Berin SOMAY – [email protected] / Fotoğraflar: Getty Images Türkiye
Wild at Heart, Twin Peaks, Blue Velvet ve Lost Highway gibi unutulmaz yapımlarla onlarca ödüle layık görülen efsanevi yönetmen, yazar ve yapımcı David Lynch, 2005 yılında kendi adıyla kurduğu vakıf sayesinde bilmediğimiz bir yönüyle öne çıktı ve bizi ‘Transandantal Meditasyon’ ile tanıştırdı.
Olumlu etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış Transandantal Meditasyon tekniği ile hem fiziksel hem de ruhsal açıdan kişinin iyileşmesini amaçlayan David Lynch Foundation, bu tekniğin yaygın olarak uygulanmasını teşvik ederek risk altındaki popülasyonlardaki travma ve stresin ortadan kaldırılması ve önlenmesi için çalışıyor.
“Değişim, içinde başlar” mottosuyla kronik stres ve travma sonrası stres bozukluğu ile başa çıkmayı öğreten vakıf, yoksul bölgelerdeki öğrencileri, savaş gazilerini, cinsel istismara uğramış kadınları, uyuşturucu ve alkol bağımlılarını, hapishane mahkumlarını ve mültecileri odağına alıyor.
Transandantal Meditasyon sayesinde hayatı değişen David Lynch, 1973’ten beri düzenli olarak günde iki kez meditasyon yapıyor ve tek bir seansı bile kaçırmıyor. Bu seanslar sayesinde enerjisinin yükseldiğini, yaratıcılığının arttığını ve kendini daha mutlu hissettiğini belirten Lynch, yıllar içerisinde ulaştığı seviyeyi ‘saf bilinç’ olarak tanımlıyor. ‘Catching the Big: Meditation, Consciousness and Creativity’ adlı kitabında kişisel fikirlerini, çalışma yöntemlerini ve meditasyonun faydalarını paylaşan Lynch, yaratıcı fikirlerin içine nasıl daldığını ve onları birer balık gibi nasıl avladığını anlatıyor.
YAZININ TAMAMI ALEM'DE.