Madrid doğumlu Penelope Cruz’un hikayesi 90’lı yılların sonlarına doğru başlıyor. Jamón, Jamón filmindeki performansı ile övgüleri topladıktan sonra arkasından gelen 1997 yapımı Open Your Eyes, The Girl of Your Dreams, Woman on Top önünü açıyor. Open Your Eyes’ın yeniden çekimi Vanilla Sky, Tom Cruise ile çok konuşulan ilişkisinin ilk adımlarını attığı gibi, Cruz’un kariyerinde yeni bir perde açıyor. Adından söz ettirdiği Volver, Nine, Blow gibi filmlerin yanında Scarlett Johansson ve Javier Bardem ile birlikte rol aldığı Vicky Cristina Barcelona filminden En İyi Yardımcı Kadın Oscar’ını çıkarması kariyerinde unutulmayacak detaylardan.
1992 yılında tanınmasını sağlayan Jamón, Jamón filminin setinde tanıştığı Javier Bardem’le 2010 yılından bu yana evli olan Penelope Cruz’un Fransız markası Lancôme’un güzellik elçisi olması ile kariyerinde yeni bir dönemin başladığı da bir gerçek. Cruz, güzellik yolculuğu ve hayatı üzerine ALEM’le samimi bir röportaj gerçekleştirdi.
Herkesin tanıdığı bir oyuncu olmanın yanı sıra, bugün dünyanın en seksi kadınları arasında gösteriliyorsunuz. Kendi güzelliğinizle ve kozmetikle olan ilişkiniz geçmişten bugüne nasıl gelişti?
Çok teşekkür ederim, ben kendimi öyle görmesem de bunu duymak güzel. Güzellik benim için çok erken yaşlarda gelişmiş bir olgu. Ailem ben çocukken bir güzellik salonuna sahipti ve ben de zamanımın çoğunu orada geçirirdim. Kadınların neden sürekli kendilerini güzel hissetme ihtiyacında olduklarını düşünürdüm. O zamanlardan öğrendiğim bir şey varsa o da şu ki kozmetikle kendini şımartmak gerçekten kadınlar için bir terapi yöntemi. Bu yüzden ben de erken yaşlardan itibaren annemin makyaj malzemeleriyle birçok tecrübe yaşadım! Şu an tabii ki kozmetik konusunda çok daha seçici olmakla birlikte cildimin ihtiyaçlarının da daha iyi farkındayım.
Uzun zamandan bu yana Lancôme ile işbirliği içindesiniz. İlk ne zaman bir Lancôme ürünü kullanmaya başladınız?
Belki inanmayacaksınız ama kendimi bildim bileli kullandığım Trésor’a bayılıyorum. 14 yaşından beri onu kullanmayı hiç bırakmadım.
Sürekli takip ettiğiniz bir güzellik markasının güzellik elçilerinden biri olmak size kendinizi nasıl hissettiriyor?
Tarif edemeyeceğim şekilde mutluluk verici. Gerçekten onur duyuyorum. Çalıştığım insanlar, bu yolda edindiğim tecrübeler bugün bu hale gelmemi sağladı.
Size baktığımızda kişisel bakımına özen gösteren ve iyi görünen harika bir kadın görüyoruz. Genel olarak güzelliğinizi korumak için belli ritüelleriniz var mı?
Bu konuda elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Cilt temizliği benim için en önemli kural. Çoğu zaman makyaj yapmak için çok az zamanım oluyor. Hatta bazen hiç makyaj yapamadığım günler de oluyor. Bu günlerde cildimi yıpratmadan temizlemek benim için çok kritik. Çok makyaj yaptığım bir günün ardından cildimi mutlaka nemlendiririm. Temizledikten sonra nemlendirmeye özen gösteririm.
Düzenli kullandığınız Lancôme ürünleriniz hangileri?
Advanced Génifique’i yıllardır severek kullanıyorum. Cildimin ihtiyacı olan her şeyi karşılıyor neredeyse.
Biraz da makyaj çantanızdan bahsedelim. Son zamanlarda yenilikleriyle size şaşırtan ve kullanmaktan zevk aldığınız ürünler neler?
Bu aralar çok fazla yeni ürün denedim ve yapısıyla beni kendisine bağlayan bir ürün keşfettim. Ten makyajı benim için çok önemli. Pürüzsüz ten görünümünü seviyorum. Bu yüzden de Teint Idole Ultra Cushion fondöten benim için yaratılmış diyebilirim. Ayrıca bana neşeli ve rengarenk gelen Blush Subtil Cushion allıklar favorilerim arasında. Uyguladığım andan itibaren renk veriyor, cildimi canlandırıp aydınlatarak elmacık kemiklerimi çok iyi gösteriyor.
