Post-apokaliptik bir dünyada geçen, distopik bir İspanya ele alınıyor. Madrid şehrinde, virüslerin dünyayı kasıp kavurduğu bir dünyada, yoksulların yaşadığı bir bölge vardır. Zenginler ve yoksullar arasında büyük bir uçurum vardır ve aşılanmış ve aşılanmamış insanlar arasında bir çatışma başlar.
Distopik bir gelecekte yaşayan insanlar, yaşamlarının geri kalanını geçirmek için Offshore adındaki bir yere gitmek için sınavlara tabi tutulur. Yalnızca %3'lük bir seçkin grup Offshore'a gitme hakkı kazanırken, geri kalanlar hayatta kalmak için savaşmak zorundadır.
Dünyada gizemli bir şekilde kaybolan %2'lik bir insan nüfusu ele alınıyor. Geride kalan insanlar, bu kayboluşun ardından nasıl bir hayat yaşayacaklarını ve dünyanın geleceğini sorgularlar. İnsanların kendilerine anlam yükledikleri şeyler, belirsizlik ve kaos tarafından tehdit edilir.
2. Dünya Savaşı'nı kaybeden ABD'nin Nazi Almanyası ve Japon İmparatorluğu tarafından işgal edildiği bir distopik dünya ele alınıyor. ABD, ikiye bölünmüştür ve özgürlük ve direniş için savaşanların öyküleri anlatılır.
Dünyayı donduran bir felaket sonrasında hayatta kalan insanların, devasa bir tren olan Snowpiercer'de yaşaması konu ediliyor. Trenin her vagonu, sosyal sınıf sisteminin farklı bir katmanını temsil ediyor ve yolcuların mücadelesi, distopik toplumsal düzenin eleştirisi yapılıyor.
Dizide, insanların arzularını kontrol altına alan bir distopik toplumda geçen öyküler ele alınıyor. İnsanlar, farklı sosyal sınıflara ayrılmıştır ve cinsel özgürlük, ahlak ve kişisel özgürlük konularında sorgulamalar yapılır.