Son derece seçkin mücevher ve saat markalarını bünyesinde barındıran Arte’nin Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Murat Ünal ile her biri birer sanat esrini andıran Arte butiğnde yer alan mücevher ve saatlerle ilgili keyifli bir söyleşi yaptık.
Murat Bey, öncelikle size tanıyabilir miyiz?
1964, İstanbul doğumluyum. İş adamı bir babanın oğlu olarak çok genç yaştan beri iş hayatının içerisindeyim. Lüks sektörüne girişim 1993 yılına uzanıyor. Saat ve mücevherle ise 1998 yılında tanıştım, daha sonra 2003 yılında kurucu ortaklarından birisi olduğum ilk Arte butiğimizi açtık, Hala ilk günkü tutkum ile Arte’ye hep daha kaliteli bir servis hedefi gözeterek yön veriyorum.
Kelime anlamı olarak “Sanat” demek Arte, gerçekten sanat eseri niteliğinde ürünlerle dolu… Bu isim ve bu marka nasıl doğdu?
Arte; 2003 Şubat ayında, Türkiye’deki tasarım severleri dünyanın en iyi markaları ve komplikasyon saatleriyle buluşturmak amacıyla kurulan çok özel bir saat ve mücevher butiği. Görkemli bir dünyanın merkezi olan Arte’nin çıkış felsefesi sanat ve sanattan alınan hazdır. Arte, ilk olarak saat sanatı ve saat ustalığından yola çıkmış, ardından kaliteli ürünlerine yeni değerler katmıştır. Bizim işimize bakış açımız; saat mağazacılığından daha çok, saat tutkunlarına lüks hizmet sunan bir marka olmak şeklinde. Arte için; her biri mücevher niteliği taşıyan; Cartier, IWC, Greubel Forsey, Franck Muller, Ulysse Nardin, Bovet, Corum gibi dünyanın önde gelen saat; Omas, Montblanc gibi el yapımı özel kalem; Buben&Zorweg gibi saat saklama kutuları gibi dünyanın en prestijli markalarının buluşma noktası demek en doğru tanımlama olur.
Başarınızın sırrını öğrenebilir miyiz? Size başarıyı getiren ne oldu?
İlk günden itibaren, özellikle saat tutkunları ve koleksiyoncularının en önemli adresi haline geldik. Bu başarımızın arkasında yatan en önemli sebep ise müşteri memnuniyetine verdiğimiz önem. Hitap ettiğimiz kitle gerçekten çok yoğun kişilerden oluşuyor; onların hayatını kolaylaştırmak ve keyif almalarını sağlayabilmek için, tercihleri doğrultusunda; saat dünyasının en özel parçalarını ofislerinde veya evlerinde görebiliyorlar. Hem saat hem de lüks hizmet konusunda uzmanlaşmış bir ekiple çalışıyoruz. Gönül rahatlığıyla hem satış ekibimizin hem de satış sonrası servis ekibimizin kendi konularının en iyisi olduğunu söyleyebilirim. Arte müşterileri, mağazamızda sadece bir saati almanın değil, gerçekten lüks bir deneyim yaşamanın keyfini çıkarıyorlar.
Göz alıcı mücevherler, prestijli saatler, yazı takımları başta olmak üzere çok özel marka ve ürünleri bünyenizde barındırıyorsunuz. Bize kısaca bu markalardan bahseder misiniz?
İstinye Park’ta bulunan butiğimizde dünyanın en prestijli markalarını ve çok özel tasarımlarını bir araya getiren Arte, kalite tutkunları için bir markadan çok daha fazlası. Arte olarak; Cartier, IWC, Greubel Forsey, Frank Muller, Ulysse Nardin, Corum, Graham, Girard Perregaux, Montblanc gibi lüks saatlerin buluşma yeri olmamızın yanı sıra, 81 yıldır el yapımı kalemler üreten Omas ve lüks telefon markası Vertu gibi değerleri de bünyemizde bulunduruyoruz. Bunun yanı sıra zarafeti ve modern tasarımları ile dikkat çeken mücevher markamız Gardin koleksiyonunu tasarım severler ile buluşturuyoruz.
Hepsi birbirinden elit markalar… Marka seçkinizi nasıl oluşturuyorsunuz?
Usta ellerde işlenen bir saat ve mücevher, zamana hükmeden bir sanat eseri haline gelir. Bir saate ruh vermek, onda sanatı ve kaliteyi buluşturmak büyük bir ustalık gerektirir. Bu özel nitelikleri taşıyan saatler, iç mekanizmasından dış tasarımına, en kusursuz hale gelinceye kadar usta ellerde sabırla işlenir. Günlerce, aylarca, bazense yıllarca süren bu çalışmalar sonucu; zamanın kıymetini bilenlerin beğenisine sunulur.
Arte; marka seçkisini oluştururken sektörü yakınen takip etmekte ve koleksiyonerlerin taleplerini dinleyerek, büyük bir ustalık ve emekle hazırlanan muhteşem tasarımlara imza atan, köklü tarihleri olan markaları tercih etmektedir.
Markalara göre müşteri profilinizi tarif edebilir misiniz? Hangi markalar en çok kimler tarafından tercih ediliyor?
