Tokyo ideal tatil zamanı için ilkbahar ve sonbahar ayları öne çıkıyor. 20 milyondan fazla kişinin yaşadığı mega şehirde o kadar görülecek şey var ki en az beş gün kalmanız şart. Kültürel yapısı, tapınakları, müzeleri ve eğlence parkları ile Uzak Doğu’nun en popüler şehri diyebilirim. Zaman yolculuğuna girmişcesine, 2019’da değil 2029 yılındaymış gibi hissedeceğiniz şehirde hayat hiç durmuyor.
Türk pasaportlarına 90 güne kadar vize istenmiyor. Her yerde kredi kartı geçmiyor, nakit Japon Yeni yanınıza almayı unutmayın. Turistler pasaportlarını göstererek metro ve otobüs için indirimli günlük ya da haftalık kart alabilirler. Diğer şehirlere gitmek için ise JPrailpass almayı unutmayın. Tokyo’da iki havalimanı bulunmakta. Haneda ve Narita, dünyanın en yoğun havalimanlarından. Haneda, şehre daha yakın olduğu için insanların daha çok tercih ettiği bir havalimanı. İstanbul‘dan aktarmalı Qatar Havayolları ya da direk THY ile uçuşunuzu gerçekleştirebilirsiniz. Toplam 11 saat süren uçuş genellikle gece yarısı kalkıyor ve saat farkı olduğu için bir gün sonra akşam üstü varıyorsunuz.
Shibuya bölgesi filmlere konu olan meşhur yaya geçidi ile ün yapmış. Her ışıkta ortalama 3000 ile 5000 kişinin karşıya geçtiği söyleniyor. Bu bölge ışıl ışıl binaları, restoranları ve alışveriş dükkanları ile Tokyo’nun kalbi olarak biliniyor. Ayrıca Tokyo’nun her semtindeki gibi bu bölgede de kapalı alışveriş merkezleri bulunmakta.
Harajuku, Shinjuku ile Shibuya bölgesi arasında kalan ve her yaştan insanın yanı sıra; alışveriş, kafeler, restoranlar ve birbirinden farklı birçok fast food dükkanının da bulunduğu bir bölge. Aklınıza gelen bütün markaları burada bulabilirsiniz. Burada ayrıca Omotosando Hills adında inanılmaz uzun bir caddede, sağlı sollu en pahalı markaları ve farklı bina mimarilerini görebilirsiniz.
Asakusa bölgesi tapınakları ve festivalleri ile ün salmış, şehrin en eski budist tapınağı olan Sensoji de bu bölgede bulunmakta. Asakusa da her türlü hediyelik eşya dükkanı, farklı bir deneyim yaşayacağınız kafeleri ve tempura restoranları ile turistlerin akın ettiği bir bölge. Imperial Palace / Tokyo İmparatorluk Sarayı; imparator ve eşinin hala yaşadığı, şehrin en büyük parkının içinde bulunan, sadece yılbaşı ve imparatorun doğum gününde açık olan bir yapı. Diğer günlerde ise sabahları belli bir sayı ile sınırlı olmak üzere, bahçesine erişim mümkün. Tsukiji Fish Market, Tokyo’nun sabah dört, beş gibi kurulan balık hali. Sabah çok erken saatlerde insanlar buraya dev tuna balıklarını, diğer deniz canlılarını ve açık artırmayı seyretmeye geliyorlar. Saat sabah dörtte sıraya girmeniz gerekiyor.
Japonya‘nın her sokağı restoran, bar ve marketler ile dolu. Size birkaç restoran önerim var. Bunlardan ilki bir İtalyan restoranı. The Pizzabar on 38th diye geçiyor. İtalya’da yediklerinizden bile kaliteli bir restoran sizi bekliyor.
Midori Sushi Ginza, Ginza bölgesinde yer alıyor. Her gün saat 11.00 itibariyle servise başlayıp saat 22.00’a kadar devam ediyor. Sushiye hem mideniz hem de gönlünüz doyacak.
Satou’nun özelliği wagyu eti ve Tepanyaki üzerine ün salmış olması. Şef, bıçaklar ile inanılmaz bir kurgu yapıyor. Eğer şefin önündeki altı sandalyeden birine oturmak isterseniz erkenci olun. Konsept gereği ilk gelen oturuyor ve rezervasyon yapamıyorsunuz.
