Hayat nasıl gidiyor, günleriniz nasıl geçiyor şu sıralar?
Hayat, 6 Şubat'tan beri esasında biraz zor gidiyor. Depremden sonra içimizden bir parça koptu. Ailem ve ben elimizden gelen yardımlarımızı yaptık, ilk günlerdeki gibi olmasa da yapmaya devam ediyoruz. Teknolojinin gelişmesi ile beraber bence günler daha da hızlı geçmeye başladı. Ben aile şirketimizde genel müdürlük yapıyorum. Birçok değişik sektörde iştiraki bulunan şirketimiz, uluslarası ticaret de yaptığı için gelişen teknoloji sayesinde, sürekli çalışıyormuşum gibi hissediyorum. Şaka bir tarafa çalışmayı çok seviyorum. Bu yüzden günümün çoğunluğu çalışarak, akşam eve geldikten sonra da çocuklarım ve eşimle beraber geçiyor. Pandemi döneminde evde çok fazla zaman geçirmeyi sevdik. Hafta sonları da evimizde arkadaşlarımız ve aile büyüklerimiz ile bir arada olmak bizi çok mutlu ediyor.
Yaz için planlarınız neler?
Haziran ayında çocuklarımı yaz kampına yurt dışına götürüyorum. Onlarla beraber iki hafta ben de tatil yapacağım. Daha sonra ise hafta içi İstanbul'da zaman buldukça da hafta sonları Göcek, Bodrum, Çeşme gibi destinasyonlarda küçük tatiller yapmayı planlıyoruz.
Aileniz ile bir gününüz nasıl geçiyor?
Sabah 07.00 gibi kalkıyorum, bazı günler spor yapıyorum ama bu aralar biraz tembellik yapıyorum. Daha sonra hazırlanıp işe gidiyorum. Tüm gün iş yoğunluğu ile geçiyor. 18.30 gibi eve geliyorum. Daha sonra çocuklarla vakit geçiriyorum, yemek telaşı ile geçiyor zaman. Oğlanlar uyuduktan sonra eşim ile film seyretmek kendimize günün yoğunluğundan sonra ayırdığımız güzel bir zaman oluyor.
İş hayatında oldukça yoğun tempoya sahipsiniz. Son dönemde neler yapıyorsunuz?
Dünya ticarette daha da rekabetçi bir hale geldiği için sanırım, tempo hep çok yoğun geçiyor. İşimin yanı sıra çalıştığım STK'larda da görevlerim artıyor. Özellikle TİM yönetim kurulunda ülkemizin ekonomik gelişimi ve tarımın gelişmesi için çalışmak beni çok mutlu ediyor.
Kendinizi içinde iyi hissettiğiniz favori kombininizi bizimle paylaşır mısınız?
Gün içinde takım giymeyi tercih ediyorum. Tüm kış koyu renkler giydiğim için yazın gelmesiyle bahar renkleri hemen favorilerim arasına yerleşti.
Kendinize bir mücevher tasarlasanız nasıl bir şey çıkardı ortaya?
Ben pırlantayı çok seviyorum. Sanırım bir kolye tasarlardım. Altın ve pırlanta karışımı, boynuma tam oturacak zamansız ve şık bir parça çıkarırdım.
Mücevher ile nasıl bir ilişkiniz var?
Her kadın gibi ben de mücevheri çok seviyorum. Özellikle pırlanta benim vazgeçilmezim.
Uğuruna inandığınız parçalar var mı?
Babaannemden kalan altın bileziğimi ve annemin hediye aldığı altın zincir kolyemi üzerimde sürekli taşımayı seviyorum. Tabii ki bir de alyansımı hiç çıkarmıyorum.
Favori değerli taşlarınız neler?
Pırlanta.
Roberto Bravo tasarımlarıyla objektiflerimize poz verdiniz. Koleksiyon hakkında neler söylemek istersiniz, favoriniz var mı?
Roberto Bravo benim çok sevdiğim bir marka. Hem zamansız parçaları hem de sezona uygun olarak yaptıkları tasarımları çok beğeniyorum. Bu sezon ise Marrakech koleksiyonunu çok beğendim. Yazın çok rahat takabileceğim bir koleksiyon.
Çekim sizin için nasıl geçti?
Çekim muhteşem geçti. Hem ALEM Dergisi ekibine, hem de Roberto Bravo ekibine bana zaman ayırdıkları için teşekkür ederim. Koleksiyonlardaki ürünleri denemek çok güzel bir deneyim oldu.
Asla takmam dediğiniz bir aksesuar var mı?
Sanırım çok alaturka mücevherleri takmam.