1999 yapımı Any Given Sunday ve 2014 yapımı Annie filminde birlikte çalışan Cameron Diaz ve Jamie Foxx'u tekrar bir araya getiren Back in Action Netflix'te yayında. Aksiyon- Komedi dalında ailece keyifli bir vakit geçirmenizi hedefleyen filmin yönetmen koltuğunda Seth Gordon otururken, yapımcılar arasında Beau Bauman ve filmin başrol oyuncusu Jamie Foxx da bulunuyor.
CIA ajanları Emily (Cameron Diaz) ve Matt (Jamie Foxx), aynı zamanda birbirlerine aşık bir çifttir. Hayatlarına yeni bir yön verip ajanlık kariyerlerini geride bırakma ve bir aile kurarak geçmişlerini tamamen unutma şansı yakalarlar. Ancak, 15 yıl sakladıkları kimlikleri aniden gün yüzüne çıkar ve ikili, kendilerini bir kez daha casusluk dünyasının tehlikeli oyunları içinde bulur.
Filmin yönetmeni, yazarı ve yapımcısı Seth Gordon Back in Action filmi için ilhamını, Beau Bauman ile bir Dodgers maçındayken birden "Bir casusun çocuğu olsa nasıl olurdu? İşini bırakmak, anonimleşmek ve bir aile kurmak için ortadan kaybolmak zorunda kalmaz mıydı?" sorusunun aklına gelmesiyle ortaya çıktığını belirtiyor. Bu fikirden yola çıkan Gordon, ajanların ebeveynlik konusunda zorlandıklarında casusluk becerilerini kullansalar nasıl olur, diyerek şekillendiğini belirtiyor. Yönetmen hem ebeveyn hem de ajan olma durumunun aksiyon filmlerinde pek rastlanmadığını söyleyerek asıl ilhamını bu şekilde açıklıyor.
Seth Gordon, Jamie Foxx ve Cameron Diaz'ın uzun yıllara dayanan dostluğunun ve daha önce iki projede birlikte çalışmalarının, Back in Action kadro seçiminde önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. Jamie Foxx ile daha önce Horrible Bosses filminde çalıştığı için onu Matt karakteri için ilk tercih olarak düşündüğünü, ancak Cameron Diaz'ın projeye dahil olmasının tamamen Jamie sayesinde gerçekleştiğini belirtiyor. Jamie, Emily karakteri için Cameron'ı önerdiğinde, ünlü oyuncu çoktan emekliliğe ayrılmıştı. Ancak Foxx, Diaz'ı geri dönmeye ikna ederek bu heyecan verici projeye yeniden kazandırmayı başarmış.
Filmi izlerken Glenn Close'u görmek, nedensiz bir şekilde beni çok mutlu etti. Belki de bu mutluluğun sebebi, özellikle Close'un sert tavırlı, soğuk bir büyükanne rolüyle ekrana çıktığında, farklı kuşakların çatışmalarını yansıtmasının filmi aksiyon ve komedi türünden duygusal bir boyuta taşımasıydı. Özellikle ebeveyn olanlar çok iyi bilir ki, çocuk sahibi olduktan sonra kendi ailenizle aranızdaki çatışmaları onlara yansıtmamak için ne kadar çaba harcarsanız harcayın, bir noktada ailenize hak verme arasında bocalamak kaçınılmazdır. Back in Action filminde de Emily'nin kızı Alice, annesiyle çok fazla çatışma yaşıyor ama sonra annesinin büyükannesiyle nasıl anlaştığını görüyor ve annesinin neden böyle olduğuna anlayabiliyor. Bu noktada Glenn Close tatlı sert büyükanne konusunda son derece doğru bir seçimdi.
Cameron Diaz ve Jamie Foxx, yaptığımız özel röportajda, Cameron Diaz'ın emekliliğine neden son verdiğini, Jamie Foxx'un onu nasıl ikna ettiğini ve filmin "Mutlu hayatın sırrı yalanlarda saklı" sözünün anlamını açıkladılar.
"Döndüm çünkü oyunculuğu özlemiştim. 21 yaşımdan beri film çekiyorum ve sadece artık hayatımla farklı bir şekilde ilgilenme zamanının geldiğini düşünmüştüm. O aralar eşimle tanıştım ve ailemizi kurduk. O dönem yapmak istediğim tek şey buydu." diyerek neden emekliye ayrıldığını açıklıyor.
Ünlü oyuncu, oyunculuğa geri dönüşünü, Jamie Foxx ile daha önce iki proje gerçekleştirdiğini ve onu tanıdığını belirterek, "Jamie'yi hem profesyonel hem de gerçek hayatta tanımanın, onun iyi bir partner olacağını ve bu filmi yaparken çok eğleneceğimi biliyor olmam, projeye evet dememi gerçekten kolaylaştırdı. Bunu yaptığım için çok mutluyum." sözleriyle açıklıyor.
Filmin temasını oluşturan "mutlu hayatın sırrı yalanlarda saklı" cümlesini ise Diaz şöyle açıklıyor: "Karakterlerimizin öğrendiklerini şöyle özetleyebilirim: Bence onlar, çocuklarını önceki karmaşık hayatlarından korumaya çalışıyorlardı. Bu hayatı herkesten saklamaya çalışıyorlardı, gerçekleri yalnızca ikisi biliyordu. Ama kim oldukları açığa çıktığında ve çocuklarına bunu anlatmak zorunda kaldıklarında, bence tüm ebeveynlerin yaşadığı hisleri yaşadılar. "Yakalandım, biliyorsunuz" gibi. Ancak şöyle bir şey oldu: "Hayır, aslında sizin havalı bulabileceğiniz şeyler yaptım." Ve bence bu, her ebeveynin bir noktada çocuklarının onların sadece "anne ya da baba" olmadığını anlamasını umut ettiği bir hayaldir." diyerek açıklıyor ve ekliyor; "Çocukların ebeveynlerine inanabileceği ya da sadece onların gerçek insanlar olduğunu fark etmeleri önemli. Çünkü bence ebeveynlik ve çocukların yolculuğu bu; anne babalarınızı gerçek insanlar olarak ancak 30'larınızda, 30'larınızın sonlarında veya 40'larınızda görmeye başlıyorsunuz. 40'larınızda şöyle diyorsunuz: "Ah, annem ve babam sadece insandı. Şimdi anladım." Belki bu farkındalık daha genç yaşta yakalanabilir.
Fotoğraflar: Netflix