Mandarin Oriental Tokyo, şehrin Nihonbashi bölgesinde, saraya ve alışveriş merkezlerine çok yakın. Şehrin en iyi müşteri yorumu alan oteli ve içinde 10 restoran bulunuyor. Toplam 178 odası olan otel; servisi, çalışanları ve Japon mimarisi odaları ile lokaller tarafından da çok popüler bulunan bir marka.
Aman Tokyo, Otematchi Tower içerisinde açılmış, Tokyo’daki favori otellerden. 84 oda ve süitten oluşuyor. Otelin lobisi 33. katta ve lobinin yüksekliği ise 30 metre. Ayrıca otelin içinde bir İtalyan ve bir Japon restoranı bulunuyor. Musashi by Aman 2018 yılında açılmış, master şef Musashi tarafından inanılmaz sushiler servis ediyor.
Kyoto, Japonca‘da başkentlerin başkenti anlamına geliyor. 1000 yıldan fazla Japonya’nın başkentliğini yapmış. İkinci Dünya Savaşı’nda bombardımandan kurtulan nadir şehirlerden bir tanesi olup mimarisi ile hayran bırakıyor. Kyoto dünyanın en güzel şehirlerinden biri olup zen bahçeleri, mimarisi, Japon mutfağı ve tarihi ile büyüleyeci. Osaka’dan Kyoto’ya tren ile geçebilirsiniz. Tokyo’dan ise dünyanın en hızlı tren ağlarından Shinkansen ile geçmeniz mümkün. Kyoto için en az dört gün yeterli olup kesinlikle görmeniz gereken yerleri aşağıda okuyabilirsiniz.
Kyoto‘da 400’e yakın tapınak bulunmakta. Fushimi Inari Tapınağı, 711 yılında pirinç üreticileri tanrıçası için yapılmış ve bolluk ile bereket getirdiğine inanılmış. Hem lokallerin hem turistlerin uğrak noktası. Dört km boyunca 10000 kapıdan oluşan ve her kapı üstünde ise onu yaptıranın ismi geçen bir tapınak.
Kinkakuji Tapınağı altın bir tapınak ve üç kattan oluşuyor. Instagram için bir numaralı fotoğraf çekim yeri diyebilirim. Senenin her ayı muhteşem bir tablo görünümü ile kesinlikle görülmeye değer. Her gün sabah 09.00 ile 17.00 arası ziyarete açık.
Nishiki Market, her gün sabah 09.30 ile 18.00 arası açık olan, Kyoto’nun en meşhur pazarı. Lokal ürünler, baharatlar, tatlılar, hediyelik eşyalardan aklınıza gelecek her şeyi bulabileceğiz bir yer. İlk dükkan 1310 yılında açılmış. Her gün keyifli bir kalabalık var ve denemek istediğiniz lokal yemekleri tatma imkanı bulabiliyorsunuz. 100‘den fazla dükkanın olduğu kartpostal gibi bir yer.
Gion; geyşaların en çok bulunduğu, Geyşa okullarının olduğu tahta dar evlerin yer aldığı, tarihi dokusunu koruyan bir bölge. Burada çay seremonisi yapabilirsiniz. Geyşaların genç olanlarında Geiko, yaş olarak büyük olanlarına ise Geyşa deniyor. Birlikte oturup çay seremonisi yapmak ve sohbet etmek için 1500 dolara kadar çıkan miktarları ödemeniz gerekiyor.
Pontocho mahallesi, Kyoto’nun en eğlenceli gece hayatına ev sahipliği yapıyor. Restoranlar, barlar ve Japon tiyatrolarının yer aldığı bir bölge. İki paralel sokak üzerinde sağlı sollu her damak tadına uygun restoranları bulabilirsiniz. Saat 17.00’den gece yarısına kadar cıvıl cıvıl olan sokaklar lokaller tarafından da çok ziyaret ediliyor. Bazı barlar o kadar küçük oluyor ki iki kişiden fazla giremiyorsunuz.
Monk, bence şehrin en iyi restoranlarından biri. Şef Yoshi, Japon mutfağının taze sebzeleri, balıkları ve etlerini inanılmaz bir sunum ve set menü ile tabaklara yansıtıyor. Monk, iki oturumlu bir restoran. Saat 17:30 ve 20:30 arası için rezervasyon yaptırabilirsiniz. Kişi başı 65 - 70 euro arası bir hesap geliyor.
