Monte Carlo dendiği zaman aklımıza neler gelmiyor ki? Grand Prix, dünya jet-set’i, milyon dolarlık yatlarla dolu limanlar ve daha nicesi… Yıl boyunca dünyanın dört bir yanından turist akınına uğrayan Monte Carlo’yu ziyaret etmek için en güzel zaman ilkbahar. Hem ısınmaya başlayan havanın tadını çıkarmak hem de turist kalabalığına maruz kalmamak için Mayıs sonuna kalmadan tatil programını yapmakta fayda var. Özellikle dünyaca ünlü ‘Monte Carlo Philharmonic Orchestra’ ve ‘Les Ballets de Monte Carlo’yu canlı izlemek için her yıl düzenlenen ‘Bahar Sanat Festivali’ni de takip edebilirsiniz.
İlkbaharda görülmesi gereken şehirlerin başında geliyor Amsterdam. Rengarenk çiçeklerin ve özellikle şehrin dört bir yanına yayılmış lalelerin keyfini çıkarmak içinse en ideal aylar Nisan ve Mayıs. Ayrıca her yıl Nisan ayının son Cumartesi’si kutlanan Kral Günü (Koningsdag), Amsterdam’ı ilkbaharda ziyaret etmeniz için geçerli başka bir sebep. Bir gece öncesinden sokak partileri ile başlayan kutlamalar, ertesi gün ikinci el eşyaların ve yiyeceklerin satıldığı tezgahların kurulmasıyla devam ediyor. Festivale dahil olmanız için yapmanız gereken tek şey ise, üzerinize turuncu bir şeyler giyip, kalabalığın arasına karışmak!
Plajları, lagünleri ve resifleriyle ünlü olan Mauritius, yıl boyunca aldığı yağışlar sayesinde tropikal bir iklime sahip. Güney Yarım Küre’de konumlandığı için yaz mevsimini Kasım’dan Nisan’a kadar yaşayan Mauritius’un ilkbahar güzelliklerine şahit olmak içinse tatilinizi Eylül ve Aralık ayları arasında organize etmenizde fayda var. Hava sıcaklığının 21 derecenin altına düşmediği bu cennet adada, bahar çiçeklerini ve kuşları gözlemleyebileceğiniz ulusal parkları görmenizi tavsiye ederiz. Yazın yavaş yavaş hissedilmeye başlandığı Kasım ayı ise, hava ve denizin iyice ısınması sebebiyle özellikle balayı çiftleri tarafından tercih ediliyor.
Orta Çağ’dan kalma evleri, tarihi sokakları ve yemyeşil doğasıyla Edinburgh, dünyanın en büyüleyici şehirlerinden biri kuşkusuz. Nisan ve Mayıs aylarında en güzel zamanını yaşayan Edinburgh, baharın gelmesi ve havaların ısınmasıyla tüm park ve meydanlarında rengarenk çiçek manzaralarına sahne oluyor. Yılın çoğu döneminde öngörülemez ve sürprizli bir hava durumuna sahip olan şehir, bu iki ay boyunca hem az yağış alıyor hem de günler uzadığı için güneş yüzünü daha çok gösteriyor. İlkbaharda Edinburgh’u ziyaret edecekseniz eğer, yapmanız gereken şeylerden biri de Kraliyet Botanik Bahçesi’ni ziyaret etmek. Ağaçlar, nadir bitkiler ve özel bahçelerle çevrili botanik bahçede, bahar renklerinin keyfini çıkarabilirsiniz.
Pespembe açan kiraz çiçekleri Japonya’ya çok yakışıyor olabilir, ama Toronto da bu konuda oldukça iddialı diyebiliriz. Nisan sonuna doğru ‘High Park’ı saran görkemli kiraz çiçekleri, Toronto’yu ilkbaharda ziyaret etmek için en güzel sebeplerden biri. Kültür-sanat etkinlikleri açısından da ilkbaharda oldukça hareketli olan şehir, ‘Fotoğraf Festivali’, ‘Hot Docs Festivali’, ‘Toronto Comicon’ ve ‘Kanada Müzik Haftası’ gibi birçok renkli festivale sahne oluyor. Nisan ve Mayıs aylarında rotanızı Toronto’ya çevirmeyi planlıyorsanız, doğayla bütünleşebileceğiniz aktiviteler bitmiyor! Mesela Toronto Botanik Bahçesi’nde baharın uyanışını izleyebilir veya 56 km uzunluğundaki ‘Martin Goodman Trail’ boyunca bisiklet sürebilirsiniz.