Cirque du Soleil harikalar diyarının ya da olmayan bir ülkenin var olabileceğine inandıran müthiş bir canlı gösteri topluluğu. Gösterilerini dünyanın neresinde izlerseniz izleyin, yaşıyor olduğunuz andan kopup önce haz, sonra hayranlık, giderek artan ve altüst eden bir şaşkınlık haline giriyorsunuz. Nefes kesici gösterilerin ardından “Dünya üzerinde var olabilecek her rengi gördük” cümlesiyle evin yolunu tutuyorsunuz. İnsanın içini neşeyle doldurup uğurlayan topluluk bu hafta İstanbul’da. Tam üzerimize sonbahar hüznü çökecek derken, başımıza mutluluk yağdırmaya gelen Cirque du Soleil kulisine konuk olduk. Teknoloji, akrobasi, dans, müzik, operayı, pandomimi, tiyatroyu, ilizyonu her şeyi bir arada sunan rüyaları akrobatikleştirmiş topluluğun üyeleriyle bir araya geldik.
Varekai’yi diğer gösterilerinizden farklı kılan özellikler neler?
Cirque du Soleil’in her gösterisi birbirinden farklı ve hepsinin insani bir mesajı bulunuyor. Her gösterinin başlangıcı, daha önce denenmemiş olan bir fikirden yola çıkarak gerçekleşiyor. Geleneksel sirk, farklı gösterilerin birbiri ardına gerçekleşmesi ile oluşur, bizi geleneksel sirkten ayıran şey, akrobasinin etkisini gösteri ve duyguların da kullanılması ile izleyiciye çok daha etkileyici bir şekilde geçirmemizde saklı.
Varekai’nin iç dinamiklerinden bahseder misiniz?
Varekai, drama ve akrobasinin patlayıcı bir kaynaşımından doğuyor. Evrensel bir hareket dilinde herkese hitap eden canlı bir koreografiyle örülmüş yenilikçi müzik ve hayal dünyasından dekorlar eşliğinde, baş döndürücü beceri ve güç gösterilerinde imkansız olan imkanlı hale geliyor. Mistik bir karekter olan İkarus’u kullanıyoruz gösteride. Güneşin yakınından uçarken kanatları yanıyor ve ayaklarını kırıyor. Bu gösterinin ilhamı ve ana fikri gösterinin orijinal yaratıcısı Dominic Champagne’den kaynaklanıyor. Montreal’deki bir gösteride düşüp her iki ayağını da birden kırmıştı kendisi. İşte Varekai’nin esas özü buna dayanıyor.
Bu gösteriyi hazırlarken esin kaynaklarınız neler oldu? Varekai kelimesinin anlamı nedir?
Varekai sözcüğü evrensel gezginler olan Çingenelerin Roman dilinde “Her neresi” (Wherever) anlamına geliyor. Ormanın derinliklerinde, bir volkanın zirvesinde, her şeyin mümkün olduğu olağanüstü bir dünya bulunur Varekai dünyası… Gökyüzü yalnız bir genç adamı bırakıveriyor ve böylece Varekai’nin hikayesi başlıyor. Fantastik yaratıklarla dolu değişken bir dünya olan sihirli bir ormanın gölgeliklerine paraşütle inen genç adam, Ikarus, hem absürt hem de olağanüstü bir maceraya uçuyor.
2002 yılından bu yana 23 farklı ülkede, 130 farklı şehirde sergilediğiniz bu gösterinin koreografisi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Koreografi bizim gösterilerimizin sadece bir elementi. Sadece bir dans gösterisi olmadığı için, Cirque Du Soleil için prodüksiyonu için en önemli bileşen değil.
Bütün koreografiler, gösterideki her bir karakteri betimlemede, yorumlamada yardımcı unsur olarak kullanılır. Dans hareketlerini sayarak gerçekleştirme yöntemini kullanmıyoruz. Genellikle akrobatlar ile çalışıyoruz, onlar dansçı olmadığı için, yaptıkları her bir hareket, kendi karakterlerinin bir izdüşümü olarak gerçekleşiyor. Hangi duyguyu iletmek ve izleyiciye geçirmek istiyorlarsa o şekilde dans ediyorlar. Ancak elbette koreografi uzmanları ile çalışıyoruz. Işıklandırma, ses ve sahne üzerindeki rolü ve yarattığımız dünyayı izleyiciye en iyi şekilde geçirecek bir düzene elbette ihtiyacımız var.
Varekai çok daha renkli ve dinamik bir gösteri. Gösteri, başarısını neye borçlu?