Çok abartılı makyajdan kaçındığınızı biliyoruz. Günlük hayatınızda uyguladığınız makyajla, davetlerde veya önemli günlerde uyguladığınız makyaj görünümünde ne gibi farklılıklar var?
Günlük hayatımda dışarı çıkarken olabildiğince az ürün kullanırım. İlk olarak yüzümü temizlerim, sonra bir ten ürünü, maskara ve doğal tonlarda bir ruj sürmem yeterli olur. Ama önemli günlerde kullandığım ürün sayısı biraz daha artar ve yüz hatlarımı ortaya çıkarmak hoşuma gider. Özellikle dudak makyajı benim için çok önemli. Son zamanlarda hem gün içinde kullandığım hem de makyajımı gece makyajına çevirirken bana yardımcı olan L’Absolu Rouge’lar her an yanımda.
Muhteşem bir oyunculuk serüveni, dünya çapında bilinen filmlerde başroller, ünlü Fransız markası Lancôme’da güzellik elçiliği… Kariyerinizde birçok başarıya imza attınız. Şimdi geriye dönüp baktığınızda ne hissediyorsunuz?
Önce şunu söylemem gerekiyor ki, kendi hayatım için seçtiğim yol beni çok mutlu ediyor. Şu an bir seçim şansım olsa, yine aynı hayatı yaşamak isterdim. Çünkü kendimi bir karakteri canlandırırken çok iyi ifade edebiliyorum. Mutluluğumu, sevgimi, hüznümü… Birkaç saatliğine de olsa başka bir insan olabilmek, başka hayatları bir hayatın içinde yaşamak gibi. Bu beni çok tatmin ediyor. Edindiğim tecrübeler ve tanıştığım insanlar da işimin en güzel yönü. Hem oyunculuk serüvenimde hem de Lancôme’la yolculuğumda çok şey öğrendim, öğrenmeye de devam ediyorum.
Şimdiye kadar sizi en derinden etkileyen karakter hangisiydi?
Ma Ma filminde canlandırdığım Magda karakteri şüphesiz. Magda, kocasından ayrıldıktan sonra küçük çocuğuna bakmak zorunda kalan göğüs kanseri bir kadın. Canlandırdığım en dokunaklı karakterlerin başında gelir. Çünkü her şeye rağmen çocuğu için asla pes etmiyor, umudunu hiç kaybetmiyor. Oldukça sarsıcı bir hikaye olması beni derinden etkiledi ve bu karakter sayesinde sevdiklerimin değerini daha iyi anladım.
Gelelim günlük hayatınıza. Anne olmadan önce ve anne olduktan sonra hayatınızda neler değişti?
Hayatım tamamen değişti diyebilirim. Anne olmadan önce çoğu zaman düşünmeden hareket edebiliyordum. İstediğim zaman, istediğim şeyi yapmak çok daha kolay geliyordu. Fakat anneliği tecrübe ettikten sonra, benim isteklerimin ve yaptıklarımın önemi kalmadı. Çünkü hayatımın en güzel duygularını yaşadığım dönemi çocuklarımla başladı. Artık hayatımla ilgili bir karar vermeden once ilk aklıma gelen onlar. Bir anne olarak, anneliğin çok farklı bir dünyanın kapılarını açtığını söyleyebilirim.
Çocuklarınızla en çok ne yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
Her boş zamanımda onlarlayım. Çocuklarımın doğal şekilde yetişmesi önceliğim. Bu yüzden birlikte her anne ve çocuğun yaptığı gibi oldukça doğal aktiviteler içinde olmaya özen gösteriyoruz. Bisiklete binmek, çimlerde yürümek ve şarkı söylemek birlikteyken yaptığımız en eğlenceli aktiviteler.
Oldukça yoğun bir iş hayatına sahipsiniz. Özel hayatınızla kariyeriniz arasındaki sınırı nasıl koruyorsunuz?
Yaptığım işleri buna göre seçmeye özen gösteriyorum. Sonuçta bir anneyim ve çocuklarımın her geçen gün biraz daha büyüdüğünü ve geliştiğini biliyorum. Bu süreci yakından takip edebilmek ve hiçbir anlarını kaçırmamak için ekstra özen gösteriyorum. Çok şanslıyım ki çalıştığım insanlar da bu konuda bana çok yardımcı oluyor.
Hayatla alakalı geliştirdiğiniz size özel bir mottonuz var mı?
Sevdiğiniz insanlara onları ne kadar çok sevdiğinizi her an, her saniye söyleyin!