Cartier’e ait ilk anısının kırmızı bir Cartier kutusu olduğunu paylaşan Sofia Coppola, bunun ne kadar heyecan verici olduğunu çok net hatırladığını söylüyor ve Cartier'nin her zaman tasarıma değer veren yetenekli insanlarla ilişki içinde olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam ediyor; 'Cartier’nin tarzında çok zarif bir taraf var, fazla süslü değil. Bence o tam bir klasik ve sonsuzluğu ifade ediyor. Cartier’nin oyuncu bir yönü de var. Parçalara ayrılan ve başka şeylere dönüşen tasarımlar yaratıyor. Panterin, Cartier’nin ikonik simgesi olarak kalmasını çok seviyorum. Bir bileziğin üstünde, bileğinizin çevresinde dolaşan bir panter olması fikri harika! 1983’te Panthère saat ilk çıktığında onu takan kadınları hatırlıyorum; zarif ve sofistike ama aynı zamanda da seksi ve eğlenceli.'
Coppola, 2005 yılında Marie Antoinette filminin çekimlerini tamamladıktan sonra kendisini markanın Tank serisinden bir saatle ödüllendirmiş. Dolayısıyla kendisini de moda evinin bir hayranı olarak tanımlıyor.