Üç yaşında bile elbise çizimleri yapan bir çocuktum. Doğduğum ilk günden bu yana beynim ve ruhum bu istek ile dolu. Çizmek, yaratmak ya da tasarlamak artık ne denirse ben zaten bu bilgi ile dünyaya geldim.
Başlarda biraz korktum tabii. Uzun zaman üzerinde çalıştığınız bir işin insanlar tarafından kabul görüp görmeyeceği kaygısı ilk zamanlarda biraz ürkütücü oldu. Ama yaptığım şeye o kadar güveniyordum ki zamanla korkum yerini heyecan ve mutluluğa bıraktı. İlk koleksiyonuma baktığımda hala o amatör ruh ve heyecanın izlerini görebiliyorum.
Çok yüksek duyguların defile gününde bana iyi hissettirmediğini beni tanıyan herkes bilir. Çok heyecanlı olmak, çok endişeli olmak ya da kararsız olmak gibi. Bu yüzden o güne ruhsal olarak hazır olmak benim için çok önemli.
2021 İlkbahar/Yaz koleksiyonum Aura çok masalsı ve çok naif bir koleksiyon oldu. İçinde bulunduğumuz dönem bizi iç dünyamızla ve öz benliğimizle baş başa kalmamız konusunda biraz eğitti. Bu da benim yeni koleksiyonuma bakış açımı etkiledi. Renk ve malzeme seçimi, çizim aşaması ve tüm defile hazırlık sürecini çok sakin ve kendimle baş başa geçirdiğim için koleksiyonumda bunun yansımalarını çok net görebiliyorsunuz. Büyük hacimli formlar ve üç boyutlu kıyafetlerin hakim olmasına rağmen özünde çok romantik ve sakin bir hikayesi olduğunu yansıtan bir çalışma oldu.
Biraz yorucu fakat keyifliydi. Her zaman hayalleri olan ve hayallerinin peşinden vazgeçmeden koşan biriydim. Bunun çok uzun bir yolculuk olduğunu kabullenip sakin ve sabırlı olmam gerektiğini neredeyse her gün kendime söylüyordum. Şimdi geldiğim noktaya baktığımda ne kadar doğru kararlar verdiğimi görüp mutlu oluyorum.
RÖPORTAJIN DEVAMI BU HAFTA ALEM'DE.