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki her saat alan ve saate ilgi duyan koleksiyoner değildir. Türkiye’de çok önemli ve ciddi saat meraklıları ve ayrıca koleksiyonerleri de vardır. Koleksiyonerlerin genellikle bir hedef markaları, modelleri veya spesifikasyonları vardır. Özellikle geçtiğimiz yıl ilk defa Arte ile Türkiye’ye gelen, saat dünyasına ince ustalık, mühendislik ve teknolojiyi harmanlayarak yepyeni bir soluk getiren, pek çok saat tutkunu koleksiyoner tarafından komplike ve mekanik saat denildiğinde ilk akla gelen isim olan Greubel Forsey oldukça fazla ilgi görüyor. Arte dostu saat meraklıları, sektör gelişmelerini yakınen takip etmekte ve sadece kahvemizi içip, sohbet etmek için bile bizleri ziyaret etmektedirler. Dinamikleri kendine has saat dünyası hepimiz için bir tutkuya dönüşmüş halde.
Mücevherden yazı takımlarına kadar uzanan, hem kadın hem de erkeklere yönelik geniş ve seçkin koleksiyonu bir arada barındırmak nasıl bir avantaj sağlıyor?
Saat, erkek aksesuarları içerisinde çok önemli bir yer tuttuğundan dolayı genelde markaların ve koleksiyonların erkek modellerine geniş yer verdiğini görüyoruz. Ancak tabi bu değişiklik gösterebiliyor, markaya ve koleksiyona göre tasarımlar daha maskülen veya feminen ağırlıklı çizgileriyle ön plana çıkmaktadır. Kadınlar için aksesuar seçenekleri arasında mücevher çok önemli bir yer tutmakta ve genelde saat seçiminde de kadınlar için model ve tasarım ön plana çıkmaktadır. Erkekler içinse saat tercihlerinde model ve tasarım kadar saatin mekanizması da çok önemlidir. Hem kadın hem de erkek misafirlerimizi memnun edebilmek adına, olabildiğince fazla marka ve koleksiyonla servis vermeyi amaçlıyoruz. Bu bağlamda da kişiye değil, ailelere hizmet etme fırsatımız doğuyor. Arte dostları kadar, Arte dostu aileleri misafir etmekten de büyük mutluluk duyuyoruz.
Özel sipariş üzerine üretilen ürünleriniz var mı?
Geçtiğimiz yılın sonunda Türkiye’de bir ilk olan siyah renkteki DLC kaplama saat koleksiyonları yaratan Alman markası Blaken ile anlaştık. Firma klasik saat koleksiyonlarının dışına çıkmak isteyen saat tutkunlarına, özel sipariş ile kendi Rolex’lerini yaratabildikleri gibi, sahip oldukları saatleri de Blaken’ın üstün teknolojisi ile kişiselleştirebilme fırsatı sunmaktadır. Dilerseniz eşinizin adını saat kadranına yazdırabilir, çocuğunuzun parmak izini saatin arkasına işletebilirsiniz.
Piri Reis gibi özel bir koleksiyon çalışmalarınız olacak mı yine?
Arte birçok markaya ev sahipliği yaparken, yeni projeler üretmeyi ve yaratmayı seven dinamik, yaratıcı bir firma. 2013 yılında, Piri Reis Haritası’nın 500. yılı anısına, ilk dünya haritası, Omas ve Arte işbirliği ile “Çağlar Boyunca Başyapıtlar” serisinin mücevher kalemlerine dönüştü. Koleksiyonun el yapımı kalemleri, projeyi yöneten Ürün ve Pazarlama Müdürü’müz Gökçe Akkan’ın iki yıllık ön çalışmasının ardından, İtalya›daki Omas atölyelerinde tasarlandı ve hayat buldu. Tasarım ilhamını, ünlü gezgin ve Osmanlı Devleti’nin amirallerinden Piri Reis’in 1513 yılında çizdiği ve bugün dünya tarihini yeniden şekillendiren kaynaklar arasında yer alan “ilk dünya haritası’’ndan aldı. Omas ile geçmişe, köklerimize sahip çıkan ortak değerlerimiz vasıtasıyla önümüzdeki dönemde de yeni projelere imza atmayı planlıyoruz. Piri Reis Limited Edition projesinde olduğu gibi, ön çalışması birkaç yıla yayılan yeni projelerimiz her zaman gündemde olacak.
Takı ve mücevherlerin son derece ön planda olduğu yaz sezonundayız. Arte’de bu yaz nasıl bir koleksiyon bekliyor mücevherseverleri?
Kendi mücevher markamız Gardin’in klasik ama modern, sade ama gösterişli, derin ve sıra dışı koleksiyonunun yanı sıra, bu yaz oldukça renkli bir markayı da bünyemize kattık. Amsterdamlı mücevher markası Tirisi Moda, Türkiye’ye ilk kez geçtiğimiz ay Arte evsahipliğinde merhaba dedi. Metropol kadının hareketli, renkli yaşantısına uyum sağlayabilen bir mücevher markası Tirisi Moda. Üretimi deri konusunda uzman İtalya’da, tamamen el işçiliği ile gerçekleştirilen deri bileklikler ve mücevher charm kombinasyonu ile, 21.yüzyılın güçlü cesur kadınları kendi limitli koleksiyonunuzu yaratma fırsatını yakalıyor. Farklılık yaratmak, Türkiye’de ilklerin altına imza atmak, başı çekmek Arte’nin multibrand kültüründe var diyebilirim.
Röportaj: Aslı TANDOĞAN
Fotoğraf: Ertan DEMİRBİLEK