Uğur Batı Alfa Yayınları
Sadakatin zihnen tasarlanmış bir ‘vazgeçme’ fikri olduğunun kabul edildiği bir çağ bu. Sadakat keşke ‘inkâra dönüşmenin eşiğinde aşkın ikrarı’ olsaydı ama sadece kişilerden vazgeçmiyoruz ki! Nesnelerden vazgeçiyoruz. Prensiplerden vazgeçiyoruz. T abii durum böyle olunca tercih ettiğimiz markalardan da kolayca vazgeçiyoruz. Peki, kaçınılmaz olarak sadakat peşinde koşan ‘masum’ marka yöneticisi bugün ne yapabilir ki? Eski kuşak büyük markalar, imaj reklamlarıyla kurulmuştu. Bugün ise bu yetmiyor. Yeni nesil pazarlama dinamikleri kendilerine yeni kurallar koyuyor. Marka mesajlarında etkileşim esas olan, öyle ki bir markanın sosyal medyayı yönetmesi bile tek başına yetmiyor. İşte bu kitap da vazgeçmenin vazgeçilmez olduğu bu çağda, marka yönetiminin tüm prensiplerini anlatıyor” diyor.