DİLEK HANİF'İN KEYİF ALANI

Paris Haute Couture Moda Haftası’nda defile yapan ilk Türk tasarımcı olan Dilek Hanif, tasarımlarıyla beyazperdenin efsane ismi Jane Fonda ve stiliyle beğeni toplayan Nicole Richie’nin de kalbini çaldı. Hazır giyim ve haute couture tasarımlarıyla olduğu kadar kişisel tarzıyla da beğeni toplayan Dilek Hanif’i kızları ve köpekleri ile yaşadığı Rumelihisarı’ndaki evinde ziyaret ettik ve tasarımcının eskiyle yeniyi harmanladığı yuvasında keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Modacı olmak istediğinizi ilk ne zaman anladınız?
Aslında ben farkında olmadan, modanın içinde büyüdüm. Modaya olan aşinalığım zaman içinde tutkumu perçinledi ve ben de bu tutkumun peşinden gittim. Bu sebeple aslında modacı olmaya hayatın beni hazırladığını ve bunun kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.

İlk tasarladığınız parçayı hatırlıyor musunuz?
Profesyonel bir modacı olmadan çok önce tasarım yapmaya başladım. O kadar çok şey tasarladım ki yıllar içinde, bu sebeple ilk tasarladığım parçanın ne olduğunu hatırlamıyorum ama o ilk adımın kariyerime dair çok önemli bir karara vesile olduğunu biliyorum.

Kariyerinizin dönüm noktalarından bahsedebilir misiniz?
Kariyerimin dönüm noktası, kesinlikle 2004 yılındaki Paris Haute Couture Haftası’nda gerçekleştirdiğim defilem oldu. Bu defile ile Paris Haute Couture Haftası’nda defile yapan ilk Türk tasarımcı oldum.

Dilek Hanif kadınını en iyi tarif eden sözcükler hangileri?
Feminen, zarif, stil sahibi, elegan ve güçlü.

Tasarım yaparken aklınızda belirli bir kadın oluyor mu?
Tasarım yapmak çok farklı bir ilham gerektiriyor. Bazen bu ilhamı kültürel referanslarda buluyorum, bazense koleksiyonlarım için temalar kurgularken zihnimde canlandırdığım o kadından ilham alıyorum ve o kadını giydiriyorum.

İlham kaynaklarınız nelerdir?
Tarih kitapları, dönem filmleri, kendi kültürümüz.

Tasarımlarınız yurtdışında da oldukça ilgi görüyor. Beyazperdenin yaşsız isimlerinden Jane Fonda ve stiliyle beğeni toplayan Nicole Richie de sizin tasarımlarınızı tercih ediyor. İmzanızı kırmızı halıda görmek nasıl bir duygu?
Muhteşem bir duygu... Bir Türk tasarımcı olarak çalışmalarımızı dünya starlarının üstünde görmek ve bu kadar geniş kitlelere ulaşabilmek gerçekten ayrı bir heyecan, bambaşka bir his.

Sonbahar-Kış Hazır Giyim ve Haute Couture koleksiyonlarınızın hikayesi nedir?
Dilek Hanif Hazır Giyim 2016-2017 Sonbahar-Kış Koleksiyonu, geçmişten geleceğe savaşçı kadınlardan aldığım ilhamla hayat buldu. Koleksiyonun geçmişten beslenen zengin tasarım kodları, modern siluetlerle birleşti ve ortaya görkemli bir koleksiyon çıktı. Bu koleksiyonda vücudu saran formlar, sert kumaşlar, bakır, altın ve gümüş rengi işlemelerle güç hissinin altını çizmeye çalıştık. Krep üzerine tribal işlemeler, yine işlemelerle güçlendirilen geometrik detayları ustalıkla diktik; düz, net ve minimal kalıplar yarattık. Siyah bu koleksiyonda hakim renk olarak ön planda. Siyahın yanı sıra bordo, petrol yeşili, nude, antrasit, pudra ve inciden oluşan asil bir renk paleti tercih ettim. Savaşçı, güçlü kadınlardan aldığımız ilhamla, özenle hazırladığımız koleksiyonumuz, yabancı satın almacılardan, adeta couture çizgisinde ve kalitesinde bir koleksiyon olduğu şeklinde yorumlar aldı. Dilek Hanif Haute Couture Koleksiyonu’nda ise, sahip olduğumuz güçlü tarihi dokunun eklektik ve otantik modellerini bu koleksiyonda modernize ederek günümüze uyarladım. Tasarım kodları sayesinde hem romantizmi, hem dinamizmi temsil eden bir koleksiyon ortaya çıktı. Naif parçaların iddialı modellerle uyum içinde yer alması koleksiyonun alışılmışın dışında görüntüsünü destekliyor. Koleksiyonda 20 parça var. Bu parçalar birbirleriyle tezat oluşturduğu kadar, birbirleriyle konuşuyor da… Bu koleksiyonumda Dilek Hanif Couture geleneğini farklı bir şekilde yorumladım. Tüm parçalarda ince detaylar ve ufak dokunuşlarla parçalar üzerindeki sıra dışı görünüm hissediliyor. Koleksiyon içindeki kıyafetlerin tamamı çok özel, ancak bu koleksiyonumda çalıştığım kaftan, Dilek Hanif imzasını tanımlıyor.