Kyoto Hyoto, Japon mutfağının meşhur bir yemeği olan shabu sabu meraklılarının ziyaret ettiği kendin pişir kendin ye tarzı bir restoran. Masanın ortasında kaynayan bir tencere içine istediğiniz etleri, sebzeleri atıyorsunuz ve anında haşlanıyor. Restoran, özel sosları ile denemeye değer. Japonların niye zayıf kaldığını anlarsınız, çok yavaş ve sağlıklı yemek yiyorlar.
Chao Chao Sanjo Kiyamachi, gyozası ile meşhur. Japonların haşlayarak ya da kızartarak pişirdiği yemek; içinde sebze, et ürünleri ve dolu soslar ile tam bir kalori bombası. Bu restoranın önünde inanılmaz sıralar oluşuyor ve uzun bir süre beklemeniz gerekebiliyor.
Four Seasons Kyoto oteli, Higashiyama bölgesinde toplam 123 odadan oluşuyor. Japon mimarisi ile doğal renklerin hakim olduğu otelin bahçesi 800 yaşında. Eskiden Samuray ailesine ait olan bu bölge yemyeşil. Otelin içinde şef Rai Masuda‘ya ait olan Sushi Wakon restoranı bulunuyor. Toplam 10 kişilik olan bu restoran damak tadınıza bir ziyafet sunmaya aday.
Ritz Carlton Kyoto, Kamogawa Nehri’nin kenarında yer alıyor. Higashiyama Dağları’na bakan otel, 134 odası ile şehrin en iyi oteli seçilmiş. Şehrin önemli noktalarına çok yakın olan otelden bedava kiralayacağınız bisikletlerle Kyoto’yu keyifli bir şekilde gezebilirsiniz. Otelde Michelin yıldızlı Tempura Muziki restoranı bulunmakta ayrıca Fransa’nın meşhur çikolata ve makaron dükkanı Pierre Hermé de otel içerisinde yer alıyor.
18. yüzyıldan beri iyi ilişkiler sürdürdüğümüz Japonya ile günümüze kadar gelen dostluk ve iki ülkenin vatandaşlarının Türkiye ve Japonya arasında çok sık seyahat etmesi, Osaka‘ya direkt uçuşların başlamasına vesile oldu. Yakın gelecekte Türk Havayolları, haftanın her günü Tokyo uçuşları dışında Osaka’ya ve diğer şehirlere uçuşlara başlayacak. Osaka için en az yedi sekiz gün gerekiyor. İsterseniz devamına Tokyo seyahati ekleyebilirsiniz. Tarihi, doğası, binaları ve restoranları ile Osaka, uzun süre aklınızdan çıkmayacak bir şehir. Sizler için Osaka‘da yapmanız gerekenleri sırasıyla yazıyorum. Türk vatandaşları 90 gün vizesiz Japonya‘ya seyahat edebilir. Uçak biletlerini önceden Lufthansa ya da Singapore Havayolları’ndan çok uygun fiyata alabilirsiniz.
Tatiliniz süresince kullanabileceğiniz, turistler için özel metro kartları var. Kaç gün kalacaksanız o kadar ucuza gelen ve pasaport göstererek aldığınız kart ile şehrin her noktasına ulaşabilirsiniz. Şehir Shinbashi bölgesi Shinsekai ve Tennoji, Dotonbari ve Umeda olarak ayrılmış. İlk sırada Kuromonmarket var, şehrin en popüler yeri. Birbirinden farklı minik dükkanlarda tatlısından tuzlusuna kadar tıklım tıklım bir market. Her şey taze, önünüzde hazırlanıyor ve sadece nakit ödeme kabul ediyorlar. Haftanın her günü dolu olduğu için ne kadar erken saatte giderseniz o kadar iyi.
Dotonbori, şehrin en rengarenk bölgesi. Yeme içme, karaoke barları, eğlenceli kanalları ile neredeyse lokallerin ve turistlerin en çok zaman geçirdiği bölge. Ayrıca her restoranın dışında, dev maketler bulunuyor. Böylece restoranı menüye bakmadan anlayabiliyorsunuz.
Shinsaibashi hem lokal hem uluslararası markaların olduğu bir alışveriş caddesi. Sabah 09.00 itibariyle açık olan 600 metre uzunluğundaki cadde, 1723 yılından beri yerini koruyor. Burada aklınıza gelen her türlü eşyayı bulabilirsiniz. Ayrıca üstü kapalı bir cadde olduğu için yağmurlu günlerde rahatça gezilebilir.
