Cerrahlar hayata farklı bir gözle bakma eğilimi gösterir. Aralarında “Kendimi Tanrı gibi hissediyorum” diyenler de çıkıyor. Siz de böyle hissedenlerden misiniz?
Hayır, ben öyle hissetmiyorum. Ancak ameliyat yapma eylemi kontrol altında tuttuğunuz bir kibir duygusunu da içinde barındırır. Tekleyen bir kalbi onaracak güçte olduğunuzu bilecek kadar kendinize güvenmek zorundasınız, ancak öte yandan bunun dozunu da kaçırmamanız gerekir ki karar verme yetiniz zaafa uğramasın.
Son on yıllık dönemde neler öğrendiniz, 10 tanesini sayar mısınız?
Son 10 yıllık dönemde, bir doktorken doktor/Oprah konuğu/kitap yazarı/TV programcısı haline geldim ve süreç içinde izleyicilerim, hastalarım ve kendim hakkında çok şey öğrendim.
Mehmet Öz'den 10 Tavsiye
1. En son yaptığınız şeyin her zaman için en iyi şey olduğu söylenemez. Ülkenin en gelişmiş hastanelerinden birinde çalışıyorum, ancak aynı zamanda eski zaman şifalarına da önem veriyorum, yanıkları gümüşle (aynı zamanda ilk antibiyotik olarak bilinir) tedavi etmek gibi veya ameliyat yaralarını sülük kullanarak iyileştirmek (evet, hastaneler bunu hala yapıyor) gibi... Şöyle düşünün: eğer bir uygulama bugün hala rağbet görüyorsa, onun şöyle ya da böyle bir değeri vardır, yoksa çoktan unutulup gitmiş olması olması gerekirdi.
2. Değişim mümkündür, ancak eğer ona inanırsak. Genetik ve hastalıklar hakkında daha fazla bilgi sahibi oldukça, yaşam biçiminin neredeyse DNA kadar önemli olduğunu anlamaya başlıyoruz. İnsanlar eğer anne- babalarında kalp hastalığı veya fazla kilo sorunu varsa, kendilerinin de aynı akıbetten kaçamayacağını sanıyor. Oysa ki sağlığınızı değiştirebilirsiniz , eğer kendinizi iyi tercihler yapmaya adarsanız.
3. Yaptıklarımızı yeterli buluyoruz, iş işten geçtikten sonra da neden yapmadık diye hayıflanıyoruz. Birkaç yıl önce, Oprah’ın programına Randi Pausch ile birlikte katıldım. Carnegie Mellon profesörlerinden Pausch ileri derecede pankreas kanseriydi. Program sırasında bana geçtiğimiz günlerde ailesiyle birlikte yunus balıklarıyla yüzmek için Discovery Cove’a bir geziye çıktıklarını söyledi. Bunu hep yapmak istemiş ve bunu yapmaya ancak ölmek üzereyken zaman bulabilmiş. Ertesi gün, ailemle aynı yere gitmek için rezervasyon yaptırdım. Eğer hayatta yapmak istediğiniz şeyleri içeren bir dilek listeniz varsa, ertelemeyin hemen bugün gerçekleştirmenin planlarını yapın derim.
4. Bir TV programı sunmak açık kalp ameliyatı yapmaktan çok da farklı bir şey değil. Hem TV stüdyosunda hem de ameliyathanede, sizin mükemmel iş çıkarmanız için kendi işlerini doğru yapan son derece nitelikli profesyonellerden yardım alıyorsunuz. Takım lideri olarak, her oyuncunun – anestezi uzmanından kameramana kadar – kendi işinde benim o işi yapabileceğimden daha iyi olduğunu biliyorum ve herkesin benim daha iyi görünmem için elinden geleni yaptığını görüyorum.