Ufukta yeni projeler, iş birlikleri var mı? Farklı alanlarda tasarım yapmayı düşündünüz mü hiç?
Yeni projeler ve iş birlikleri her zaman var. Şu an için görüşmelerimiz devam ediyor. Tasarımın farklı alanlarında ilgimi çeken bir konu olursa neden olmasın diye düşünüyorum.

Kişisel stilinizle de övgü topluyorsunuz. Tarzınızı nasıl tarif edersiniz?
Atölyemdeyken genellikle sade ve rahat olmayı seviyorum. Ancak zaman zaman da şaşırtıp, sıra dışı ve frapan tasarımlar taşımaktan da keyif alıyorum.

Dolabınızın vazgeçilmez parçaları neler?
Cigarette pantolon, gömlek, siyah küçük elbiseler ve gömlek elbiseler vazgeçilmezlerim arasında.

Asla giymem ve tasarlamam dediğiniz parçalar var mı?
Zamanla asla dediğim şeyler azaldı. Her şeyin farklı bir yorumu olabiliyor.
Sıradan bir iş gününüz nasıl geçiyor?
Sabah erken kalkıyorum. Öğünlerime özen gösteririm. Kahvaltımı evde yapıp çıkarım, öğle yemeğimi muhakkak ofiste yer, akşam yemeğinde de evde olmayı tercih ederim. Günümün çoğu ofiste geçiyor, asistanımın yaptığı programa göre Haute Couture provalarımı ve Hazır Giyim fittinglerimi gerçekleştiririm. Haftada bir mutlaka ekiple Hazır Giyim’in idari toplantısı yaparım.
Çalışmadığınız zamanlar neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
Mutlaka spor yapıyorum. Müzik dinleyerek yürüyüş yapmayı çok seviyorum. Kitap okumayı da çok severim. Sık sık seyahat etmeye çalışıyorum. Programım izin verirse, ufak kaçamaklar yapıyorum. Vakit bulduğumda da yemek yapmayı severim.

Kızlarınız markanızla ilgili nasıl destek oluyorlar size?
Şu an Dilhan ağırlıklı olarak markamla ilgili bana yardımcı oluyor ve Dilek Hanif markasının sosyal medya hesapları ile ilgileniyor. Koleksiyon aşamasında ise tasarım asistanımla beraber çalışıyorlar. Genç bakış açısı ve fikirleri ile hem Dilek Hanif markasına, hem de bize farklı bir yorum katıyor.
Evinizi nasıl dekore ettiniz?
Sıcak ortamları severim, bunu ev dekorasyonuma da yansıttım. Bunun yanı sıra evimde, koleksiyonlarımda da olduğu gibi eski ve yeninin harmanlandığı, yaşanmış parçaların olduğu bir denge mevcut. Tezat parçaları bir arada kullanmayı seviyorum. Uyumun uyumsuzluğu gibi… Klişeleri değil de, farklı olanı seviyorum. Büyük, eski ve orijinal parçaları kullanmayı seviyorum.
En sevdiğiniz köşe ve en değer verdiğiniz eşyalar hangileri?
Evimin içindeki her bir köşe ayrı anlamlı benim için. Dekorasyonu yaparken içime sinmeyen hiçbir şey kullanmadım. Evimin her köşesinde zaman geçirmekten keyif alıyorum. Bu yüzden de zamanımı evde geçirmeyi seviyorum.