Varekai son derece renkli bir gösteri çünkü arka planda bir ormanda geçiyor. Renklerin seçimi kostümlerimizi de tasarlayan günümüzün en önemli kostüm ve prodüksiyon tasarımcılarından Eiko İshioka’nın Varekai’ye katkılarını da unutmamak gerekir. Bunun yanı sıra tüm hayvanların renklerini ve tropik bir dünyaya ait tüm elementlerini gösteride kullandık. Varekai, insanın kendisini çok iyi hissetmesini sağlayan bir gösteri bu yüzden renklerin kullanımı da oldukça önemli.
Gösterinin bu kadar beğenilmesinin, insanların yıllar boyunca bu gösterileri sıkılmadan izlemek istemesinin ardındaki sır ne?
Gösteri özel bir metne bağlı kalmadan izleyici ile bağ kurmayı başarıyor. Her gösterinin ayrı bir teması var ama bu tema, genel olarak halka empoze edilmeye çalışılmıyor. Gösterilerin, her bir kişi için ayrı anlamlar barındıran katmanları var. Gösterileri hangi ülkede sunarsak sunalım, izleyici sahnede olup bitenden kendini kopuk hissetmiyor. Yarattığımız kültürel mozaik, herkese dokunmayı başarıyor. Cirque du Soleil, akrobasi, gösteri dans ve müziğin canlı olarak sahnede bir araya getirildiği eşsiz bir deneyim sunuyor insanlara. Sonuç, dünyanın neresinden olursa olsun, herkesin kendinden bir şey bulacağı bir güce dönüşüyor. Gösterimize gelen herkesin bir yerine dokunmayı umut ediyoruz.
Hem yetişkinlere, hem de çocuklara aynı anda hitap edebilecek bir gösteri yaratmak oldukça zorlayıcı olmalı. Nelere dikkat ediyorsunuz?
Bu gerçekten büyük bir mücadele ve bir şirket olarak benim çok gurur duyduğum bir şey çünkü çok az organizasyon aileleri hedef alıyor. Disney çocuklar kadar yetişkinlerin de zevk alabileceği işleri kendi tarzıyla yapıyor. Biz ise dürüstlüğe dayanan bir şey yapmak istiyoruz. Çocuklar doğal olarak ilgiyi çok kolay özümsüyor. Yetişkinler gibi eğitimle gelen önyargıları yok. Eğer bizim geçirmek istediğimiz duygu gerçeğe ve dürüstlüğe dayanıyorsa çocuklar da bu duyguyu aynı şekilde alabilir. Farklı yorumlarlar ama yine de alırlar. Gösterilerimizi yorumlamak için eğitime değil, hayal gücüne ihtiyaç var. Çocukların hayal gücü yetişkinlerden çok daha parlak. Bence bu yüzden çocuklar gösterilerimizden daha çok etkileniyor. Bir çocuğu eğlendirmekten daha büyük bir iltifat yoktur.
Yeni bir gösteri sahneye koyarken, ilk adım ne oluyor?
Biz aslında hikaye anlatıcılarıyız ama soyut bir şekilde. Çünkü tiyatroda veya müzikalde bir hikayeyi doğrudan anlatırsınız. Cirque du Soleil bir hikayeyi çok basit bir olay örgüsüyle anlatır. Öyle ki bu her seyirci tarafından farklı yorumlanabilecek bir mecaza dönüşür. Bence hedefimiz ve başarımızın nedenlerinden biri her seyirciye kendi hayal gücünü kullanma fırsatı tanımamız.
Seyirciyi kendi evrenimize davet ediyor ve istedikleri gibi yorum yapmalarına izin veriyoruz. Yanlış bir yorum yoktur. Bir gösteri sadece bizim ve seyircinin hayal gücü ile sınırlıdır. Bu bir işbirliği. Bir duygu yolluyoruz ve insanlar bunu hayatlarında olan bitene, kim olduklarına, nasıl hissettiklerine bağlı olarak bir şekilde alıyor. Herkes farklı bir şey hissedecek ve farklı bir şov izleyecek. Bu bizim sihrimizin, yeniliğimizin ve bizi biz yapan şeylerin bir parçası.
Üzerinde çalıştığınız yeni gösteriler var mı?