5. Hedeflerinize ulaşmak için, doğru şeyi yapmak gerekir ve bu doğru da bazen en basit şeylerden geçer. Geçenlerde televizyon seyrettiğim kanapeyi kaldırdım ve yerine sabit bir bisiklet koydum. Bundan önce, spor salonuna gitmek için zaman ayırmak zorundaydım, oysa ki şimdi sevdiğim programları (House gibi) izlerken pedal çevirebiliyorum. Ortalama bir Amerikalının haftada 30 saatten fazla TV seyrettiğini düşünürsek, hepimiz böyle yaparsak pek fazla yükün altına girmeden vücut için ne kadar büyük bir şey yapmış oluruz.
6. Bir şeyi bilmek her zaman için değişmeyi beraberinde getirmez, ama bir şeyi anlamayı getirir. Şimdi size “geçen yıl bir milyon insan kalp krizi geçirdi” dersem, eğer siz o bir milyon insandan biri değilseniz, bir kulağınızdan girip öbür kulağınızdan çıkar. Peki ama ya size bir arterin(damarın) resmini gösterirsem ve bu resimde plak oluşumunu ve kırılmaları gösterirsem, kalp krizi artık soyut bir kavram olmaktan çıkar ve gerçek bir öyküye dönüşür. Bundan sonra büyük ihtimalle kalbinize daha iyi bakmak istersiniz, çünkü aynı öykünün başınıza gelmesini istemezsiniz.
7. Yatağa 30 dakika erken girmek hayatınızı değiştirir. Ben yıllar boyunca uzun hastane rotasyonlarından dolayı çok az uykuyla yaşadım ve bir gecede deliksiz yedi saat uyumadığım takdirde ertesi gün iyi iş çıkaramayacağımı artık öğrendim. 50 yaşın altındaki Amerikalıların yarısına yakını yeterince uyumuyor, eğer uykuya öncelik verildiği takdirde daha fazla enerjiyle, daha az stresle ve (bir doktor için en önemlisi) berrak bir kafayla iş yapacağınızı size garanti ederim.
8. Eğer daha sağlıklı bir toplum istiyorsanız, bunun için mücadele edin. New Jersey’den Manhattan’a giden köprüyü her sabah bisikletle geçerdim. Bisiklete binenlerin pek çoğunun kış aylarında çark ettiğini gözledim, bunun nedenlerinden bisikleti biri köprünün her iki yakasında yüklenip 50 basamaklık merdiveni inip çıkmak zorunda kalmalarıydı. Biz de merdiven olmadan yeni bir bisiklet yolu açılması için dilekçe verdik – ve istediğimizi aldık. Hepimizde içinde yaşadığımız toplumun sağlığını daha iyi noktalara taşıma gücü var, ister daha iyi bisiklet yolları yaptırma, ister daha fazla kaldırım yaptırma isterse taze mahsullerin satıldığı çiftçi pazarı kurdurma şeklinde olsun.
9. Bilinçli hastalar doktorları daha bilinçli olmaya iter. İnsanlar doktorun söylediğine karşı bir şey söylemeye çekinirler, ancak iyi hasta elini kaldırıp “ben bunu anlamıyorum” veya “bunun bir yararını görmedim” diyebilen hastadır. Hekiminiz sizle kurduğu açık ve içten diyalogtan aldığı bilgiyi, baktığı bir sonraki hastaya da aktarabilecektir.
10. Konu daha uzun yaşamak değil, konu daha iyi yaşamaktır. Vaktiyle alışkanlıklarını değiştirmediği takdirde kalp krizi geçirme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir hastam vardı. Beni dinledi ve alışkanlıklarını değiştirdi. Bir sonraki sağlık kontrolünde, ömrüne ömür kattığı için onu tebrik ettim ama o bana dedi ki “Böyle bir amaçla yapmadım. Kendimi daha iyi hissetmek istedim, hepsi bu”. 80’li hatta 90’lı yaşlara kadar yaşama düşüncesi hoş bir şey tabii, ama insanları hayat biçimlerini değiştirmeye asıl iten şey, bugün sağlıklı bir vücuda sahip olma isteğidir.