İsviçre Alpleri’ndeki ünlü kayak merkezi Zermatt’ın karlarla kaplı kayak pistlerine kolay erişim imkanı sunan The Omnia, Avrupai havasını Amerikan modernizmi ile birleştiriyor. Matterhorn Dağı’na komşu olan otel, “Detaylar önemlidir” felsefesiyle hareket ederek tüm tasarım öğelerini uyum içerisinde bir araya getiriyor. Sıcak bir dağ evi hissi yaratmak için numara verilmeyen odalarda yerel marangozların maharetli ellerinden çıkan ısmarlama mobilyalar dikkat çekerken, Zermatt manzarasına açılan özel balkonlar temiz dağ havasını her an içinize çekmenizi sağlıyor. Amerikan konseptinin başarıyla uyarlandığı otel mimarisinde ise 2016 yılında aramızdan ayrılan New York merkezli Türk mimar Ali Tayar’ın imzası bulunuyor. The Omnia’nın zamansız ve sade tasarımı, Tayar’ın çevre felsefesini yansıtıyor: “Eğer malzemenin kendisi enerji ise, daha az malzeme kullanmak enerji tasarrufu sağlar.”
Web sitesi: the-omnia.com
Havalı ve ilham verici bir tatil kaçamağı hayal eden New Yorklular için şehre yakın bir ‘sığınak’ sunan Scribner’s Catskill Lodge, modern lüks anlayışını yeniden yorumlarken, Catskills bölgesinin zengin geçmişine bağlılık gösteriyor. 1965 yılında tasarlanan ve günümüzde tasarım ofisi Studio Tack tarafından renove edilen Scribner’s Catskill Lodge, nostaljik havası, kişiye özel programları ve lokal lezzetler sunan mutfağı ile dört mevsim ziyaret ediliyor. Yemyeşil bir tepede konumlanan 38 odalı dağ otelinde, grinin farklı tonlarına lambri kaplı duvarlar ve siyah ahşap zemin eşlik ediyor. Sade ve modern odaların her birinde ‘vintage’ kilimler ve ısmarlama mobilyalar bulunurken, misafirler tarafından kütüphane olarak da kullanılabilen ortak alanda daire şeklindeki şömine dikkat çekiyor. Büyüklüğü 250 ile 600 metrekare arasında değişen oda terasları, yemyeşil bir bahçe veya huzurlu dağ manzarasına açılıyor.
Web sitesi: scribnerslodge.com
Adını ‘dağ köyünün 10 hikayesi’ anlamına gelen eski bir Japonca terimden alan Satoyama Jujo, 150 yıllık mimarisi, ‘çiftlikten sofraya’ sunduğu lezzetleri ve açık hava kaplıcalarıyla orijinal bir ‘Japon kırsalı’ deneyimi yaşatıyor. Pirinç tarlaları, dağlar ve ormanlarla çevrili olan ve Tokyo’ya sadece iki saat uzaklıkta yer alan otel, özünü koruyabilen modern tasarımı sayesinde ‘Singapore Good Design Award’ gibi birçok ödüle sahip. Yoğun kar yağışına dayanabilmesi için dış cephesinde sert ahşap ve Japon verniği kullanılan Satoyama Jujo, sedir ağacı ve ‘tatami’ çiminden yapılma yer kaplamalarıyla da bölgenin tarihi mimarisine göz kırpıyor. Özellikle kayak ve snowboard tutkunlarının kış mevsiminde tercih ettiği otel, açık hava kaplıcası ile doğa manzarasına karşı sıcak suyun keyfini çıkarma fırsatını veriyor.
Web sitesi: satoyama-jujo.com
İsmini 19. yüzyılda yaşamış Gürcistanlı bir şairden alan Rooms Hotel Kazbegi, geniş pencereleri ve geometrik çizgileriyle heybetli Kafkas Dağları’nın gölgesinde konumlanıyor. Her biri muhteşem dağ manzarasına sahip 155 odadan oluşan otel, ahşap, cam ve çelikten oluşan modern yapısıyla Tiflis merkezli genç tasarım ikilisi Nata Janberidze ve Keti Toloraia’nın imzasını taşıyor. Çevresiyle bütünleşen otel, yerden tavana uzanan pencereleriyle göz alıcı dağ manzarasını içeri taşırken, iç mekandaki şömine, kanepe ve kitaplıklara eşlik eden ahşap zemin ve yöresel halılar, rustik bir hava yaratıyor. Dekorasyonunda doğal malzemelerin tercih edildiği ve ‘dağ oteli stili’nin hakim olduğu Rooms Hotel Kazbegi, maceraperest misafirlerine özellikle son yıllarda popüler olan ‘heli-skiing’ gibi dış mekan aktiviteleri de sunuyor.
Web sitesi: roomshotels.com
Bavyera’nın otantik stilini ve lokal mirasını sade bir şıklıkla buluşturan Hotel Bachmair Weissach, Münih’e yakın bir lokasyonda, Tegernsee Gölü’nün kıyısında konumlanıyor. 19. yüzyılın ikinci yarısından kalma yeşilliklerle çevrili otel, 2010 yılında yeni sahibi Korbinian Kohler tarafından restore edildiğinden beri eski ihtişamını yaşatmaya devam ediyor. Bachmair Ailesi’nin 1862 yılında inşa ettiği ve kısa sürede yerel halkın buluşma noktası haline gelen otel, bugün 141 oda ve süitiyle misafirlerine özel bir ‘country club’ deneyimi yaşatıyor. Çam tavanı, ağaç gövdesinden yapılma orijinal masaları, kadife sandalyeleri ve şöminesiyle nostaljik bir dağ oteli atmosferi yaratan Hotel Bachmair Weissach, şık ve konforlu yeme-içme alanları da sunuyor. Beş farklı salonunda Bavyera mutfağının sofistike lezzetlerini öne çıkaran otel, aynı zamanda Japon restoranı Mizu Sushi Bar ile yenilikçi tatlara da yer veriyor.
Web sitesi: bachmair-weissach.com