ALEM Art Weekend / “Free Clouds” Sergisi

Osman Dinç, "İki Topaç", 2005

Minimalizm ve Arte Povera akımından ilhamla, çelik ve cam heykellerle hikayeler anlatan Osman Dinç'in eserlerinde çocukluğuna, doğaya ve mitolojiye dair izlere rastlamak mümkün. Çocukluğunda kendi oyuncağını yapmak zorunda olduğu günden beri yaratıcı gücünü kullandığını ifade eden Dinç, yapıtlarını "O gün bugündür kendi oyuncaklarımı yapmaya devam ediyorum. Eserlerimi kendim veya 'alter ego'm için yaptığım oyuncaklar olarak kabul edebilirsiniz" sözleriyle ifade ediyor. Sanat yaşamının kültürel kodlarını "Bir ağaç düşünün ki kökü Türkiye'de ve dalları Fransa'ya kadar uzanıyor" cümlesiyle açıklayan Dinç, ALEM Art Weekend sergisine "İki Topaç" eseriyle katıldı. Dinç, eserlerinin yaratım sürecini ise şu cümlelerle anlatıyor: "İlk ne zaman yaptığınızı hatırlamadığınız bir iş, sonraki işinize fikir verir ve böylece bir yerlere varırsınız. Siz bile bunun nereden geldiğini unutmuşsunuzdur. Kısacası yaratma süreci unutmaktan geçer. Bildiklerinizi unutmalısınız ki yeni serbest kompozisyonlar, sentezler oluşsun. Başka bir deyişle sanat yapmak, yol almak gibidir; anlamlı bir yol... İlk attığınız adımı unutursunuz çünkü çok uzun bir yoldur sanat."

Seçkin Pirim, "In Timeless Days", 2022

Çağdaş heykelin ve tasarımın önemli isimlerinden biri olan Seçkin Pirim; minimalist, optik, teknolojik ve tasarımsal dokunuşlarla oluşturduğu eserleriyle karşımıza çıkıyor. Kağıt ve akrilik bazlı heykeller üreten sanatçı, kendi yaşamından yola çıkarak çalışmalarını oluşturduğunu belirtiyor. Pirim'in eserlerini üretirken seçtiği tüm unsurlar, çeşitli sembolik anlamların birer parçası olarak ifade biçimini yansıtıyor. Son dönemde heykel yapımında mermer kullanmaya başlayan Pirim bu süreci; "Melike Alpay Özmen, düzenledikleri Amorf Yarışması'nda jüri olmam için bir davette bulundu ve biz öyle tanıştık. O süre zarfında çok keyifli vakit geçirip iyi anlaştık. Melike bu konulara çok meraklı ve heyecanlı. Melike, mermer işiyle ilgilendiği için ve benim de o sıralar Louis Vuitton işinden kaynaklı mermere olan ilgim, merakım bizi bu konu hakkında yoğun bir sohbete tuttu. Birbirimizi de çok sevdik. Contemporary Istanbul'un başlangıcına da iki ay kadar kısa bir zaman vardı. Melike ile beraber bir iş yapma heyecanı sardı bizi. 'CI'a yetişse ne güzel olur' diye düşündük. O sırada jüride taşla ilgili üretim yapan insanlar da vardı. Melike, 'Benden sana taş, ne istiyorsan yapalım' dedi. O sırada 'İmalatı için de tam adamı burada' dedi. Hüseyin Tokman da yanımızdaydı. 'O da ben de üretiriz' dedi. 'Hep birlikte çıkarız bu işten' dedik. Melike'nin gazıyla, hayatımın en hızlı ilerleyen heykellerinden biri ortaya çıktı. Mermerle çalıştığım ilk heykeldi. Sonuçtan gayet memnunum. Mermere, ekstra bir duygu daha katmak istiyorum; benim için çok heyecanlı. Şimdi renk sorusu kapandı, mermer sorusu gelmeye başladı. Hayatın bu olağan akışını çok seviyorum. Bu hayatımda her zaman plansız oldu" sözleriyle anlatıyor. Pirim, ALEM Art Weekend sergisine de mermer çalışması "In Timeless Days" ile katıldı.

Burcu Erden, "İsimsiz" (Untitled), 2022

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Heykel Bölümü'nde öğretim görevlisi olan Burcu Erden; çalışmalarının üretim sürecinde, heykel ile izleyici arasında kurulacak olan ilişki üzerinden yol alıyor. Heykelin ölçeğiyle oynayarak çeşitli kavramsal imgelerle biçimlendiren sanatçı, tanımlı görsel kalıpları, yeniden yaratıyor. Erden, izleyiciyi heykelleri aracılığıyla çağrışım yaptığı imgeler üzerinden; içinde bulunulan zaman ve mekanı sorgulamaya davet ediyor. Üretimlerinde mermer, seramik, ahşap ve polyester gibi malzemeler kullanan sanatçı, ALEM Art Weekend sergisine "İsimsiz" adlı soyut çalışmasıyla katıldı.

