"Kaç yaşındasın?" sorusuna aslında bir tane cevap yoktur. Bu soruya genel kabul olarak verilen yanıt, doğumdan itibaren geçen yılların sayısı yani kronolojik yaşımızdır. Ancak bazı gelişim psikolojisi uzmanlarına göre bu kronolojik yaş, kişilerin psikolojik gelişimleri hakkında çıkarım yapmak için yetersizdir (Botwinick, 1978). Kronolojik yaşla beraber kişinin yaşıyla ilgili referans alabileceğimiz toplam dört çeşit kavramsal yaş vardır. Bu sebeple de sadece sayı değeri olan kronolojik yaşla kişi hakkında genel bir çıkarım yapmak sığ kalacaktır. Peki, nedir bu diğer yaş kavramları?
Biyolojik Yaş: Bu yaş kavramı, kişinin biyolojik sağlık durumunu referans alan bir yaş çeşididir. Kişinin hayati organlarının çalışma kapasitesi biyolojik yaşı belirler. Kronolojik yaşı ileride olan bir kişi, biyolojik yaş bağlamında daha genç olabilir. Bu durumda kronolojik yaşa bağlı kalmaksızın, biyolojik yaşı genç olan kişinin daha uzun yaşaması beklenir. Örneğin bir kişinin on sekiz yaşında kalp problemi olabilirken, başka bir kişinin yetmiş yaşında hayati organları çok sağlıklı olabilir.
Psikolojik Yaş: Bu yaş çeşidi, psikolojik adaptasyonu ve esnekliği temel alır. Bireylerin adaptasyon kapasitelerini kendi kronolojik yaşıtlarıyla kıyaslamamıza karşılık gelen yaştır. Kişilerin ileriki yaşlarda da öğrenmeye devam ediyor olmaları; psikolojik olarak katı olmamaları; genel motivasyonlarının yüksek oluşu ve olumlu kişilik özellikleri, bu yaş bağlamında onları genç kılar.
Sosyal Yaş: Kişinin diğer insanlarla bağlantılarının ve sosyal rollerinin referans alındığı yaş kavramıdır. Sosyal ilişkilerinde diğerlerine göre daha iyi olan kişilerin, yalnız olan kişilerden daha uzun yaşadığı çalışmalarla gösterilmiştir. Sosyal canlılar olduğumuz göz önüne alındığında, bu kulağa pek de şaşırtıcı gelmeyebilir; ancak buna kişinin "genç" kalması bağlamında bir etken olarak baktığımız zaman şaşırtıcı olabiliyor. Sosyal roller açısından da incelersek; örneğin otuz yaşında üniversite okuyan bir kişinin sosyal çevresi ve rolünü düşünelim. Bu kişi, yirmi beş yaşında, okuldan beş yıl önce mezun olmuş ve iş hayatına atılmış; sosyal ortamında evli, çocuklu kişiler olan birine göre, sosyal yaş olarak çok daha farklı bir konumda olurdu.
Aslında anlatmak istediğim şey şu ki, bir kişinin yaşını duyduğumuz zaman ya da kendi yaşımız için kafamızda kısa yollarla oluşan o genellemeler, büyük ölçüde sınırlayıcı ve yanlış olabiliyor. Yaşını söylerken verdiği cevabı kendisi ile bağdaştıramayan pek çok kişinin, neden öyle hissettiğini artık daha iyi anlayabiliriz. Genel kabul gören kronolojik yaşın, kişinin yaşı hakkında çok sınırlı bilgi verdiğini, yaş kavramları bağlamında düşünmenin, konu hakkında çıkarım yaparken daha anlamlı olacağını ve iyi hissettireceğini düşünüyorum.