Röportaj: Ayşim Özgür
Fotoğraflar: Ertan Demirbilek
Web siteniz derinmermerci.com bir süre önce online oldu. Bu işi yapmaya nasıl karar verdiniz?
derinmermerci.com, başta moda ve stil olmak üzere; mini DM, seyahat&keyif, saat&mücevher, güzellik&bakım ve ‘daha fazlası’ olmak üzere altı kategoriden oluşuyor.
Siteyi açarken hepimizin ilham aldığı ve hepimizin ilham vereceği bir yaşam tarzı platformu oluşturmak istedim. Açıldığı günden beri de çok ilgi görüyor ve gelen yorumlar doğrultusunda gerçekten ilham verebildiğimizi görüyorum.
Siteye içerik akışı nasıl sağlanıyor?
Bize her gün bilgi akıyor ve ben bu bilgilerden çok şey öğreniyorum. Gündemi dünyayla aynı anda takip etmeye çalışıyor ve günde en az on içerik giriyoruz. Girdiğimiz her içeriğin samimi olması, öncelikle ekip olarak bizim ilgimizi çekmesi, konuların arkasını araştırabilmek, okuyabilmek çok önemli. Kendimiz ilgi duyuyorsak paylaşıyoruz hepsini öncelikle. Hep hayal ettiğim bir işti bu. Doğru zamanda olunca demek karşılığını buluyormuş.
Çalışma programınız nasıl oluşuyor?
Ben daha çok geceleri çalışan bir kızım. Dolayısıyla akşamları çok okuyup, çok takip ediyorum. Önümde bilgisayarım hep açık oluyor. Son dakika haberleri, dünyada olup bitenler, beğendiğim blog’lar… Artık herkes bilgiyi video’lar eşliğinde hızlıca öğrenmeyi tercih etse de ben hâlâ çok okuyan biriyim. Ekibimiz ise altı kişi. Hepsi çok şeker, çok başarılı, kendi işlerine yıllarca emek vermiş tecrübeli kadınlar. Ben akşam bir konuya karar verdikten sonra sabaha kadar onlara yazıyorum. Onlar uyandıklarında zaten o günün gündemini çoktan öğrenmiş oluyorlar.
Güne kaçta başlıyorsunuz?
Sanırım çok fazla uyuyan bir insan olmamam burada avantaja dönüştü. Sekiz buçukta uyanıp kızlarımla vakit geçirdikten sonra ofise gidiyorum. Ofise gittiğimde, ekip benim bir gece önce attığım sıralamayı çoktan günün konularını yazdığımız tabloya geçirmiş oluyor. Onun üzerine konuşup, tartışıyoruz. Hepsi enerjik ve coşkulu insanlar neyse ki. “Derin sabaha kadar yazmışsın” demiyorlar. Karşılıklı anlayış çok önemli…
Bir gününüz nasıl geçiyor?
Uyandıktan sonra saate bir bakıyorum, zaman hızla geçmiş ve öğle olmuş. Saat 12.30 odluğunda o kadar çok şey yapmış oluyorum ki neredeyse gün bitiyormuş gibi hissediyorum. Kahve içtikten sonra kızlarımla vakit geçiririm ve onlar öğle uykusuna yatınca ofise giderim. Eğer akşam kızların uyuma saatine kadar ofiste kalmışsam çalışmaya devam ediyoruz. Ekibim de beni kırmayıp benimle kalıyor, yoksa zaten herkes evine daha erken gidiyor. Ama evlerimize gittikten sonra da ortak e-mail grubumuzdan iletişim halinde kalmaya devam ediyoruz.
Stil kavramı sizin için ne ifade ediyor? Kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Stil çok enteresan bir şey. Tanımlamak ne kadar doğru onu bilmiyorum. Yani, nasıl hissediyorsam öyle giyiniyorum diyeceğim ama yine de tabii ki stil kavramının varlığını yadsıyamayız. Her şeyden önce zaman içinde oluştuğuna ve değiştiğine inanıyorum.
Röportajın devamı önümüzdeki hafta ALEM dergisinde.