Kemal Tufan, "Spiral / Bilgi Sarmalı", 2021

"ALEM Art Weekend sergisine geçen sene de katılmıştım ve bu seneki seçkide iki çalışmamla yer alıyorum. Serginin, çağdaş sanatı izleyici ile buluşturması açısından çok önemli bir işleve ve giderek artan bir başarı grafiğine sahip olduğunu düşünüyorum. İlk çalışmam "Bulut Kafes" (Cage Cloud) paslanmaz çelik tellerden yaptığım, kapladığı hacme rağmen içini de görebileceğiniz, geçirgenliği olan transparan bir heykel. Özgürlüğü çağrıştıran 'bulut' imgesi ile tutsaklığı çağrıştıran 'kafes' imgelerini bir arada yorumladığım bir çalışma. İkinci heykelim "Spiral" diğer adıyla "Bilgi Sarmalı" yine paslanmaz çelik boruları birbirine kaynatarak oluşturduğum spiral şeklinde dinamik bir form ve bu form, iki ucunda girdap videolarının döndüğü ekranlardan oluşuyor. Daha önce de farklı formlarda ürettiğim video heykellerimin bir versiyonu diyebilirim. Spiral formun içinde yer alan girdap videoları, yaşam döngüsü içerisinde baş döndürücü bir hızla akan zamana ve insanlığın sonsuz devinimine gönderme yapıyor. Çağdaş, özgün bir eser yaratırken beş saniyede aklınıza gelen bir fikrin oluşabilmesi için bazen 25 yıllık bir birikim gerekir. O birikimi sağlamak için de sürekli üretmek ve günceli takip edip araştırmak, yeniliklere açık olmak gerekir. Sanırım bu iki heykelimin yaratım sürecinde de aldığım sanat eğitimi kadar, uzun yılların bilgi ve birikimi etkili olmuştur. İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü'nden mezun olduktan sonra, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü'nden mezun olmamın; işlerimde kullandığım malzemeler ve teknikler ile kavramsal altyapı arasında kurduğum dengede önemli etken olduğunu düşünüyorum. Tek bir üsluba bağlı kalmadan çok yönlü olmamın beni her alanda daha çok özgürleştirdiğine inanıyorum."

Kemal Tufan, "Bulut Kafes" (Cage Cloud), 2020

Erdal Duman, "Dünya Tersine Dönse" (If The World Turned Upside Down), 2021

2002 yılında Hacettepe Üniversitesi Heykel Bölümü'nden mezun olduktan sonra 2006 yılında yine aynı kurumda yüksek lisansını tamamlayan ve 2007'de Yaygara güncel sanat inisiyatifinin kuruculuğunda yer alan Erdal Duman, çalışmalarına Ankara'da devam ediyor. Duman, ALEM Art Weekend sergisinin bu seneki seçkisine "Dünya Tersine Dönse" isimli çalışmasıyla katıldı. Bir metafor olarak karşımıza farklı biçimlerde çıkan terslik kavramını irdeliyor. Erdal Duman'a göre, gerçekliğin kaybolduğu günümüzde, belki de perspektifimizi düzeltebilecek son şansımızken; sanatçı "Bir şeylerin ters gittiği dünyada, dünya tersine döndüğünde gerçekler belki daha net görülebilir" önermesi üzerinden, izleyiciye yerküre ve geleceğe dair yeni bir bakış açısı vadediyor.

Hüsamettin Koçan, "Şaman", 2013

1970 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden mezun olan Hüsamettin Koçan, 1978 yılında Avusturya Hükümet Bursu ile Salzburg'da eğitim aldı ve "Salzburg Şehir Onur Ödülü'ne layık görüldü. Bir yandan Türk halk resmi üzerine araştırmalar yaparken, bir yandan da eğitim hayatına devam ederek profesörlük ve dekanlığa kadar yükseldi. Hüsamettin Koçan, doğduğu yer olan Bayburt'ta açtığı Baksı Müzesi ile Anadolu kültüründe önemli bir sembol olan "şifacı, yardımcı, koruyucu" anlamlarına gelen "baksı"yı sanatsal bir perspektifte yöre halkıyla buluşturuyor. Bu seneki ALEM Art Weekend sergisine "Şaman" isimli 2013 yılında yaptığı heykeliyle katılan Koçan, bu eseriyle de Anadolu kültürü ve sanatına olan ilgisinin altını çiziyor.

Mandarin Oriental'da gerçekleşen "Free Clouds" sergisinden