Osaka Kalesi, tüm Japonya‘nın en ünlü tarihi kalelerinden biri. 16. yüzyıldan beri ayakta olan kale, birkaç kez savaşlarda yıkılmış olmasına rağmen, şu anki hali eskisi ile birebir aynı. Kiraz çiçekleri ile süslü bu kalede toplam sekiz kat var ve her katta Japonya tarihi ile ilgili bilgi bulabiliyorsunuz.
Universal Studios Japan, Amerika’dan sonra en büyük Universal Stüdyosu. Vaktiniz kalırsa bir gününüzü buraya ayırmanız gerekebilir. Uluslararası tanıdığınız film ve dizi oyuncuları dışında Japon sanatçıları da görmeniz mümkün.
Namba Parks ve Namba Marui Alışveriş Merkezi, toplam 350 dükkanı gezebildiğiniz, yeme içme mekanlarının da olduğu şehrin en büyük ve en eğlenceli alışveriş merkezlerinden biri. Şehirde o kadar çok alışveriş merkezi var ki binaların içlerinde gizli kalmış dükkanlara ne zaman bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Yemek cenneti olan Osaka, diğer Japonya şehirlerine göre lezzet tutkunlarının favorisi. Restoranlar, kafeler, sokak yemekleri ile Osaka’ya gelenlerin önceliği yemek oluyor.
Izakaya Toyo bir sokak arası restoranı. Sahibi Toyo San. Şehrin en iyi yemeklerini burada yiyebilirsiniz. Sadece peşin ödeme yapılıyor ve günlük menüsü değişebiliyor. Çalışanların bazıları İngilizce bildiği için size yardımcı olabilir ama menüsü Japonca olup hayatınızda yediğiniz en lezzetli sashimi ve deniz ürünlerini burada bulabilirsiniz.
Sushiendo bir alışveriş merkezinin dördüncü katında gizli bir köşede yer alıyor. Ben de bulmakta zorlandım. Sadece lokallerin gittiği ve inanılmaz lezzetli sashimi ve sushi yapan bir restoran. Öğle yemeği için ideal.
C:Grill, Conrad’ın 40. katında yer alıyor. İnanılmaz bir manzarası olan romantik bir restoran. C:Grill’de kesinlikle ana yemek olarak Kobe etini deneyin. Tatlıları ise sanat eseri gibi.
Wajo, St. Regis’nin 12. katında yer alan, Tepanyaki için en doğru adreslerden biri. Şef Taizo Tsuji’nin bizim için hazırladığı test menüsü için heyecanla beklemeye başladık. Izgara üstünde sanat yapan şef; her türlü deniz ürünü, sebzeler, mantar ve biftek çeşitleri ile ortaya çok güzel bir menü çıkardı. Gece boyunca kendisini izleyerek bol bol sohbet ettik. Wajo restoran çok büyük bir yer olmadığı için rezervasyon yaptırmadan gitmeyin.
Wad Omotenashi, Osaka‘nın Minami bölgesinde bulunuyor. Geleneksel çay ve tatlı için mutlaka gitmeniz gereken bir yer. Buraya zaman ayırın ve birbirinden özel çaylar ve yanında gelen soğuk ve sıcak tatlıları deneyin.
Osaka’nın en iyi oteli Conrad Osaka, Nakanoshima bölgesinin en yüksek binasında yer alıyor ve resepsiyon için 40 kat çıkmanız gerekiyor. Otel lobisinden bütün şehri kuşbakışı seyredebilirsiniz. Dört restoranı, spa’sı, muhteşem dizayn odaları ve japon misafirperverliği ile süper bir otel. Her odası minimum 50 metrekare olan, yere kadar camları, full otomatik ışık sistemi ve rahat yatakları ile otel benden tam not aldı. Odalar 31. kat ile 39. kat arasında, restoranların hepsi 40. katta yer alıyor. Conrad Osaka’da bulunan Kura Teppanyaki & Sushi Atmos Restaurant’da kahvaltı ve akşam yemeği servis ediliyor. Benim favori restoranım ise C Grill. 38. kattaki 20 metrelik havuzu ve Conrad Spa’sı ile gün boyu yürüyüşün yorgunluğunu ve jetlagı üzerinizden atıp kendinizi şımartacağınız bir yer. Seremoni şeklindeki masaj terapileri ve muhteşem manzaralı terapi odaları ile doğru otelde konakladığınızı anlıyorsunuz.