Sonbahar deyip geçmemek lazım. Her son bir başlangıçtır aslında. Toprağa düşen her bir yaprak gelecek baharın habercisi, hayat yolculuğunun vazgeçilmez evresidir. İçimize dönüp evlerimize kapanmaya başladığımız, içsel dünyamıza kucak açtığımız bu ekim ayı doğum günümü de temsil etmesinin yanı sıra; benim için yine bir doğuma, yeni bir başlangıca vesile oldu.
Tolstoy’un da dediği gibi : “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir. ”
Ben de “KİTAP BİR YOLCULUKTUR” mottosu İle ALEM Dergisi’yle çıkmış olduğum bu yeni yolculukta bana eşlik edecek sizlere bugüne kadar okuduğum beni etkileyen; keyif veren ya da okumayı planladığım kitaplar hakkında düşüncelerimi; yazarlar ve kitapları hakkında ufak bilgileri paylaşmaya çalışacağım. Naçizane tavsiye ve fikirlerimi keyifle okuyup, az da olsa kitapların keşif dolu dünyasına sizleri misafir edebilirsem ne mutlu bana.
Konu yolculuktan açılmışken; her biri bir şekilde insanın kendine yapmış olduğu yolculuğu simgeleyen, benim kütüphanemin sevgili üyelerinden olan aşağıdaki birkaç kitabı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Epsilon yayınlarından Richard Bach’a ait olan “Bir” mutlaka okuma listenizdeki kitaplardan biri olmalı diye düşünüyorum. Verdiği kararlar doğrultusunda atmış olduğu adımların sonucu, yaratmış olduğu paralel evrenlerdeki diğer alternatif hayatlara doğru bir yolculuğa çıkıyor Richard Bach. Kendi alternatif benlikleri ile olan karşılaşmaları sayesinde onu nasıl değişimler bekliyor? Hayatta kalabilmesi için gereken öğretileri keşfederken; geçmiş ve gelecek arasında yapılan böylesine fantastik bir yolculuğa çıkabilme şansınız olsaydı siz kendinize ne sorardınız? Ya da gelecekte olabileceklere vakıf olsaydınız hayatınızda ne gibi değişiklikler yapmak isterdiniz? sorularını sorduğunuz, kendinizi bulmak adına alternatif bir yol sunuyor.
İthaki yayınlarından Madeline Miller’ın kaleme aldığı “Kirke” mitolojik karakterlerin dünyasına farklı bir gözle bakarken; Helios’un kızı, Aiaie cadısı Kirke’nin kendi hayatını baştan inşa etmek üzere vermiş olduğu kah trajik, kah çekişmeli hikayesini anlatıyor. Cadılığın, kötülükten ziyade aslen arzulanma ve aşk adına yapılan bir büyü ile hayat bulduğunu anlatan bu kitap, sizin de kütüphanenizde yerini alması gereken fantastik içerikli bir eser. Yazar, okuyucuların hayal dünyalarına Kirke’nin hayatı ile misafir olurken, aslen insanın kendini ispat etme ve kabul görme arzusunun nasıl da ruhu ele geçirebildiğini çok ince ve yalın bir dille kaleme almış. İnsanın kendi özünü kabullenip, kendi ile kucaklaşabilmesi adına düşündürücü bir kitap.
Türkiye İş Bankası Kültür yayınlarından; çocukluğumun kahin niteliğindeki yazarı Jules Verne’in “İki Yıl Okul Tatili” romanı, yaşadığımız pandemi dönemini çağrıştıran bir kitap. Bir grup öğrencinin; çıkmayı planladıkları yat gezisinin hiç de yolunda gitmemesi sonucu, kendilerini içinde buldukları macera dolu yolculuğu anlatıyor. Jules Verne’nin diğer kitaplarındaki gibi, bu romanının da çocukların hayal dünyalarına katkı sağlayıp hayata bakışlarını renklendireceğini düşünüyorum. Hatta nostalji yapmak adına ara ara çocuk kitaplarını büyüklerin de okuyup, içimizdeki çocuğun ruhunu okşamanın bizlere de iyi geleceğini savunuyorum.
Ve paylaşmasam olmazdı deyip Destek yayınlarından bendenizin kaleme almış olduğu “Aynalı Tılsımlar Dükkanı ”nı sizlere sunmak istiyorum. Kitabım, sokakta karşılaşmaları imkansız gibi görünen, birbirine hiç benzemeyen beş kişiyi, Balat’ta bir mum dükkanında bir araya getiriyor. Her biri kişisel tarihinde görünmeyen gizli yaralar almış bu beş karakter; yaşamlarını değiştirecek olan o kararı verdiklerinde dünyanın en eski, en kadim tılsımını gerçekleştirmeye başladıklarının farkında bile değildirler. Bu ilk romanım; sonsuz bir evrensel sistemi, küçücük bir mum dükkanının içine sığabilen basit ama sert deneyimleri anlatıyor.