2/6
Türkiye’nin yurt dışında tanınan önemli otellerinden olan Argos in Cappadocia’nın hikayesi, İstanbul’da iletişim danışmanlığı ve Kapadokya’da gayrimenkul geliştirme faaliyetlerinde bulunan Gökşin Ilıcalı’nın, 1996 senesinde ilk kez ziyaret ettiği Uçhisar Köyü’ne ilk görüşte aşık olması ile başlıyor. Ilıcalı, otantik yerleşime olan estetik sadakatini, Ağa Han ödüllü mimar Turgut Cansever’in danışmanlığında, benzersiz bir konaklama mekanına dönüştürürken; binlerce yıllık bir manastır yerleşkesi, buna bağlı mağaralar, yeraltı tünelleri ve tarihi evlerden oluşan kalıntıları titiz ve uzun soluklu restorasyon çalışmalarından geçirmiş. Bu çalışmalar sırasında, iki bin yıllık bir manastır ile yeraltı tünelleri keşfediliyor, ‘Bezirhane’ isimli manastır kilisesinin, eski zamanlarda keşişlere ev sahipliği yaptığı, sonrasında ise meşhur İpek Yolu üzerindeki deve kervanlarını ağırladığı ve bezir yağı üretim tesisi olarak kullanıldığı keşfediliyor. Yıllar süren restorasyon çalışmalarının her ayağı ayrı bir proje aslında. Yerel mimari gelenekler ile taş yontma, marangozluk ve nesilden nesile aktarılmış demir işlemenin tüm otantik incelikleri esas alınarak, tarihi atmosferin tüm detayları titizlikle korunarak ilerleniyor; renk, doku, dekoratif nesneler, kumaş kullanımı ve hatta ışıklandırmada da tüm bu değerler gözönünde bulundurularak, kadim teknikler uygulanıyor.