Sizce aşk nedir?
Aşk, kutsal bir şey. Aşkın kaynağı kutsal. O kaynak, insanın içinde gizli. Ben son zamanlarda içinde ilkbahar gizlenmiş bir sonbahar yaprağı gibi hissediyorum kendimi. İlkbahar yaprağında canlı renkler vardır, sonbahar yaprağı ise artık yeşilden kızıla dönüşmüştür. Yaşım itibariyle böyle hissediyorum belki, bu yaşa gelene kadar bir çok şey yaşadım. Yaşadığım bir çok güzelliği renkler içinde buldum. Renkler arasında gönül alıcı olanları vardır, birden sizi çarpar, bir kıvılcım çakar içinizde, aşık olursunuz.
Kırmızı diyebilir miyiz bu renge?
Tarif edilemeyecek bir renktir bahsettiğim. ‘Evet, bu renk’ denilemeyecek bir renktir o. Zamana göre değişen bir renk, aşkı da böyle tarif edebilirim. Yaşanmışlıklar, güzellikler yaşla birlikte transparan katmanlar gibi, üst üste gelir ve bir resim oluşturur. Bu oluşan resim, içinde gizemi barındırır. Aşk bazen kırmızıdır bazen değil…
2016 yıllarında ‘Sen ve Ben’ serisini çıkardınız. Aşkın en güzel, en saf haliydi o seriniz. Birbirine yaklaşan, karşılıklı iki figür ve ortasında aşkı ifade eden bir metin var genelde bu serideki resimlerinizde. Bu resimleri yaparken hayatınızda aşk var mıydı?
Herkes gibi muhakkak benim de aşklarım oldu. Ben çabuk seven bir insanım, birisine sevgi beslediğim zaman bunun sınırı yoktur. Birisini sevdiğim zaman bu geçmez. O bir düşüncede kalır, resmin bir katmanında kalır.
Sanat tarihinden Frida Kahlo – Diego Rivera aşkı, Picasso’nun yaşadığı aşkları biliyoruz. Sanatçıyı yaşatan, ona yaratıcı enerjisini veren aşk mıdır sizce?
Yeni heyecanlar yaşanmadan yeni eserler ortaya çıkmıyor. Yenilenmesi lazım her şeyin.
RÖPORTAJIN TAMAMI BU HAFTA ALEM'DE.