Montreal’de işi yeni fikirler geliştirmek ve eğlence dünyasındaki trendleri araştırmak olan bir ekibimiz var. Bunları uygulayıp uygulayamayacağımıza veya kendi yorumumuzu katıp katamayacağımıza bakıyoruz. Bir gösteri ortaya çıktığında yenisinin çalışmaları başlıyor. Son olarak Luzia lanse edildi ve New York’ta Paramour açıldı. Cirque 2017 için de çalışmalarımız sürüyor. Bu sürekli devam eden ve hiç durmayacak bir iş. İnsanların bizden beklentisi de bu. Madonna gibi sürekli olarak kendimizi yeniden yaratmalıyız. Bu yönde çok büyük bir beklenti var ki bu beklenti bizim başarımız.
Dünya çapında izlenecek bir gösteri yaratmanın en önemli noktası nedir?
Her kültür ve millet tanımlayabileceği insani bir mesaj bulmaya çalışıyoruz. Halkları birbirinden ayıran her şeyin üstüne çıkabilecek insani bir yaklaşım olmalı bu. Geçmişimiz ne olursa olsun insanlar olarak birbirimize bağlıyız. İster zengin, ister fakir olalım birbirimizle ilişki kurduğumuz bir insani bir zemin var. Sezgisel ve içgüdüsel olarak her seviyede iletişim kuruyoruz. Sevmek için, birisinin bize vermek istediklerini ve ondan aldıklarımızı takdir etmek için paraya ihtiyacımız yok. Bu tamamen ilham vermek için yöntemler bulmakla ilgili. İnsanlara hayatlarında yüzleştikleri şeyleri hayal etmeleri için teşvik ediyoruz. Sonra sahnede imkansız bir şeyin olduğunu görüp bunu hayatlarındaki imkansıza uygulayabiliyorlar. İnsanlara ve dünyaya ilham vermek bizim işimiz ve sorumluluğumuz.
Peki yaratıcılık nerede bitiyor, ticari kaygılar ne zaman başlıyor?
Biz bu anlamda çok farklı bir şirketiz. Normalde bir gösteri yaratılırken bir bütçe olur ve bunu nereye nasıl paylaştıracağını yönetmen belirler. Cirque du Soleil’de yaratıcılığın sınırı yoktur çünkü biz yaratıcılığımızla tanınıyoruz. Bir çok örnekte yaratıcılığın bütçeyle değil sadece yaratıcının hayal gücü ile sınırlandığını söyleyebiliriz.
Ekipmanlar nasıl taşınıyor turne boyunca?
Tüm şovla turneye çıktığımızda iki Boeing 747’i dolduruyoruz. Eğer malzeme gemi ile taşınıyorsa 23 büyük konteynır kullanıyoruz. Yükleme için 70 yerel personel boşaltma için de 100’den fazla kişi yardım ediyor. Gümrük işlemlerinden, tırlara park alanı ve şoför ayarlanmasına fork lift ve operatörlerinin, temizlikçilerin organize edilmesine kadar bir çok farklı aşamada bir takım çalışması söz konusu.
Üç buçuk yıl aradan sonra yeniden İstanbul’da olmak neler hissettirdi size?
İstanbul’a tekrar geldiğimiz için inanılmaz derecede heyecanlıyız. Şehir tek başına muazzam ve enerjik. Seyirci anlayışlı ve nazik. Sanatçılarımız Türk seyircisinin tutkusunu çok seviyor. Ülkenizdeki ilk gösterimiz Saltimbanco, 65 binin üstünde bilet sattı ki bu Cirque du Soleil için de harika bir başlangıç oldu. Sonra iki yeni salonun eklendiği daha uzun bir Alegria turnesi yaptık. İstanbul artık bizim için yükselen bir pazar değil, turne takvimimizdeki yerini sağlamlaştırmış bir şehir. Sadece takvim çakışmaları nedeniyle bu kadar uzun süre ayrı kaldık. Umarız bir çok açıdan “klasik” Cirque du Soleil gösterilerine dönüş olarak tanımlayabileceğimiz Varekai, bizim için Türkiye’ye dönüşümüz için de sıcak bir merhaba olur. İstanbul, sizi özledik!
Türk izleyiciler sizi çok seviyor, gösterilerinizin biletleri kısa sürede tükeniyor. Onlar için özel bir mesajınız var mı?
Türk izleyicilerimiz her zaman çok destekleyici ve İstanbul’da gerçekleşen her gösteride bizi çok iyi ağırlıyorlar. Böylesi etkileyici ve inanılmaz bir izleyici karşısında gösteriye çıkmak da tüm ekibi çok heyecanlandırıyor. Yeniden bu izleyicinin karşısında olmaktan ve onları Varekai’nin büyüleyici ormanlarında ağırlayacak olmaktan dolayı da çok mutluyuz.