Endüstri Devrimi’nin anavatanında modern toplumu en iyi şekilde kaleme alanlardan bahsedeceksek Charles Dickens’tan söz etmemek olmaz. Sınıf ilişkileri, “büyük umutlar”, sosyal değişim ve birey temalarını ele almadaki başarısı ile adını edebiyat tarihinin “en”leri arasına yazdıran Dickens’ın Londra’sı, modern şehrin şahikası. Dickens Viktorya Dönemi Londra’sını fon olarak kullanmıyor, şehre adeta karakteriymiş muamelesi yapıyor. Şehir onun kaleminde soluk alıyor, diğer karakterlerin duygularına ve düşüncelerine tesir ediyor. “Büyük Umutlar”, “İki Şehrin Hikayesi” ve “Oliver Twist” romanlarına hayran olduğumuz Dickens’ın izini sürerek Londra’da Charles Dickens Müzesi’ne, “Oliver Twist”te söz edilen Saffron Hill’e ve romanın son sahnesinin geçtiği Jacob’s Island’a uğramayı ihmal etmiyoruz.
• Hatchards Books
• Daunt Books
• Lutyens & RubInsteIn
• Persephone Books
• Waterstones
Nedim’in “Bu şehr-i Stanbul ki bî-misl ü bahâdır”, Türkçe meali “paha biçilemez” dediği şehir, Orhan Veli’nin “İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı” dizelerinde soluk alıyor. Necip Fazıl Kısakürek’in “Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar / Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar” diye betimlediği İstanbul’un 20. yüzyılını nostaljik bir özlemle değil, kültürlerin eridiği yer olan şehrin mirasını öven bir anlayışla hatırlıyoruz. Osmanlı’dan günümüze, Haşim’den Tanpınar’a, İstanbul’un her köşesi edebiyatımızın ölümsüz eserlerine yansır.
• Minoa
• Patika
• Kitap Koala
• Türk Alman Kitabevi & Cafe
• RobInson Crusoe 389 Kitabevi
Marcel Proust’un Paris’ine ne zaman gitsek hayran kalmıyor muyuz? Belki Paris 21. yüzyılda değişti ama 19. yüzyılın ruhundan, 20. yüzyılın aşırılıklarından bir şey kaybetmedi. İlginçtir, bugün şehrin sembolü olan Eiffel Kulesi’nin yapımına 1887 yılında başlandığında, Parisliler bu metal yığınından nefret etmişler. Gustave Eiffel’in şaheserini en çok eleştirenler arasında ünlü yazar Guy de Maupassant da varmış. Rivayet şu ki; Eiffel Fransız Devrimi’nin 100. yıl dönümü olan 1889’da açıldığında, demir kulede en çok vakit geçirenlerden biri Maupassant’mış. Demişler ki: “Hayırdır? En çok siz eleştirirdiniz Eiffel’i.” Maupassant muzip bir şekilde cevap vermiş: “Eiffel’i Paris’ten göremediğiniz tek yer burası.” Yüzlerce yazara ev sahipliği yapan bu şehirde edebiyatçıların uğrak noktası olan Shakespeare And Company’yi ziyaret etmeyi unutmayın.
• Shakespeare And Company
• LIbraIrIe GalIgnanI
• VIolette & Co.
• LIbraIrIe du MaraIs
• Le GaI RossIgnol
Ünlü yönetmen John Houston’ın, James Joyce’un “Dublinliler” kitabında yer alan “Ölüler” öyküsünden uyarladığı 1987 yapımı “The Dead”i izlediğimizde, Anglo-Sakson coğrafyanın yaramaz çocuğu İrlanda’nın başkenti Dublin’in 19. yüzyılda nasıl göründüğünü hayal etmeye başladık. Kasım 1991’de Parnell Meydanı’nda kapılarını açan Dublin Yazarlar Müzesi ve Trinity College’ın muhteşem kütüphanesi Dublin’e yolu düşen edebiyatseverlerin ilk uğraması gereken yerlerden. Joyce’un izini Dublin’de sürenler için ayrıca, yazarın hayatı ve eserleri ile ilgili kapsamlı bilgiler sunan James Joyce Centre ve Joyce’un 1904’te altı gece geçirdiği James Joyce Kulesi ve Müzesi’ni öneririz.
• The Gutter Bookshop
• Hodges FIggIs
• WIndIng StaIr Bookshop
• Ulysses Rare Books Ltd
• Chapters BookstoRE
Rusya’nın batılılaşması için elinden geleni ardına koymayan Çar I. Petro, nam-ı diğer “Deli Petro” tarafından 1703 yılında kurulan şehir, dünyanın en büyük yazarlarına ev sahipliği yaptı. Kimi zaman Dostoyevski’nin Raskolnikov’u gezdi kanallarında, kimi zaman “Yüzbaşı’nın Kızı” arşınladı sokaklarını. Dostoyevski’nin izinden St. Petersburg’u gezmek isteyenlere, “Suç ve Ceza” romanının başladığı Kokuşkin Köprüsü’nü, doğumunun 100. yılında müze olarak korunmaya başlanan Dostoyevski Müzesi’ni gezmelerini öneririz.
• Dom KnIgI
• Poryadok Slov
• KnIzhnaya Lavka PIsateley
• The Twenty-EIghth
• FahrenheIt 451