konuları ele almasının ardından dizi, kimi kraliyet yakınlarına göre hanedanlık için tehdit oluşturuyor.
Özellikle “The Crown”ın 4.sezonunda Prens Charles, Prenses Diana ve Camilla Parker Bowles arasındaki ilişkiyi dramatize etmesi; Margaret Thatcher’ın 1979’da iktidara gelmesini ve İrlanda’da bir balık tutma gezisi sırasında Lord Mountbatten’in IRA’nın suikastiyle öldürülmesini ele alması, kraliyeti pek de memnun etmemiş. Kraliyet Biyografi Yazarı Penny Junor “The Crown”ın 4.sezonunda Prens Charles, Prenses Diana ve Camilla Parker Bowles arasındaki ilişkiyi dramatize etmesini, oldukça üzücü bulduğunu açıkladı. Junor, “Neredeyse hepsinin en acımasız, adaletsiz ve korkunç tasviri” diyor.
“The Crown”ın Yaratıcısı Peter Morgan, Lord Mountbatten'in Camilla Parker Bowles ile olan ilişkisi nedeniyle Prens Charles'ı azarladığı sahneleri kendi uydurduğunu itiraf etti. Ancak Morgan, bu sahnenin Lord Mountbatten ve Prens Charles’ın gerçek düşüncelerinin bir temsili olduğu konusunda ısrarcı. Morgan, “Sanırım, Mountbatten'ın Charles'a yazdığı o mektuptaki her şey, okuduğum her şeye ve konuştuğum kişilere dayanarak, onun görüşünü temsil eden, gerçekten inandığım şeyler” diyor. Kraliyete yakın isimler aynı zamanda Prens Charles'ın Prenses Diana ile ilişkisini ve Kraliçe Elizabeth'in Margaret Thatcher ile karşılaşmasını tasvir eden sahnelerde, tarihsel çarpıtmalar olduğuna dikkat çekiyor. Kraliyet yazarı Penny Junor, Morgan’ın Prenses Diana’yı kurban, diğer kraliyet üyelerini ise kötü insanlar olarak tasvir ettiğini söylüyor. Prenses Diana’nın o dönemdeki uşağı Paul Burrell ise “The Crown”da Diana’nın ruh halinin doğru bir şekilde tasvir edildiğini onaylıyor.
“The Crown” 4.sezonunda ‘Anneliğe’ ithaf ettiği bölümünde izleyicileri, Kraliçe II. Elizabeth’in çocuklarını ne kadar iyi tanıyıp tanımadığına dair kendisini sınadığı ufak bir yolculuğa çıkarıyor. Kraliçe II. Elizabeth bir sahnede çocuklarıyla ilgili en büyük pişmanlığının ‘Banyolarını kendisinin yaptırmaması’ olduğunu itiraf ederken dizinin yapımcısı Morgan, “The Crown”ın resmi Podcast’inde bununla ilgili, “Özellikle Prens Charles ve Prenses Anne için özenli bir anne olamayacak kadar ‘çok meşgul’ olduğunu” söylüyor.
Andrew ve Edward'a karşı sergilediği ebeveynlik ile ilgili ise Morgan, “İkinci takımda bir anne olarak çok daha rahattı” diyor. Morgan, Prenses Anne’in gözlemlediği kadarıyla çok fazla anneliğe ihtiyacı olmadığını söylese de Prens Charles’ın bu konuda tam tersini düşündüğünü belirtiyor. Morgan, “Prens Charles’ın maalesef büyük bir sevgiye ihtiyacı vardı ve kraliçe muhtemelen bu sevgiyi ona veremiyordu" diyor.