Jacques Garcia’nın tasarladığı L’oscar, Londra’nın merkezinde eski Bapdist kilisesi binasında yer alan lüks bir otel. Holborn’un göz bebeği olarak nitelendirilen 110 yıllık tarihi miras içinde konumlanan otelin içinde yer alan The Bapdist Bar & Grill, 1903’te inşa edilen sekiz köşeli eski “chapel” içinde yer alıyor. Izgara odaklı, Tony Fleming önderliğindeki mutfak klasik ve geleneksel İngiliz yaklaşımına hizmet ediyor. Restoranın alt kısmında bulunan bar kısmı ise geniş bir kokteyl ve şarap menüsüne sahip.
2-6 Southampton Row,
Londra WC1B 4AA
Londra’nın ünlü deniz konteynırlarının yer aldığı bölge, Ryan Chetiyawardana ve ekibinin yeni mekanı Lyaness’e ev sahipliği yapıyor. Geleneksel kokteyl menüsü yerine cesur yedi özel içerik kullanmayı tercih eden mekan, misafirlerini seçimleri konusunda cesaretlendirmek ve içecek tüketimine eğlenceli bir yaklaşım getirmeyi hedefliyor. Lore Studio’dan Jacu Strauss iki öğeyi öne çıkarıyor: Barın tiyatrovari yansıması ve Thames Nehri ve Londra şehrinden görünümü. Bizim gözümüze çarpan ise 1920’lerle 70’ler retrosunun harmanlanması.
Sea Containers London, 20 Upper Ground, Londra, SE1 9PD
60’lı yılların ruhunu geri getiren Vivi Restaurant & Bar, sadece dekorasyonuyla değil, menüsüyle de dönemin ruhunu yaşatıyor. Rhubarb’ın tasarladığı, Instagram fotoğrafları için ilham kaynağı da olabilecek mekan, The Dining Room, The Gallery, Liquid Lounge ve bar olmak üzere dört bölümden oluşuyor. Arnaud Delannay’ın şefliğini yaptığı The Dining Room, klasik İngiliz menüsünü kahvaltıdan beş çayına ve hatta akşam yemeğine kadar servis ediyor. Gallery bölümü yalnız yemek yemek isteyen ya da yemeği kısa tutmayı tercih edenler için tasarlanırken, Liquid Lounge kahvaltıyla birlikte taze meyve suları, smoothie’ler ve kahvaltı servis ediyor. Vivi’nin tamamı Gordon Young Architects Ltd. tarafından tasarlandı.
Centre Point, 11 St Giles Square,
Londra WC2H 8AP
Moskova’nın en yeni mekanlarından Pink Mama, New York’lu dekorasyon şirketi Crosby Studios’tan iç mimar Harry Nuriev tarafından tasarlandı. Restoranın içinde bulunduğu bina Stalin döneminden kaldığından buradaki sinerji de uçuk pembe ve endüstriyel yeşil renklerle gerçek tarihi yansıtıyor. 210 metrekarelik mekan, yemek ve alkol olmak üzere iki bölüme ayrılarak kırmızı bar ve havadar restoran olarak hizmet veriyor. Restorandaki materyaller bakır, paslanmaz çelik, cam, beton, kadife ve meşeden oluşuyor.
Krasnopresnenskaya Naberezhnaya, 2/1, Moskova
Dışarıdan dahi canlı renkleriyle fark edilen Pastel Rita, Gabriel Malenfant’ın klasik dekorasyon anlayışını yansıtıyor. Design studio, café ve bar olarak hizmet veren mekan, şu sıralar Montreal’lilerin gözdesi. Aynı zamanda mutfak olarak hizmet veren zümrüt yeşili barı, çanta markası Bouquet’ye de göz atabileceğiniz pembe bankları ve Pascale Girardin’in porselenlerini görebileceğiniz Orban Studio’su, Pastel Rita’nın sunduğu birbirinden renkli lezzetlerin üstüne krema oluyor adeta. Bize biraz da Wes Anderson filmlerini anımsatan mekan, yöresel lezzetlere odaklanıyor ve menüyü sade tutmaya özen gösteriyor.
5761 St Laurent Blvd, Montreal,
QC H2T 1S9